Alnından öpülesi Milli Takım oyuncularımızla gurur duyduk…
Büyük iş başardı çocuklar, tarih yazdılar.
Emeğe geçen herkese teşekkürler.
Ülke olarak buna çok ihtiyacımız vardı.
Kolay değil EURO 2020’ye giden yolda oynanan karşılaşmaları unutmak.
Fransa ile oynadığımız maçlar mesela. Hele ikinci maçta son dakikada gelen beraberlik golünün bizlere yaşattığı sevinç ve gol sonrası futbolcularımızın Mehmetçiklerimize yolladıkları asker selamı, hepimize ayrı bir gurur yaşattı. Tüyleri diken diken eden sahnelerdi o anlar.
İzlanda maçında, “eyvah” dediğimiz anda filelere gitmekte olan topa Merih’in kafa ile yaptığı müdahale hafızlardaki yerini hep koruyacak.
Tabi ki Şenol Güneş’in de hakkını teslim etmek gerekir. Birkaç yıl öncesine kadar birbirleriyle barışık olmayan oyuncu grubundan, birbirine saygıda kusur etmeyen, birbirine çok seven genç ağırlıklı oyunculardan kurulu bir Milli Takıma.
Kolay iş değildi Şenol Güneş’in yaptığı, başardığı…
Ve…
Bir de köy turnuvalarında zorla kaleye geçirilerek başlayan bir hayat hikâyesi vardır ki Güneş’in, aklımızdan hiç çıkmayan.
Buyurun hep birlikte okuyalım.
***
Fotoğraf, 1967-68 Yıllarında Trabzon-Beşikdüzü’nde çekildi.
Sol başta Mehmet Yavuz, Şenol Güneş, Hüseyin Tok, Mehmet Aydın, Hayrettin Karanlık, Zekeriya Güneş (Şenol Güneş’in abisi), Mustafa Yavuz (Babam). Oturanlar: Temel Karanlık, Osman Yavuz (amcam), Mustafa Ertuğrul, Ali Keleş ve kaleci Ahmet Demir. O yıllar bendenizin 5-6 yaşlarında, ayağıma kara lastiği geçirip, işaret parmağımı babamın avucuna doladığım senelerdi.
***
Vakfıkebir-Yalıköy’ün ileri gelenlerinden Muhtar Osman İslam, Mehmet Hilmi İslam (Şenol Güneş’in dayısı), ayakkabıcı Ali Bilgin ( nam-ı diğer Ali Çavuş), berber Mehmet Demir ve babam, maç olduğu günler eski adı 'Kılita' olan beldede, takımın ihtiyacı olan parayı eski bir kasket içinde çarşı esnafından toplarlarken, maçlara gelmelerini de ısrarla tembih ederlerdi.
***
Çağrıya uyanlar, köy halkıyla el ele verip, "Maça… Maça!" diye bağırıp, takım nereye gidecekse onlar da o tarafa doğru karakuş taburu gibi kanat çırparlardı!
Kaptan şoförler "Nuri Dayı" ve "Gaz Ahmet" takma adıyla çağrılan Ahmet Günaydın idi.
*** Nuri Dayı, günlerden bir gün aracını hareket ettirmeden evvel, eski minibüsünün içinde nefes alacak, hareket edecek yer kalmadığından bendenizi bagajın içine sokmuştu...
Laf aramızda, kapalı yerlere karşı fobim ta o yıllardan kalmıştır!
***
Şenol Güneş’in sol açık oynadığı takım uzun zamandır yenilmemiştir. Hikâyenin yaşandığı gün, rakip Beşikdüzü’nün Akkese köyünün takımıdır. İlk yarıyı Akkese galip bitirir. Doğal olarak Yalıköylülerde moral sıfırdır. Üstelik kaleci Ahmet Demir de sakatlanır.
"E ne olacak, kaleyi kim koruyacak?" Güneş’in dayısı, dünyalar tatlısı, beldenin saygın adamlarından Mehmet Hilmi İslam olmak üzere herkesin bakışları kaleye geçmesi istenen Şenol Güneş’in üzerindedir.
Dayı, Şenol’un kaleye geçmesini ister…
Bu isteğe kimsenin itirazı olamaz, olamazdı da zaten… Emir büyük yerden, bir şey gelmiyor elden.
Ve…
Ağları olmayan alanın bekçisi Şenol Güneş’tir artık.
***
Bugünün kurt hocası, o günlerin yağız delikanlısı, ilk anlar bayağı bi heyecanlanır; elleri ve ayakları titremeye başlar.
Dakikalar ilerledikçe koruduğu kalede havada uçuş yapmak için kimseden izin almayan çiçeği burnunda kaleci, herkesi kendine hayran bırakır.
O gün ilk ve son kez gördüğüm biri "Abu uşak resmen uçayi..!" diye mırıldanmıştı yanındakilere.
***
Maçı Şenol Güneş’in takımı farklı kazanır.
Giydiği formanın numarası çamurdan okunmayan, birkaç dakika evvel takımın sol açığı olan Güneş, maç bitimi siyah saçlarını okşayanlara, "Bir gün Türkiye’nin en büyük kalecisi olacağım" dediğinde, rahmetli Ali Çavuş'un, gözlüklerinin üstünden bakarak "Olamasan gözümüze görünme!" sözüne herkesin güldüğü dün gibi aklımdadır.
***
O maçtan sonra Şenol Güneş’in sol açık oynadığını hiç kimse görmemiştir.
Beşikdüzü’nde dayısının isteğiyle kaleye geçen Güneş, giydiği formayı bildiğiniz gibi; jübile yaptığı tarih sırtından çıkarttı.
***
Yıl 2019.
Şenol Güneş, EURO 2020 biletini alarak kariyerine bir ilki daha eklemiş oldu…
Döneminin en büyük kalecisi, yılların deneyimli hocası çocuklarıyla yeni bir yolculuğa çıktı.
Üzüntüm; Şenol Güneş’in doğuşunda başrol oynayan başta dayısı olmak üzere, Türkiye’nin en büyük kalecilerinden biri olduğunu gören köy halkından bazılarının bu günleri görememelerinedir!
***
Pırıl pırıl çocuklarınla çıktığın yol hep açık olsun Şenol Güneş…