Bu maç için analiz ve ahkam o kadar gerekli değil…
Bir takım ligin dördüncü haftasında Diaby ve Elneny gibi son anda bulunan iki oyuncusuyla santraya gelirse…
Dünya Kupası’nda final görmüş usta stoperi Vida’yla eksilir ve yenik duruma düşerse…
Geçen yılın parlak oyuncuları Ljajic ve Güven’le hayal kırıklıkları yaratırsa…
Hücumda etkinlik gösteren, kanattan yüklenip gol arayışına katılan iki beki, Gökhan ve Caner’le savunmayı unutuyorsa…
Kanattan ezber ortalarla rakip stoperlere idman veriyor ve adam eksilterek ceza alanına giremiyorsa…
Ne Abdullah Avcı’nın yeni oyun sisteminden, çok paslı kurgulardan söz edebiliriz. Ne de Burak Yılmaz’ın dönüşüne umutla bakabiliriz.
Beşiktaş, Süper Lig’de henüz söze başlamayan, ağırlığını koyamayan, gücünü hissettiremeyen bir takım… Bu değerlerin çoğundan da mahrum. İşte o nedenle rakibin hamlelerine mahkum.
Skor tabelasını sadece Beşiktaş’ın etkisiz, kimliksiz ve kişiliksiz oyunuyla açıklayamayız.
Orada iyi bir ev sahibi takım vardı…
Sadece şu kadarını söyleyelim: Güray ve Twusami iki kanattan su gibi aktılar… Orta alanda Tetteh ve Djilobodji ile yardımlaşan, Oğuz ve Morais’le Beşiktaş’ın kanat ataklarını bozan Gazişehir Gaziantep, haklı bir galibiyet aldı.
Bu maçın asıl sıkıntılı yanı, Halil Umut Meler’in penaltı ve kırmızı kart kararı… Evet, Hırvat oyuncunun rakibinin ayağına basarak yaptığı hamlenin karşılığı penaltı. Ama hakem, sağ eliyle Kayode’nin sırtına temasına “darbe” yorumu yaparak kırmızıyı gösterdi. Yanlış uygulama. Sıkıntının rezalete döndüğü konu ise VAR hakemi Alper Ulusoy’un suskunluğu. Onu 2 yıl önce Konya’daki kötü kararlarıyla hatırlıyoruz.
Meler’in 75’te Kayode ve Elneny’ye gösterdiği kırmızı kartlar doğru. Beşiktaş’ın Mısırlısı, rakibinin sert hareketine fedai gibi “dayaklık” görüntülerle karşılık veriyor. İyi futbolcu olabilir. Ama iyi sporcu, böyle bir kırmızı görmez!
Abdullah Hoca’nın Umut Nayir ve Atiba hamlelerinde ne kadar geciktiğini de dramatik biçimde görmüş olduk. İkisi de gol attılar. Heyecan ve umut yarattılar. Ama 9 kişi kalan takım fazlasını yapamadı. Güven’e gereksiz bir güven duygusuyla sabır gösteren Hoca, Atiba’yı da ilk yarıda oyuna almalıydı.
Kanadalı, Kartal’ın ruhundan şarkılar söyledi… Duyan oldu mu acaba?