Bir kaleci iki maçta takımını tek başına ayakta tutabilir mi? Tutuyor, tuttu da…

Trabzonspor 52. Dakikada beraberlik golünü bulana dek, İsviçre’de dünyaları kurtaran Zigi, Trabzon’da da farklı değildi, adeta uçan adama dönüştü!

Sadece Zigi değil, direkler de müsaade etmedi Trabzonspor’un turu geçmesine, o da ayrı…

Orsic’in direkten dönen topunun yanı sıra Trezeguet’in çatal diye tabir edilen yerde patlayan enfes frikiği, Savic’in attığı penaltının üst direkle kucaklaşması hakikaten büyük şanssızlıktı Trabzonsporlular adına…

Haberin Devamı

Futbol şansınız yanınızda olacak, penaltı işleri de şanstır, tüm bunlara eyvallah, tamam da…

Sahi Trabzonspor ilk yarı ne oynadı? Lafı hiç uzatmadan; kocaman bir sıfır!

Öyle ya nerede ilk maçta yetmiş dakika rakibini boğan Trabzonspor!

İsviçre’de ilk maçta evinde mışıl mışıl uyuyan St. Gallen’in Trabzon’da ayağa kalkıp oynamasına Trabzonspor teknik ekibi ve oyuncuları müsaade etti, başkaları değil. Zira ne pas alışverişinde vardılar ne pres yaptılar ne de kendilerine boş alan yarattılar. Koca bir ilk yarıyı oldukları yerde St. Gallen’i izleyerek tamamladı bordo-mavililer… Yazık günah değil mi heba edilen o kırk beş dakikaya?

Böyle bir maça bu kadar etkisiz başlayıp, vurdumduymaz oynarsanız rakibinize moral verir, oynama iştahını artırırsınız. Avcı ile öğrencileri rakibin iyi oynaması ve rakibe moral vermek için ellerinden geleni yaptılar. Seyirciyi arkasına alan Trabzonspor çok daha farklı olmalıydı.

İsviçre’de sahada basmadık yer bırakmayan, ayağa oynayan, inanılmaz pres yapan bir Trabzonspor izlemiştik oysa.

Abdullah Avcı ile oyuncuları dersine hiç ama hiç çalışmamış. Rakip ile oynadıkları ilk maça bakarak St. Gallen’i çantada keklik zannetmiş olacaklar ki, karşılaşmaya hazırlık maçına çıkmış gibi başladılar. Hem Cihan ve Malheiro ile başlamak varken ne diye Bardhi ve Ozan?

Yazık oldu!

İki maçta kaçan golleri, kalecinin kurtardığı pozisyonları, kaçan balığın ne kadar büyük olduğunu düşündükçe insan üzülmüyor değil!