Avrupa Futbol Şampiyonası Euro 2020, bizim için bitti. Oyun devam ederken biz dışarıda kaldık. Bu durum bizim alışık olmadığımız bir şey değil. Yıkım değil, felaket değil. Sadece hayal kırıklığı başarısızlık.
İsviçre maçından sonra “Haydi raporunu yaz Hocam” diye yazdım, kimisi yanlış anladı. İstifa beklentisine girdi. Amacım sakin ve detaylı bir analiz yaparak yolumuzu aydınlatacak söylemlerle yeni hedefleri anımsatmaktı. Kuşkusuz bunu yapacaktır.
İlk yapmamız gereken, bilimi devreye sokmak olmalı. Açıkça belirtmeliyim: Futbolda bilimden yararlanmayı bilmiyoruz. Bilimin araştırma evresine katılıp kafa yormuyoruz, katkıda bulunmuyoruz. Futbolumuzda bilim, sadece işe yarar sonuçlarıyla ciddiye alınan, akıllı telefon gibi kullanışlı bir ürün olarak kabul edilir. Oysa o ürünü ortaya çıkarırken de bilimle yol arkadaşlığı yapmalısınız. Üniversitelerimizin de futbola uzak durduğu bir gerçek. Oysa öyle araştırma kitapları, öyle sarsıcı tezler gelir ki, hep birlikte şaşarız.
2002 Dünya Kupası’na giderken bir sürü huysuzluktan sonra nihayet kadroya bir bilim insanını dahil etmiş, bundan çok yararlı sonuçlar sağlamıştık.
O bilim insanının adı Prof.Dr. Turgay Biçer. Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Başkanı. Özellikle Spor Psikolojisi alanında yoğunlaşmış ve kitaplar yazmış bir hoca.
Turgay Hoca, Euro 2020 maceramızı şöyle özetliyor: “Bu hayal kırıklığının önemli nedenleri var: Öncelikle kovid 19 pandemisi. Hedefsizlik duygusu.. Yorgunluk. Robotlaşma. Psikolojik olarak borçlanma. Ruhsal dayanıklılığın zayıflaması.. Bizim Çocuklar hemen hiç dinlenmeden kampa girdiler. İtalya’ya ve Azerbaycan’a hazır gitmediler. Kamp sırasında psikolojik hazırlık olmalıydı. Psikolojik sağlamlık ihmal edildi. Oyunlarda geri dönüş olmadı. Bizim oyuncular rol çatışmasını sevmiyor. O nedenle verimliliği düşüyor. “
Hoca tanıyı koyunca duvara tosladığımızı düşünüyorum. Peki nasıl ayağa kalkacağız? Turgay Biçer, “Sağlıklı bir değerlendirme yapalım” diyor. Şunları anlatıyor:
“- Bu kötü sonucun en yararlı yanı, tecrübedir. Çıkarılması gereken dersler de orada yazılıdır. Futbolcularımız yeniden öğrenmelidir. Bu yetiyi kazanırlarsa, yenilgi muhteşem bir başarı öyküsüne dönüşebilir. Öğrenmeye aç olmak gerekiyor. Tek başına yeteneğin yeterli olmadığını en başarılı, en yetenekli oyuncularımız da hep birlikte anladı. Bu çocukları rahatsız etmek gerekiyor. Yanlışlarıyla yüzleşmeli, kendilerini geliştirmeliler. Sürekli uyarmak, bilgiyi aktarmak, yeni bilgileri uygulamak. Futbolcularda merak ve araştırmayı geliştirmek söz konusu.”
Prof. Dr. Turgay Biçer, Teknik Direktör Şenol Güneş’in bilime açık bir hoca olduğunu, işbirliği yaptıklarında olumlu sonuçlar alındığını anımsattı. Bu arada 4 proje önerdiğini, kabul görmediğini de ekledi; “Hocanın herkesten fazla kredisi var. Bu sorunu çözecektir” dedi.
Sırası gelmişken: Turgay Hoca geçen sezonun son 8 haftasında TFF Birinci Lig’den Giresunspor’a danışmanlık yaptığını da açıkladı. Sonucu biliyorsunuz: Giresunspor Süper Lig’e döndü. Bu son paragraf reklam değildir. Bilim insanından söz ediyoruz, halet-i psikoloji tüccarından değil.
