Spor gündemi hızla dönen bir anafor gibi futbola kendini kaptırmış, gidiyor.
En çok konuşulan da merak edilen, beklenmedik sürprizlerle her geçen gün yeni bir boyut kazanan “Ocak Transferi”... Gönderilmesi istenenler, bir türlü gönderilemeyenler... Kadroda var sayılarak Süper Lig’in ikinci yarısında takımlarının “temel”ini oluşturması planlanan ama bir anda kuş olup uçuverenler...
Milyonlarca euroluk “ödenmemiş” alacaklara takılanlar, bu alacakları ya da borçları pazarlık konusu ve tehdit aracı olarak kullananlar...
Hepsi ocak transferinde.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Dikkat: Siz de anafora kaptırırsanız kendinizi aklınız bir yerde karaya vurur, ruhunuz da bilinmez iklimlere savrulur.
O yüzden hak ettiği -gerçekleşmiş- ücreti ödenmediği halde “ Git kendine kulüp bul” denilerek kulübünden dışlanan Serdar Aziz örneği ibretlik bir öyküdür. Serdar Aziz, 1,8 milyon euroluk alacağını aylardır alamıyor. Teknik Direktör Fatih Terim tarafından kapıya konuluyor. Alacaklarından vazgeçerek sözleşmesinin feshedilmesini isteyen Serdar Aziz’e Galatasaray yönetiminin verdiği yanıt: “Alacağını ödeyelim, sen de 2016’da senin için ödediğimiz 4,5 milyon euroyu getir, istediğin yere git!”
Ne yardan geçiyor Galatasaray, ne de serden. İşin içinde bir de Serdar’ı Fenerbahçe’ye kaptırmama inadı var. Pazarlığa oturmuyorlar, pazarlığı tıkıyorlar.
Beşiktaş’ta ve Galatasaray’da bir başka şok yaşanıyor: Ryan Babel 2 milyon euroya Fulham’a gidiyor. Younes Belhanda da Suudi Arabistan için 9 milyon euroya valizi toplamak üzere.
Şehir hatlarındaki vapur turnikelerini de geçtik. Bildiğimiz oyuncular hızla çıkış yaparken, her gün yeni bir oyuncu manşetlerde boy gösterip turnikeden geçiyor.
Hangi antrenörün, yarın sabah hangi oyuncularla antrenmana çıkacağı belli değil. Futbolcular da takım arkadaşlarını tanımadan taktik çalışmaya (!) çalışıyor.Onlar da bilmiyor, ben de bilmiyorum.
Bilen varsa beri gelsin!
David Badia Fenerbahçe’de!
Ali Kiremitçioğlu dostum, Barcelona kulübünün resmi temsilcisi. İstanbul’da Barcelona adına altyapı çalışmalarını düzenliyor. 600 ücretli öğrencinin yanı sıra 100 yetenekli öğrenci de ücretsiz (burslu) olarak futbol öğreniyor.
Barcelona, dünyada 7 merkezde yapılan bu çalışmalara haftalık antrenman programları gönderiyor... Bir İspanyol antrenörün yönetiminde hem antrenörler hem de oyuncular eğitiliyor. Genç altyapı antrenörleri de yeni kulüplere uçuyor.
...Ve Barcelona-İstanbul’dan son haber: Okulun Başantrenörü David Badia ve üç futbolcu Fenerbahçe’ye transfer edildi. Yeni antrenör Albert de işbaşı yaptı.
Bravo Ali Kiremitçioğlu. Tuttuğun yol çok doğru!
Kim kimi anlayacak?
Uğur Meleke, teknolojiye, sosyal medyaya, internete araştırıcı kimliğiyle yaklaşan, bu gelişmelerden sosyolojik sonuçlar da çıkaran bir spor yorumcusu...
Çok değerli bulguları, görüşleri ve analizleri var. Dünkü Hürriyet’te yayınlanan yazısı ve iddiası tartışmalı. 1950 - 60 kuşağı antrenörlerin genç futbolcuları anlayamadığını, buna karşılık 1970’den sonra doğan genç antrenörlerin daha iyi iletişim kurduğunu ileri sürüyor. Üstü örtülü bir ifadeyle birinci gruptaki Mourinho ve akranlarının işi bırakmasından ve Pogba’nın Manchester United’da Solskjaer’in elinde yeniden parlamasından hareketle bizde de genç antrenörlerin işbaşına gelmesi gerektiğini öne sürüyor. Bu durumda Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli gibi şampiyonluklar kazanmış hocalar ne yapacak? Bırakıp gitsinler mi? Yoksa bize de mi bir mesajı var : Bırakmamızı mı istiyorlar? Tam da Cem Dizdar’ın dediği gibi : Bugünkü interneti, bilgisayarı, cep telefonunu bulup üstün sosyal medya kahramanlarının doğmasına yol açanlar da artık “eski” diye tabir edilen bizim kuşaktan. Onlar ne olacak?
Her neyse “teknososyoloji” diye bir bilim alanı var. O alanı dikkatle izleyelim, acele etmeyelim!
Spor Kulüpleri Yasası
Spor dünyamızdan tecrübeli bir dostumuz aradı:
“Gider bakarsanız, araştırıp sorarsanız, Spor Kulüpleri Yasası TBMM’ye gitmeye hazır, orada kabul edilirse, evet, 48 saatte yürürlüğe girer amma...”
“..O yasa taslağında hem Prof. Dr. Mehmet Helvacı, hem de uzman denetleyici, hukuk adamı ve ekonomist Hüsnü Güreli’nin emekleri, katkıları var. En önemlisi, başkan ve yöneticilere çalışma dönemindeki borçlardan kişisel olarak sorumlu sorumluluk yükleyen maddeler de var. O nedenle bu yasa bekler, engellenir, çıkmaz!”
Yasa çıkmadan yapılandırma da olmaaaz!