Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bursa’da oynanan Bursaspor-Beşiktaş (1-1) maçında Beşiktaşlı Alvaro Negredo ile Bursasporlu Aurelien Chedjou’nun ikili mücadelesi, VAR’a rağmen yoğun bir “penaltı” tartışmasına neden oldu.

Oyuna devam kararı veren Hakem Cüneyt Çakır, yorumcular tarafından öylesine eleştirildi ki bazısı işi “Çakır VAR’a karşı” iddiasına kadar götürdü.

Hayır, güncel bir demeç değil. Lig maçları başlamadan çok önce, Dünya Kupası sonrasında bu soruyu bir sohbet sırasında Çakır’a sormuştum ben. Aynen şöyle demişti: “Dünyada hiçbir hakem VAR’a karşı olamaz. En azından maçın sonucunu etkileyebilecek hatalardan arınma adına VAR sistemi bizim gerçekten önemli bir yardımcımızdır. VAR’ın hakemleri ikinci plana atacağı yersiz bir kuşku. Tam aksine yeni sistem bizim özgüvenimizi artırır.”

Haberin Devamı

Dünya Kupası’nda yarı final yönetmiş, nedense yurt içinde yönettiği maçlarda özel tartışma konusu olmaktan bir türlü kurtulamamış Çakır’a haksızlık edildiğini düşünürüm hep.

Yine de Negredo - Chedjou mücadelesinde Kamerunlu futbolcunun hareketinin bir penaltı kararı gerektirdiğini düşünüyorum. En azından video masasında oturan Barış Şimşek, Cüneyt Çakır’a “görüntüyü izleme” önerisinde bulunmalıydı. Öyle olmadı. Beşiktaş - Antalyaspor maçında video başında uyuyan (!) Fırat Aydınus da saha içinde kural hatası yapan Halis Özkahya’yı uyarmamıştı...

Böyle arızalar kaçınılmaz biçimde bir süre daha devam edecek. Türk hakemleri 2017’den beri VAR sisteminin içinde. Önce öğrendiler, denediler... Sonra da Dünya Kupası’ndan itibaren uygulamaya geçtiler.

VAR sisteminde gözden kaçan küçük bir ayrıntı var. Maçı yöneten hakem, hiçbir şekilde VAR’a başvurmuyor. Video başındaki hakem önerir ya da uyarırsa yine saha içindeki hakem karar veriyor. VAR sisteminde pek dile getirilmeyen bir deyim de OFR kararı. Öneri üzerine hakem “On Field Review” (Saha içinde inceleme) kararı alabiliyor. Bu kararı kendiliğinden almadığını, mutlaka video hakeminden bir öneri gelmesi gerektiğini hatırlatalım.

Barış Şimşek Cüneyt Çakır’a OFR’yi önerse belki de penaltı kararı verilecekti. Demek ki iki hakem de pozisyonun penaltı olmadığını düşünüyordu. Ya da Barış Şimşek, uyuyordu (!). İkisi de olabilir.

Haberin Devamı

Negredo - Chedjou mücadelesine gelince... Kamerunlu futbolcu sol kolunu (omuzdan dirseğe) vücuduna yapıştırıyor. Ama top omuz hizasında kendisine doğru yönelince vücut öne hareketleniyor. Dirsek yapışıkken sol el bileği topa bilinçle müdahale ederek penaltıyı gerektiren eylemde bulunuyor. Bu pozisyon gri bir pozisyon... Penaltı diyen de olur, penaltıya gerek olmadığına hükmeden de. Konuştuğum ve dinlediğim hakem hocaları da bunu doğruluyor. VAR sisteminde önemli ayrıntı, video hakeminin grinin ötesinde siyah - beyaz kadar belirgin bir saptama yapması.

Süper Lig’de maç yöneten hakemler, oyun kuralları kitabının yanı sıra VAR Protokolu’nun da dikkatle okunmasını öneriyorlar. Gerçekten, sistemin nasıl işleyeceği ancak bu protokolla anlaşılabiliyor.

