08.03.2022 - 10:06 | Son Güncellenme:
Selay SAYKAL / TRABZON (DHA)
Trabzonspor'un sezon başında Parma'dan kadrosuna dahil ettiği Danimarkalı golcü Andreas Cornelius, kulüp dergisinin 194'üncü sayısında, bordo mavili takımdaki hedeflerini ve futbol kariyerini anlattı. Süper Lig'de 12 golü bulunan ve Alexander Sörloth'un ardından Trabzonsporlu taraftarların 'Kuzey'in yeni kralı' diye seslendiği Cornelius, Parma'dan bordo mavili kulübe transfer olduğu dönemde takım arkadaşları ve hocalarının etkisiyle kente ve takıma kolayca uyum sağladığını söyledi.
"İTALYA'DAN TEKLİF ALMIŞTIM"
Trabzonspor'a imza atmadan önce başka kulüplerden de teklif aldığını ifade eden Cornelius, "Teklifin yanında ilgiden de bahsedebiliriz. Transfer dönemi boyunca sizinle ilgilenen ve doğrudan teklif yapan kulüpler olabiliyor. Bunların yanı sıra ciddi olarak İtalya'dan bir teklif almıştım. Oraya da gidebilirdim ama benim tercihim Trabzonspor ve Trabzon şehrine gelmek yönünde oldu" dedi.
"HAYALİMİZDEN ÇOK DAHA ÖTE BİR DURUM"
Trabzonspor'a transfer olduğunda hedefinin ligin zirvesinde olmak olduğunu belirten oyuncu, "Takımımızın mevcut konumuna baktığımız zaman aslında bunu gerçekleştirebileceğimizi görüyoruz. Ama ligin şu anki durumuna baktığımızda bizim hayalimizden de beklentimizden de çok öte bir durum. Çok daha iyisini yapıyoruz. Bu sebeple buraya gelmiş olmaktan ve burayı tercih etmiş olmaktan dolayı çok mutluyum. Çıktığım yolda başarılı bir şekilde ilerlemek beni de herkes 'gibi mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.
"KENDİMİ DAHA İYİ BİR OYUNCU OLARAK GÖRÜYORUM"
Ülkesi Danimarka'da 'yılın oyuncusu' seçildiği dönemden günümüze kadar yaşadığı değişimi ve gelişimi değerlendiren Cornelius şunları söyledi:
"O yıllarda 20 yaşıma yeni basmak üzereydim. Profesyonel oyuncu olarak Danimarka'daki ilk yılımdı. Kopenhag takımında oynuyordum. Liseye giden bir öğrenciydim. Takımımız Avrupa Kupaları'nda oynamaya başlamıştı. Ben de ilk yılımda çok başarılı olup, o sene yılın oyuncusu seçilmiştim. Neredeyse 10 yıl oluyor. Aradan uzun zaman geçti. Tabii ki o zamanki Cornelius ile şu anki Cornelius arasında büyük bir fark var. Kendimi artık daha iyi bir oyuncu olarak görüyorum. O zamanki yeteneklerin üstüne tecrübeleri de ekleme imkanı buldum diyebilirim. Avrupa'da önemli liglerde oynadım ve orada önemli başarılar kazandım. Dolayısıyla önemli gelişmeler kat ettiğimi düşünüyorum."
"ŞAMPİYONLUĞU GÖRMEYİ ÇOK İSTİYORUZ"
Lig sonunda gol kralı olmak istediğini ancak takımın şampiyonluğunun bireysel başarıdan daha önemli olduğunu ifade eden golcü oyuncu, "Burada hep beraber harika bir sezon geçiriyoruz. Harika bir stadyumumuz var ve gerçekten gördüğüm en iyi taraftara sahibiz. Takımla birlikte bu sezonu burada yaşayabilmek gerçekten çok güzel bir duygu. Her oyuncunun sezon boyunca kişisel hedefleri oluyor ve bunları gerçekleştirebilmek için mücadele ediyor. Benim de bir santrfor oyuncusu olarak hedefim gol kralı olabilmek. Ama her şeyden önemlisi, bu sezon en büyük hedefimiz şampiyon olabilmek. Oyuncular bireysel hedefler sahip olabilirler ama en önemlisi takımın hedefidir. Umarım sezon sonu şampiyon olup benim de gol krallığımla bunu taçlandırırız. Şampiyonluğu görmeyi tüm takım, teknik ekip ve camia olarak istiyoruz. Önümüzdeki birkaç hafta çok önemli" diye konuştu.
