Her ne kadar babasının çalıştırdığı halı sahada meşin yuvarlak ile tanışmış olsa da, Çarşıbaşıspor kulübünün açtığı yaz futbol okulunda 9 yaşında futbola “merhaba” dedi Abdülkadir Ömür.
O’nu önce Çarşıbaşılılar tanıdı; sonra halı sahada başlayan namı sis bulutu gibi ilçeye ve çevreye yayıldı…
***
Çarşıbaşılıların kısaca “ Abdüş” diye seslendikleri çocuk, daha ilk yılında Trabzonspor alt yapı hocalarının dikkatini çekti…
Kısa zamanda ver elini Trabzonspor…
Kara kaşlı, kömür gözlü çocuk hayallerini ve rüyalarını süsleyen Trabzonspor’dadır artık.
İlk zamanlar heyecandan günlerce gözüne uyku girmemiş, yemek bile yiyememiş..
***
Zaman zaman Trabzonsporlu futbolcu ağabeyleriyle kalbinin attığı Avni Aker’e çıkıp, seremonilerde istiklal marşını gurur duyarak okudu…
Gün geldi top toplayıcı çocuklardan biri oldu…
Oynamak için acele ettiği stadın, hayranlıkla-şaşkınlıkla izlediği tribünlerinden “ Bordo-mavi, şampiyon Trabzon tezahüratları” altında büyüdü Mustafa oğlu Abdülkadir…
Aslında seyircinin bu haykırışı o’nun gelecekte omuzlarına yüklediği yükün ne kadar ağır olduğunu-olacağını hatırlatıyordu ya Çarşıbaşılı Abdülkadir’e..!
***
Gel zaman git zaman ufacık tefecik çocuk Trabzon’da da tanınmaya başlar.. Yıllar önce Çarşıbaşılıların tanıdığı-konuştuğu gibi…
Kâh annesiyle, kâh babasıyla, Trabzon-Çarşıbaşı arasında yıllarca yaptıkları yolculuk onları hiç ama hiç sıkmadı… Aksine gurur duydular… Arada bir minibüste derslerine çalıştı Abdülkadir. Uykusu geldiği zamanlar anasının kucağına koydu ufacık başını… Babası Mustafa Bey, aynı güzergâhta farklı Trabzonspor anılarını anlattı; unutulmayan Trabzonspor maçlarını paylaştı onunla. Tüylerin diken olmasını o yaşta hissetti Trabzonsporlu Abdülkadir.
Ders çalışmadığı zamanlar bazen durgun, bazen kabaran Karadeniz’i izlerken hep Trabzonspor’da oynamanın hayalini kurdu o yaşta… Dersleri gibi sahada da çok ama çok çalışması gerektiğini biliyordu ayrıca…
***
Evet, ufacık tefecik, küçücüktü ama beyin yaşı nüfus kâğıdında yazan yaşın birkaç misli fazlasıydı. Büyük adam gibi davranıyor, akıl dolu cümleler nehir gibi dökülüyordu ağzından…
***
Milli Takımı yönetenlerin merceğine girer defa. Onlar da şaşırır bu duruma. Sadece saha dışında değil, saha içinde de ele avuca sığmıyor bu çocuk!
Bizimkiler “ Messi’ye benziyor” derken, Avrupalılar “ Yerli Messi” damgasını çoktan vurmuştu bıyıkları yeni terlemeye başlayan çocuğa.
***
Bugün 7’den 70’e herkes Abdulkadir’i konuşmaya başladı… Yıllar evvel Çarşıbaşılılar ve Trabzonlular-Trabzonsporluların konuştuğu gibi…
Şu da bir gerçek; gerçek Abdülkadir bu değil… Zamanla çok daha iyisini izleyeceğimizi söyleyelim…
“Asla şımarmaması… Oldum” dememesi için biz de arada-sırada nasihatlerde bulunuyoruz, hocaları gibi, ailesi gibi, Trabzonspor’u yönetenler gibi… Zaten o da her şeyin, sorumluluğunun farkında. Zira iyi bir aile eğitimi aldı, almaya da devam ediyor, öğrenmenin sonu olmadığını bilenlerden…
***
Geçtiğimiz günlerde Trabzonspor ile 5 yıllık sözleşme imzaladı, Avrupalıların “ Messi” dedikleri çocuk…
Ailesinin mutluluğunu anlatmaya kelimeler yetmez… Baba mutlu, anne mutlu milyonlarca Trabzonsporlu gibi…
Abdülkadir, 4-5 yıldır Çarşıbaşı’ndan Trabzon’a idmanlara tek başına gidip-geliyor ama milyonlarca futbolseverin yanında-arkasında olduğunu adı gibi biliyor…
***
O’nun ve Yusuf Yazıcı’nın bu derece iyi olması, şans bulup Trabzonspor’da oynamaları alt yapıda oynayan futbolcuların önünü açtıkları için gelecek vat eden genç fidanları hem heyecanlandırdı hem de oynama iştahlarını artırdı.
Biliyorsunuz Trabzon ve çevresi futbolcu tarlası; Brezilya gibi…
Altyapıdan daha ne Abdülkadir’ler ne Yusuf’lar çıkar, çıkacaktır da… Yeter ki iyi kullanılsın…