Jaap Uilenberg dönmeli

Roberto Rosetti, Türkiye’deki hakem eğitimciliği görevinden bir üst pozisyona geçerek UEFA Hakem Komitesi Başkanı oldu. Buradaki kadrosu boş. Anladığım kadarıyla MHK bu kadroya yeni bir atama yapılması konusunda o kadar istekli değil. MHK üyesi Murat Ilgaz’ın özellikle VAR konusunda başarılı çalışmalar yaptığını biliyoruz. Ancak yine de Uilenberg gibi bir hocanın eğitim konusunda daha verimli olabileceğini düşünüyorum. TFF’nin davetiyle eski görevine dönebilecek olan Uilenberg, tıpkı Cüneyt Çakır’da olduğu gibi yeni FİFA hakemlerinin kazanılması konusunda etkin çalışmalar yapabilir. Özellikle Halil Umut Meler ve Ali Palabıyık gibi gelecek vaadeden FİFA kokartlı yıldız adayı hakemlerimizin kariyerleri için bu fırsat çok önemli. Evet, Uilenberg dönmeli. MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nun oluşturacağı dört kişilik bir ekiple Hollandalı hoca büyük işler yapabilir.

Haberin Devamı

Herkese Ayar Verme Enstitüsü

Volkan Demirel, Fenerbahçe - Kayserispor (2-3) maçından sonra galibiyeti kutlayan Kayserispor taraftarlarıyla onlara eşlik eden üç futbolcuya müdahale etmiş. Sinirlenerek hakaret ettiği de söyleniyor. Daha da kaygı yaratan olay, Alper Potuk’un da Volkan abisine destek vermesi. Koridorda söylenen sözler de tek kelimeyle ayıp!

Emre Belözoğlu, memleketin neresine gitse tribünlerin küfürlerine muhatap oluyor. Küfürlü davranışlar asla kabul edilemez. Ancak küfürlerle mağdur olan Emre’nin davranışları da sorgulanmalı. İki milli futbolcu (Volkan ve Emre) yıllardır sürekli “vukuat” yaratıyorlar. Emre’nin soyunma odasında yaptıkları, Erzurumsporlu bir yöneticiyi (Zafer Aynalı) itip kakması gençlere kötü örnek oluşturacak nitelikte. Sürekli meydan okuyan, gider yapan, futbolculuğun dışında başka rollere de soyunan, yanlışlarından bir türlü vazgeçirilemeyen bu sporcular, “ceza” konusunda da engin bir hoşgörüyle karşılaşıyorlar.

Acaba onlara cesaret veren birileri mi var? Aziz Yıldırım, son kongreden önce “Futbolu bırakmış olsaydı, Emre’yi yönetime alacaktım” dediğine göre benzer düşüncede olan başka birileri de olabilir.

Önümüzdeki yıllarda Volkan ve Emre’nin hangi yeni görevlerle futbol dünyasında yer alacağını merak ediyorum doğrusu.

Sorunlu bir takım

Mircea Lucescu, umut veren gençlerle yepyeni bir milli takım oluşturuyor. Bu bağlamda gayretlerini takdir ediyorum.

Aday kadroya kaleci seçimi beklenmedik sürprizlerle dolu. Caner Erkin konusunda kesinlikle yanlış bir tercihte bulundu. Ama bunun ötesinde de sorunlarımız var. Kadroya çağrılan lejyoner futbolcuların çoğu başarısız. Cenk Tosun ve Cengiz Ünder dışındakiler ya formsuz, ya sakat ya da hayatın başka dertleriyle uğraşıyorlar. Kafaları dağınık... İsim isim ayrıntılara girmek istemem ama Rusya ve İsveç gibi 2 zor takımla yapacağımız maçlar öncesinde çocuklar iyi sinyaller vermiyor.