Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şenol Hocamızı anlamakta güçlük çekiyorum. Milli Takım, 10 gün sonraki İtalya maçına mı hazırlanıyor, yoksa sezon başı hazırlık ve tanışma kampı mı yapıyor? Anlaşılmıyor.
Milli Takım’ın Gine karşısında ilk yarıda oynadığı oyun çoğu futbolcunun terlemesine bile yetmemiştir. Sezonu henüz kapatmış, tatile gitme fırsatı bulamamış oyuncular, belki de yorgunluktan, pasif dinlenmeye geçmiş gibiler. Yavaş, isteksiz, belki de sakatlanma endişesiyle ”öylesine” oynuyorlar. Darılmasınlar, onları seviyoruz. Hepsi de “Bayrak Çocuklar”, bunu biliyoruz. Ama el insaf... Neresinden bakarsanız bakın, bu bir milli maç... Hazırlık maçı, diyerek önemsemiyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Milletin gönlünde final rüyaları var. O rüyaları görmek için sizin de sahici bir oyunla terlemeniz gerekir arkadaşlar…
Koca bir ilk yarıda kaleye isabetli tek şut atamıyorsanız, Cengiz’den, Enes’ten, Abdülkadir’den şöyle heyecan yaratan bir pozisyon, bir güzellik, bir ikili mücadele izleyemiyorsak, hangi hayallerle, hangi rüyalarla gideceğiz İtalya’ya? Söyler misiniz?
Gineli oyuncular ve hemşerimiz (!) Didier Six (Dündar Siz yani) alınmasın ama, kibar bir jübile maçının konukları gibiydiler.Gineli oyuncular ve hemşerimiz (!) Didier Six (Dündar Siz yani) alınmasın ama, kibar bir jübile maçının konukları gibiydiler.Azerbaycan maçı daha ciddi, daha gerçek, daha da aydınlatıcı oldu. Sertlik, çabukluk, ikili mücadele, fauller, goller hepsi de sahiciydi. Orada üçlü savunmayı gördük ve tartıştık, yediğimiz ve attığımız golleri analiz etmeye çalıştık.Gine karşısında o ciddiyeti göremedik. Elbette bir masumiyet söz konusuydu. Temiz duygularla oynadılar. Oyalandılar. Bizi de oyaladılar işte.
Dünkü maç, fazla bir şey vermedi. Bir saat boyunca şöyle iyi bir hücum seti, güzel bir şut, çabuk bir geçiş, ya da hoş bir ikili mücadele izleyemedik. Ancak 60. dakikadan sonra hareketlendi maç... Cengiz, Halil, Kenan ve Orkun’un hakkını yemeyelim... Mert Müldür’ün de hoş bir şutu vardı. Bir de şu: Orkun Kürkçü korneri kullandı, rakip ceza alanında yerleşen dört futbolcumuzdan hiç biri sıçramadı. Dünkü ilk on birin gruptaki hiçbir maçta bir araya gelemeyeceğini gördük. O yüzden takım tartısı yapmak da mümkün olmadı. Bireysel olarak turnikeye girip adeta sırayla oynadıkları için, olsa olsa kadro dışında kalacak dört kişi hakkında Şenol Hoca’ya bir fikir vermişlerdir.
Sırası gelmişken... 30 kişilik kadronun 26’ya indirilmesi zor bir karar. Dört oyuncunun kalbi kırılabilir, üzülebilirler. Şenol Hoca, 2002’de yaptığı gibi onları da kadro içinde ama maç kadroları dışında tutarak antrenmanlara ve seyahatlere davet etse, gönüllerini almış olur. Çok zor da değil, iyi olur!