Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın A Spor özel programında verdikleri mesajlar açık, seçik, kesin ve net: Borçları sıfırlamak yok, yeni kredi de yok, yapılandırma var.

Projeyi bayram ilan edip yeni borçlanmalar ve parlak transferler için elini ovuşturanlar da oldu önce... Mevsimidir, diyerek yerel seçimler arifesinde bu projeyi siyasi yatırım olarak görenler, salt bu nedenle karşı çıkanlar da.

Oysa sadece akıl, sadece ekonomi hükmünü icra ediyor, o kadar.

Haberin Devamı

Başkan Hüseyin Aydın’ın dediği gibi, TBB hemen her dönemde, ekonomik sıkıntıya giren sektörlere yardımcı oluyor, onların nefes almasını sağlıyor ve borçlarını yeniden yapılandırarak bir “can suyu” veriyor. Futbol da böyle bir sektör. Önemli gelirleri var. Bu gelirler kontrolsuz harcamalar, 10 milyar TL’ye yaklaşan aşırı borç yükü nedeniyle yetmemeye başlamış. O nedenle olay, UEFA Finansal Fair Play yaptırımlarına kadar uzamış.

Şimdi yeni bir döneme hazırlanıyor Türk futbolu. UEFA Avrupa Kupaları’na katılacak olan kulüpleri de kapsayarak, profesyonel liglerdeki tüm kulüpleri gerçekçilikle denetlemeye alıp “lisans” talimatının gereklerini yapmaya, daha da sertleşecek yaptırımlara gidiyor Türkiye Futbol Federasyonu.

Son beş yılda durum ve koşullar değişti. Artık bıçak kemiğe dayandı. Borçlar yönetilemez oldu. UEFA Avrupa Kupaları’na katılabilmek için sadece sportif başarı değil, Finansal Fair Play ilkeleri de aranır oldu.

Şimdi ekonomi kurallarının dayattığı “olmazsa olmaz” koşullar var. Su yolunu nasıl buluyorsa, kulüpler de ekonomiye uyup öylece yollarını bulacaklar. Yeni dönemde borçlar yapılandırılırken kulüplerin hem dernek hem de şirket bilançoları denetlenecek.. Demirören’in söylediği Kulüp Tescil ve Lisans talimatında gerekli yeni düzenlemeler, yaptırımlar söz konusu olacak. Transfer yasağı, puan silme, küme düşürme ve diğerleri.

Ekonomistlerin gözüyle “yapılandırma” yaklaşımı çok olumlu. Alacaklı bankaların yüzde 70’i “evet” derse teminatlar birleştirilecek. Ticari faiz bugünkü ortalamaların (28-30) altına düşmeyecek. Ancak vadelerin uzatılması tartışılabilir. 5 yıldan 10 yıla geçerek uzun vadeye yayılmış borçların bütçe disipliniyle daha rahat ödenebileceğine inanılıyor. Öte yandan borçluların gelirlerini artırmaları da kaçınılmaz biçimde ön görülüyor. Ya yayın giderleri artacak, ya sponsorlar devreye girecek... Ya da... Harcamaları kısıp alt yapıdan sporcu yetiştirecekler.

Haberin Devamı

Başka yolu var mı? Hayır, başka yolu yok!

Anlaşıldı mı? Eh, nihayet anlaşıldı!

Önce Nasri, sonra Robinho
AMAN DİKKAT!

Robson de Souza... Bilinen adıyla Robinho... Santos’tan sonra Real Madrid’e transferiyle parlayan kariyeri, Milan’a geçişinde büküldü. Orada yaşadığı bir olay adeta belini kırdı.

2013’de bir İtalyan Mahkemesi Robinho ve 5 arkadaşını 22 yaşında bir Arnavut kadına tecavüz iddiasıyla yargılamaya başladı. Robinho bu iddiaları reddetti. 2017 yılında Robinho 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Dava şimdi yargıtay sürecinde.