"KONYASPOR'A KAYBETSEYDİK CESARETLENDİRMİŞ OLABİLİRDİK"
Bu sezon ligde kırılma noktası olarak gördüğü maçları anlatan Cornelius, "Birincisi, evimizde oynadığımız Fenerbahçe maçı, diğeri ise deplasmanda oynadığımız Beşiktaş maçı. Çünkü bu maçlar iki tarafın da kazanabileceği çekişmeli maçlar oldu. Ancak ikisini de biz kazandık. Bu maçlarla beraber sadece üç puan değil aynı zamanda da yukarıya doğru bir ivme ve bolca özgüven kazanmış olduk. Bu durum takımın hedefe gidebilmesi için önemli bir katkı sunuyor. Ekstra olarak Konyaspor maçını da buraya ekleyebilirim. Direkt rakibimiz olan bir takımı yenebilmek, aradaki puan farkını arttırabilmek bizim için önemliydi. Eğer bu maçı kaybetseydik rakibimize bir umut ışığı verip bizi yakalamaları için cesaretlendirmiş olabilirdik" ifadelerini kullandı.
"TAKIM OLARAK İYİ BİR OYUN FELSEFEMİZ VAR"
Takımın genel kalitesinin iyi olduğunu belirten Danimarkalı golcü, "Benim gibi bir santrfor oyuncusu için özellikle en önemli nokta arkadaşlarınızın size pozisyon hazırlayabilmesi. Bu da bizim takımda fazlasıyla var. Bizim takımımız bireysel oyunculara bağlı olmayan, savunmada ve hücumda neler yapacağını bilen oyunculardan kurulu. Takım olarak bir oyun felsefemiz ve mantalitemiz var. Herkes savunmada ve hücumda neler yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Dolayısıyla takım olarak iyi bir duruş gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
"KALİTELİ OYUNCULARLA OYNAMAK GURUR VERİR"
Sadece ilk 11'de oynayan futbolcuların değil, kenardan gelen isimlerin de büyük katkılar verdiğini belirten Cornelius, "Bu oyuncular ve diğer takım arkadaşlarımın hepsiyle beraber aynı sahayı paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Çünkü böyle kaliteli oyuncularla oynamak insana her zaman gurur verir. Ben de bu durumdan dolayı oldukça mutlu ve gururluyum. Böyle iyi takım arkadaşlarıyla oynayabilmek aslında benim çocukluk hayalimdi. Biz genel olarak takım arkadaşlarımla beraber sahaya çıktığımızda eğlenmeye ve oyundan keyif almaya çalışıyoruz. Sadece ilk 11 başlayan oyuncular değil, diğer takım arkadaşlarımızın da kalitesi ve onların verdiği katkılar bizi bu seviyelere getiren en önemli unsur" dedi.
"TRİBÜNDE BU HEYECANI TADABİLMEYİ İSTERDİM"
Ülkesinde yaşayan anne ve babasından uzakta eşi ve çocuğuyla birlikte sakin bir hayat yaşadıklarını belirten oyuncu, "Aslında çok basit ve sıradan bir hayatımız var. Ailem ve arkadaşlarıma Trabzon'la ilgili önereceğim ilk şey, buraya gelip stadyumda bir maçı izlemeleri. İnanıyorum ki bu onlar için inanılmaz bir tecrübe olacak. Beni aslında en üzen şeylerden birisi bu. Çünkü ben sahada futbolcu olarak bu tecrübeyi edindim belki ama tribünde taraftarla birlikte nasıl bir heyecan, nasıl bir atmosfer olduğunu tadabilmeyi çok isterdim. O yüzden arkadaşlarıma ve aileme ilk önerim; buraya gelin ve mutlaka bir maç izleyin" diye konuştu.
"HER ZAMAN HÜCUM OYUNCUSUYDUM"
Danimarka'nın futbola farklı bir bakış açısı getirdiğini ve bunun futbol kariyerinde kendisine avantaj sağladığını anlatan Cornelius şu ifadeleri kullandı:
"Benim ülkemdeki zihniyet şu 'futbol herkes içindir. Her şehrin her köşesinde mutlaka bir futbol kulübü görebilirsiniz. Bu nedenle eğitim küçük yaşlarda ve kolay bir şekilde verilebiliyor. Ben de aslında bunun avantajını yaşayan çocuklardan birisiyim. 13 yaşına kadar altyapılarda oynayıp daha sonra Kopenhag takımına transfer olmuştum. Belli bir süre altyapıda oynadıktan sonra da A takıma yükselme fırsatı buldum. Futbol kariyerimin başlangıcı da bu şekilde oldu. Her zaman hücum oyuncusu olan bir futbolcuydum. Çocukken de çok fazla gol attığımdan dolayı beni başka mevkide kullanmayı düşünmediler. Belki direkt santrfor olmasa da mutlaka hücum pozisyonlarında yer aldım diyebilirim."
