Meteoroloji fırtına uyarısı yapmıştı ama bu fırtınanın, kuvvetli yağışın başaktörü Trabzonspor olacağından, gol sağanağı ile birlikte aralıklarla ve şiddetli yağacağından hiç bahsetmemişti!
Karadeniz Fırtınası öyle bir dakikada golü bulup soyunma odasına gitti ki; taraftarı için bol köpüklü kahveden keyifli, Kasımpaşa adına pişmiş kahveye üç tatlı kaşığı tuz atılmış gibiydi!
Hem o nasıl bir vuruştu Burak... Messi ve Ronaldo karışımı yakıştırmasını yapsak, yanlış dememiş oluruz herhalde!
Bordo-mavili takımın defansını Hubocan ile sezon başından bu yana ilk defa doğru oynarken gördük. “Elem tere fiş, kem gözlere şiş” demeye hazırlanırken, Trabzonspor stopersiz kalıyor. Mustafa’cık sakatlanıp oyundan çıktıktan sonra aranmadı değil... Zira Kucka’nın bölge değiştirmesi, Trabzonspor’un orta saha oyununu çok etkiledi.
Konu açılmışken; Kucka ile de Trabzonspor bir başka... Ya Onazi’ye ne demeli? Fırtına’nın ele avuca sığmayan oyuncusuydu.
‘Abdülkadir-Pereira AŞ’ ortaklığından bahsetmek gerekirse; sağ tarafı İstanbul-Bolu otobanı gibi vızır vızır kullandılar!
Onur’a gelince, karşılaşmanın son bölümlerindeki kurtarışı güne damgasını vuran en güzel hareketti. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi zaten... Bazılarının “ne işe yarar” dediği Rodallega ve Bero’nun gol sağanağı, kahvelerin son yudumu, gelecek haftaların falına bakma faslına geçiş anıydı!
Özetle... Hubocan, oynatmayanlara pişmanlık dersi vermeye, Trabzonsporlular Ersun Yanal ile boşa geçen zamana yanmaya, Trabzonspor da tam yol ileri devam ediyor.
Keyifler ve moraller yerinde tamam da, bakalım bu hafta hangi futbolcuyu Rıza Çalımbay ile antrenmanlarda tartışmaya(!) sokacaklar.