Biliyorsunuz, Robinho geçen yıl Sivasspor’a geldi, şimdi de Başakşehir’de. Bazı STK’lar, yargılandığı suç nedeniyle Robinho’nun Türkiye’de futbol oynamasını ülkemizin kültürü açısından sakıncalı buluyorlar. Saha içindeki Robinho, kendisinden bekleneni fazlasıyla yerine getirdi. O nedenle iddiası ve hedefi daha büyük olan Başakşehir’e geldi.

Haberin Devamı

İki yıl önce dopingden yargılanmakta olan Fransız futbolcu Samir Nasri, Antalyaspor’a geldi. Burada kısa bir sürede disiplinsiz davranışları ve verimsizliği nedeniyle sözleşmesi feshedildi. Manchester City, Arsenal ve Antalyaspor. Sonunda UEFA’dan 6 aylık ceza aldı Samir Nasri. Şimdi cezasını tamamladı. West Ham’da yeni bir yolculuğa başladı.

Araştırıp öğrendim: Robinho, şöhreti ve parası nedeniyle Avrupa’da işlediği suçlarla dikkat çeken Arnavut çetesinin kurbanı olmuş. Avukatı ve menajeri Brezilyalı bir kadın. Yargıtaydan temize çıkacağına inanıyor Robinho.

İki olaya da bakınca şunu söylemekten geri duramıyorum: Adı, yeteneği, performansı ve kariyeri ne olursa olsun, kulüplerimiz futbolcuların özgeçmişiyle, özel hayatıyla da yakından ilgilenmeli. Doping iddiası ya da adli bir soruşturma olup olmadığına bakmalı. Peki kulüplerimiz bu işten zarar görür mü? FİFA kuralları açık... Cezası kesinleşen futbolcu hiçbir maça çıkamaz ve lisansı kendiliğinden feshedilmiş sayılır.

Yazık adamlar: Ozan, Serdar, Tolgay

Ara transfer bitene kadar kenarda sakin beklemeyi tercih ederim. Heyecanım sınırlıdır. Bu yıl dikkatimi çeken çocuklar Fenerbahçeli Ozan Tufan, Galatasaraylı Serdar Aziz ve Beşiktaşlı Tolgay Arslan... Üçü de dışlandı, yok sayıldı. Bence haksızlığa uğradılar. Hadi, Ozan Tufan’ın Alanyaspor’a gidişini onaylayalım. Belki iyi bir dönüş yapar. Peki Serdar ve Tolgay’a ne demeli? Kulüpleri dışlarken kampa götürmedi onları. Kendilerine kulüp bulmaları istenirken her türlü pazarlıkta işi yokuşa sürdüler. Sorunları çözülmez hale getirdiler. Futbolcuların değerini düşürdüler. Yazık değil mi yani?

Karataş’ın kitabı

Futbol sadece futbol değildir. Tamam, anladık. Ama hayat da sadece spor değildir. Bana bu gerçeği anımsatan dostum Nevzat Karataş. Genç arkadaşlarım belki tanımıyorlar ama, Nevzat Karataş bir dönem Ankaragücü’nün başkanlığını yaptı. Bugünkü Kulüpler Birliği’nin kuruluşunda emek ve çaba harcadı. Karataş dostum, yaşadığı acı olaylardan sonra hayatın kendisine öğrettiklerini, yoluna ışık tutan düşünceleri bir kitapta toplamış: Yaşamdan Alıntılar ve İzler. Descartes’tan Mevlana’ya, Atatürk’ten Bernard Shaw’a, Konfiçyüs’ten Bakırcı’ya... 575 sayfada 5 bine yakın özlü sözü toplayıp kaliteli görsellerle güzel bir kağıda bastırarak, “ücretsiz” yayınlamış. Şimdi ondan beklediğim şu: Üstat, bu kitabı makul bir fiyatla satışa sunmalısın. Bırak insanlar kolayca ulaşsın.

Bu kadar da değil. Karataş’ın eşi Nebahat Hanım da bir yandan Gökçe Karataş Vakfı’nı yönetirken, bir yandan da resim yapıyor. Facebook’tan katıldığı yarışmada Kanada’dan bir ödül kazandı. Kutluyorum efendim.

Anlaşıldı: Akıl, yolunu buldu