16.06.2020 - 14:01 | Son Güncellenme:
TFF 1. Lig ekiplerinden İstanbulspor'da forma giyen Aldin Cajic, Gazeteci Burcu Eken'e konuştu. 27 yaşındaki Bosnalı futbolcu, koronavirüs sürecinde yaşadıklarından kariyerindeki hedeflerine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜLKESİ"
Covid19 ile mücadele ettiğimiz dönemde evdeydim. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı da #EvdeKal kampanyası yaptı zaten bende o kurala fazlasıyla uydum. Neredeyse hemen hemen her gün spor yaptım. Bol bol dizi, film, belgesel izledim. Bizim için de zor zamanlardı demek yanlış olmaz çünkü hep sahada olmaya ve maç yapmaya alışığız. Bir anda lige ara verip sezon başından daha uzun bir süre sadece belli bir alanda kalmak zor oldu ama artık o günler geride kaldı. Türkiye olarak en kısa zamanda da normale döndük. Havayolları kapandığı için Bosna'ya ailemin yanına gidemedim. Bu süreçte onlara olan özlemimim bir hayli fazla oldu. Allah'a şükürler olsun ki ailem güvende ve sağlıklı olarak bu süreci atlattı.Bosna'da vaka sayıları burada ki kadar fazla değildi. Ekonomisi güçlü, her zaman kendisini Türkiye ile kıyaslayan Avrupa ülkelerine göre “Türkiye, Dünya'nın en güçlü ülkesi” diyebilirim. Çünkü; Türk devleti pandemi döneminde çok iyi mücadele etti.
"RAKİPLERİMİZE KARŞI AVANTAJ ELDE EDEBİLİRİZ"
Koronavirüs sebebiyle maçlarımızı seyircisiz oynayacağız. Kalan 6 maç ve 1 erteleme maçımızı seyircisiz oynayacağımızı düşündüğümüzde rakiplerimize karşı avantajı elde edebiliriz. Bazı kulüpleri göz önünde bulundurursak bizim onlara göre çok fazla taraftarımız yok, doğru.Yine de futbolda ne olacağını asla bilemeyiz. Sezon sonu hep beraber göreceğiz. Teknik Direktörümüz Fatih Tekke Türkiye'nin önemli isimlerinden biri. Bu sebeple bizim için yani İstanbulspor için çok önemli bir karakter. Saha içi ve dışında futbolculara çok yardımcı oluyor. Benim teknik direktörüm olduğu için ve ondan bir şeyler öğrenebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.
"ECMEL BAŞKAN BABAM GİBİ"
Ben üç sezondur İstanbulspor'da forma giyiyorum. Kulübe ilk geldiğimde herkes Ecmel başkan ile ilgili “baba gibi” diyordu. İlk başlarda kendisinden çekinsem de daha sonraları bana bir kulüp başkanından daha fazlasını hissettirdi. Ailem burada olmadığı için bana baba gibi davrandı desem yanlış söylemiş olmam. Kendisiyle çok iyi bir ilişkimiz var. Beni karakter ve futbolcu olarak beğendiğini düşünüyorum. Türkiye'ye ilk geldiğimde beni en çok şaşırtan şey insanların futbola bakış açısı oldu. Bu müthiş bir şey. 90 dakika boyunca bizi destekliyorlar. Mağlup olsak bile hep arkamızda oluyorlar. Dışarıda gördükleri zaman sevgilerini belli ediyorlar. Bu da beni ilk başlarda çok şaşırtsa da şimdi çok mutlu ediyor.
"ERKAN ZENGİN VE VOLKAN ŞEN"
Kendi ligimde beni en tedirgin eden iki futbolcu olduğunu hiç tereddütsüz söyleyebilirim; Erkan Zengin ve Volkan Şen. Gerçekten üst düzeyler. Zaten Erkan Zengin, Zlatan İbrahimovic ile milli takımdan arkadaş. İnsan sahada görünce nasıl çekinmesin. (Gülüyor)
"KİBAR" VE "YARDIMSEVER"
Takım arkadaşlarım ile çok iyi anlaşıyorum. Çok keyifli bir takımız her günümüz eğlenceli geçiyor mesela takımda en çok yemek yiyen Mehmet Yeşil. Mehmet'in karnı doymazsa huysuzlanabiliyor. Erdem Şen takıma devre arasında geldi ve şu an takımda en çok konuşan kişi. Şaka, şaka gerçekten çok komik biri ve esprilerini seviyorum. Takımın en uykucusu ise Berkay Görmez. Deplasman yolculuğuna çıkarken olmazsa olmazı yastığı. Mesela Patrick Etoga'nın cebinde akrep var sanıyorum. Çok cimri. Her ne olursa olsun bütün takım arkadaşlarımı eksiksiz çok seviyorum. Takım arkadaşlarımda bana “Kibar” ve “Yardımsever” derlerse onlara inanın. Lakap olarak bana “Aldinu” diyorlar. Altyapımızda Abdurrahman Emek isminde bir arkadaşımız var. Eğer ki çok çalışırsa ileride çok önemli bir futbolcu olabilir.
"BÜTÜN VAKTİMİ HASTANEDE GEÇİRMEYE ÇALIŞTIM"
Takım arkadaşlarım, arkadaşlarım, ailem ve beni tanıyan herkes gizli bir kahraman olduğumu söylüyor. Küçük çocuklara, hastalara ve yaşlılara yardım etmeyi seviyorum. Bu tip konularda gerçekten çok hassasım. Onlarla vakit geçirirken çok huzurlu ve mutlu olduğumu hissediyorum. Mesela geçen seneden güzel bir anım var. Bosnalı kanser hastası birisinin hastanede olduğunu öğrendim. Duyduğum ilk andan itibaren bütün boş vakitlerimde olabildiğince hastaneye gidip onunla zor zamanlarında vakit geçirmeye çalıştım. Ben ona motivasyon vermeye çalıştım, çünkü o da bir futbolcuydu ve bir an önce iyileşmeyi umuyordu. Çok şükür 6 aylık bir kemoterapi döneminden sonra iyileşti. Okuluna, arkadaşlarına ve futbola geri döndü. Benim içinde çok önemli bir hayat dersi oldu. Aslanlar gibi savaştı ve hastalığı yendi. Böyle durumları görünce hayatta sağlıktan daha önemli hiçbir şey olmadığını görüyorsunuz.