"EN ÇOK İLHAM VEREN FUTBOLCU RONALDO"
Çocukken de futbolu izlemek yerine oynamayı tercih ettiğini ve bütün golcülerin kendisi için ilham kaynağı olduğunu ifade eden Danimarkalı golcü, "Bana en çok ilham veren kişi 2002 Dünya Kupası'nda izleme fırsatı bulduğum Brezilyalı Ronaldo'ydu. Gerçekten harika bir oyuncu. Biz tabii ki onunla aynı tarzda oyuncular değiliz ama bana en çok ilham veren kişi olmuştur" dedi.
"ÖĞRENME YOLU ASLA BİTEN BİR YOL DEĞİL"
Kendisini rol model alan genç futbolculara da tavsiyelerde bulunan Cornelius, "Bu teknik direktör olabilir, takım arkadaşları veya güvendikleri herhangi birisi olabilir, mutlaka herkesin tavsiyelerini dinlemeli ve oradan bir çıkarım yapmalılar. Ancak futbol hakkında pek fazla şey bilmeyen birini dinlememeleri de onlara önerim olacaktır. Her zaman mütevazı olmalı ve daha iyi olmayı düşünmeliler. Öğrenme yolu asla biten bir yol değil. Örneğin, ben 28 yaşındayım ama her gün nasıl yeni şeyler öğrenebileceğimi, kendimi nasıl daha iyiye ulaştıracağımı düşünen birisiyim. Henüz 20 yaşlarında bir oyuncuyken her şeyi bildiklerini düşünmemeli ve her zaman daha iyi bir yol olduğunu bilmeliler" dedi.
"GERVINHO, KUCKA VE SÖRLOTH OLUMLU ŞEYLER SÖYLEDİ"
Trabzonspor'a transfer olmadan önce Parma'dan takım arkadaşı olduğu Gervinho ve Kucka ile görüştüğünü, Sörloth'tan da fikir aldığını anlatan Cornelius, şöyle konuştu:
"Gervinho'ya takımla ilgili sorduğum sorularda çok güzel şeyler söyledi. Neredeyse sorduğum soruların tamamına olumlu yanıtlar verdi. Kucka ile de gelmeden önce konuşma fırsatım oldu. Burada çok iyi zaman geçirdiğini, bu taraftarın önünde futbol oynamaktan büyük keyif aldığını söyledi. Sörloth ile de direkt olmasa da ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla temas kurma fırsatım olmuştu. Onun da söylediği şeyler olumlu yönde olunca benim de kafamda soru işareti kalmadı."
"DEĞİŞEN KURALLARIN EN İYİSİ KALECİYE GERİ PAS ATILAMAMASI"
Futbolun dünyadaki en popüler oyun olduğunu ve çok fazla değiştirilmemesi gerektiğini düşündüğünü belirten Cornelius, "Belki tek bir hakkım olsa bunu oyun içerisinde zaman geçirenler için kullanabilirdim. 90 dakikalık bir futbol maçında topun oyunda kalma süresi 90 dakikadan çok daha düşük seviyelerde. Oyuncular bilerek zaman harcayıp topun oyunda kalma süresini düşürebiliyorlar. Tam olarak net bir çözüm önerim yok ama ortak bir kararla bu durumun önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Değişen kurallardan en iyisi de bence kalecilere geri pas atılamaması. Benim eskiden izlediğim maçlarda kaleciler takım arkadaşlarından gelen topları ellerine alabiliyorlardı fakat değişen kuralla bu artık mümkün değil" dedi.
"OĞLUMLA İLGİLİ TEK PLANIM İYİ İNSAN OLMASI"
Geçtiğimiz aylarda babalık duygusunu yaşayan Cornelius, baba olmanın tarifsiz bir tecrübe olduğunu, vakit buldukça eşine destek olduğunu söyledi. Danimarkalı golcü sözlerini şöyle noktaladı: "Oğlumuz için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Baba olmak, aile olmak gerçekten harika bir duygu. Bunun için çok mutluyum. Oğlumun geleceğiyle ilgili bir planım yok fakat yetenekliyse, istekliyse futbolcu olmak konusunda elimden gelen desteği sağlarım. Ama asla onu zorlamam. Benim oğlumun geleceğiyle ilgili tek planım iyi bir insan olabilmesi."