İşte özlenen Beşiktaş... Ligin ilk dört haftasında kazandığı maçlara rağmen sorunlu, sıkıntılı ve kuşkulu oyunlar sundu taraftarlarına... Kadroya katılan yeni oyuncuları da bir türlü devreye sokamıyordu. Yenilerin takıma uyumu henüz gerçekleşmemişti.
İlk 12 dakikada dört top kaybıyla endişe yarattılar: Tosic, Oğuzhan, Quaresma ve Talisca... Bu kayıplar uyandırdı Beşiktaş’ı... Hemen bir dakika sonra Quaresma’nın kale ağzına kestiği sert ortayı Talisca kafa ile Casillas’ın koruduğu kaleye attı. Ligde kalesini gole kapayan Porto için sarsıcı bir darbeydi bu... Sonrasında da oyunu bırakmadılar... Güneş’in Negredo’yu oyuna sokması onlar adına kazançtı.
Telles’in korneri ile Fabri’yi avlayan Tosic netameli, sakar bir oyuncu.. Çoğu zaman arıza yapıyor... Neyse ki, bu gol Beşiktaş’ı bozmadı. Porto’ya meydan okuyan mücadeleyi sürdürdüler...
Beşiktaş’ın seviyesini yükselten en önemli fark Talisca, Cenk Tosun, Quaresma ve Babel’in müthiş etkili ve yardımlaşmalı oyunuydu. Talisca ve Cenk daha geniş bir alanda oynayarak Oğuzhan- Atiba ikilisine yardım edip merkezi rahatlattılar... Böylece kazandıkları toplarla daha çabuk atağa kalktılar. Cenk Tosun’un 25 metreden attığı gole de şapka çıkarmalı...
Kaleci Fabri, zoraki sağ bek Adriano, Pepe ve “gafil” Tosic, bu maçta ileri çıkmayan Caner ile çok dirençli bir savunma yaptı Beşiktaş. Çok sayıda sıkıntıyı kornere savuşturdu. İkinci yarıda 55-65 arasında Beşiktaş geriye yaslanır gibi oldu. Taçlar ve kornerlerle bir telaş süreci yaşadılar... Neyse ki uzamadı. Beşiktaş yeniden sazı alıp resitalin ikinci bölümüne başladı. Hele Babel’in attığı gol. Böylesine çabuk ve akıl dolu pas trafiğinde hepsi de gecenin yıldızı olarak parladılar. Beşiktaş, sahanın her yerinde topun ve maçın efendisi olarak totel bir zafer kazandı.
Peki bu maçtan çıkan ders ne olmalı? Porto, Aboubakarsız oynayamadı... Beşiktaş Aboubakarsız çok güzel oynadı...
...Ve de kazandı. Şenol hocanın verdiği ders budur..