Avrupa’yı bırak dünyaya bak
TFF Başkanı Nihat Özdemir’le 2020 ve sonrasını konuştum. Satır başlarını aktarayım:
ŞENOL GÜNEŞ GÖREVDE “-Katar 2022 Dünya Kupası eleme maçlarındaki pozisyonumuz grup liderliği. Şenol Hocamızla yoğun bir program uygulayacağız. Bizim için yeni hedef 1 Eylül’deki Karadağ maçıdır. Sonrasında Cebelitarık ve Hollanda maçları var. Bu maçların hepsini kazanmak istiyoruz. Dünya Kupası’na katılma hedefini son maça bırakmak istemiyoruz.”
AÇILIŞTA KAPANAN ŞANS “İtalya maçı takımımızı çok olumsuz etkiledi. Çocuklar çok üzüldüler, sarsıldılar. O açılış maçını oynamak bir fikstür talihsizliğiydi. Sonrasında da her maça ağır baskı altında çıktılar.”
EN BAŞARILI ÇOCUKLAR “Zeki, Yusuf ve Burak şampiyon takımın oyuncuları. Çağlar Premier League’de müthiş bir Şampiyonlar Ligi’ne katılma mücadelesi verdi. Avrupa’da oynayan çocuklarımız başarılı bir sezon geçirdiler. Yorgunluk ve talihsizlik çok yıpratıcı oldu.”
OYUN, EN BÜYÜK DERS “- Bizim ders almamız gereken konu oyunun kendisi. Dikkat edin, yere yığılıp kalan, çığlık atıp kıvranan oyuncu yok. Kandırmaca yok. Hakeme itiraz eden yok, centilmence konuşmak var. Hakemin başına toplanmak yok. Oyunun örnek alınacak yanları var. En başta da VAR uygulaması. Hakemlerle VAR odası çok gerektiğinde, çok az konuştular. Hatasız denecek kadar çok doğru kararlar verdiler. Hepimize herkese örnek uygulamalar gördük. Süper Lig’imizde de görelim”
8+6 DOĞRU KARAR Başkan’a 8+6 uygulamasıyla yerli oyuncu kalitesinin düşeceğini, Milli Takım’ın geleceğinin kararacağını söyleyenler de var, dedim “Böyle varsayıma dayalı iddialara sadece saçmalık derim. Hele bir uygulayalım, görsünler. Doğru bir karar aldık. Yararını göreceğimize inanıyoruz” dedi.
Galatasaray’da ELMAS dönemi
Galatasaray Spor Kulübü’nün yüz yılı aşan tarihinde zaman zaman yönetim kavgaları, uyumsuzluklar ve çaresizlikler de gördük. Onlardan biri de yönetimlerde rahle-i tedris’ten geçmeyen üyelerin doğrudan başkan seçilmesi ve geleneklere aykırı pozisyonların sıkıntı yaratmasıydı. Yeni Başkan Burak Elmas, bu konuda tartışmalara yer bırakmayacak bir yetkinliğe, enerjiye ve olgunluğa sahip. Çok genç yaşta 2000 UEFA Kupası’nın kazanıldığı dönemde yönetim kurulu üyesiydi. Rahle-i tedristen geçip “öğrenerek” geldi başkanlığa… Bilgisi, muhasebesi, olgunluğu ve çabukluğu takdire değer. Bakın Fatih Terim nasıl dönüp kaldığı yerden devam etti. Polemiksiz, demeçsiz, tartışmasız bir dönüş bu... Başkan’a da Hoca’ya da bravo. Başarılar.
Çok naz aşık usandırır
Beşiktaş’ta geçen yıl yaşanan sorun aynen devam ediyor: Sergen Yalçın’ın sözleşmesi. İki taraf da birbirini kara sevdalı gibi seviyor. İki taraf da sevgisini ve sadakatini gösterdi, kabul ettirdi. Şimdi bu güzel beraberliği imzalamak zamanı. İki sevgili birbirine kıyamayacağına, asla kopmayacağına göre ne uzatıyorsunuz? Çok naz aşık usandırır. Anlaşın bitsin.