Trabzonspor kazanırsa; ligin tepesindeki takımlar safları sıklaştıracaktı! Fenerbahçe galip gelirse; Trabzonspor saf dışı kalacak, bordo-mavilileri kara düşünceler saracaktı...
Geçmişte oynanan maçların arefesinde sinirlerin ‘keman yayı’ gibi gerilmesinden kaynaklı olumsuzluktan etkilenen hep Trabzonspor olduğundan, Trabzonsporlular bu maç öncesi takımlarına destek olma, moral verme ve sakin kalma adına hafta boyu sürekli pozitif enerji yüklediler...
Şehir bu maçla yattı, bu maçla kalktı... Avrupa başta olmak üzere yurdun çeşitli illerinden binlerce Trabzonsporlu kente akın etti. İğne atsanız yere düşmezdi Trabzon’da...
Sahaya gelince...
İlk yarının özeti; Fenerbahçe ev sahibi gibiydi, daha atak oynamaya çalıştılar. Trabzonspor orta saha oyuncularına üç pas yaptırmadılar. Alan daraltıp, topu ayağına alan her Trabzonsporlu oyuncunun bırakın pas yapmasını, topla oynamasına müsaade etmediler. Baskı neticesinde kaptıkları toplarla Trabzonspor kalesinde tehlikeli oldular...
43. dakikada İsmail Köybaşı’nın kaçırdığı, bir diğer ifadeyle kaptan Onur’un kurtardığı bir top vardı; her iki tarafı hoplatan, zıplatan.. Hepsi o kadar..
Bir oyuncu oyunun kaderini değiştirir mi? Bal gibi değiştirir. Dün bunu bir kez daha gördük. Sosa’nın oyuna girmesiyle Trabzonspor ilk yarının aksine pozisyonlara girmeye ve ilk yarıya oranla iyi oynamaya başladı... Rıza hocanın Sosa ile başlamamasına şaşırmamak elde değil... Trabzonspor’un Burak ile attığı gol, Sosa, Abdülkadir işbirliğinden geldi... 58’de kafa ile zor olanı yapan Burak, 67’de ayağına gelen kısmeti tepmemiş olsaydı; Trabzonspor’un galip gelmesi işten bile değildi...
Fenerbahçe’nin sezon başından bu yana yan ve duran toplarda gol bulması tesadüf değildi, Josef ile dün bunu bir kez daha ispatlamış oldular... Maçın kader adamının Onur olduğunu da söylemeden geçmeyelim... Özetle... İki dev İstanbul’da olduğu gibi bir kez daha berabere kaldılar...