Ligde şampiyonluk iddian sıfırın altında eksi! Lig ikincisi olup Şampiyonlar Ligi’ne gitmen de mümkün değil! Türkiye Ziraat Kupası’ndan da erken terhis olmuşsun! Elde kaldı; ligi 3’nücü ya da 4’ncü bitirmek...
Tüm bunlara rağmen ülkenin dört bir yanında ikamet eden Trabzonsporlular havadan-karadan Trabzon’a çıkarma yapıyorlarsa, Trabzon ve çevre illerde ikamet edenler işi gücü bırakıp stada koşuyorlarsa bu Trabzonspor’u ne kadar çok sevdiklerinin ve Trabzonspor’un geleceğinden ne kadar umutlu olduklarının en büyük işaretidir! Ülkenin birçok stadı sinek avlarken, Medical Park Arena’da 41 bin kişi, dile kolay... Zemin cillop gibi, insanın içinden kuzu olup yayılası geliyor!
Ve ilk derbi..
Trabzonsporlular Mas ve Pereira’yı kuş sütü ve üzüm kurusuyla beslemeli. Adamlar Trabzonspor’un sigortası! Geçmek için pasaport lazım! Rakibi durdurmak bir yana, takımı atağa kaldırıyorlar. Kalitelerini anlatmaya gerek yok, şekil a ve b’de görülüyor..
Genç Yusuf’un ölü topa can verdiği ana (23.Dak.) dek ne Trabzonspor’un ne de Galatasaray’ın kaleyi bulan şutları yoktu. Kilitlenen her maçta olduğu gibi; fitili Yusuf’un adrese yolladığı topa vuran Castillo ve son dokunan iki haftanın formda adamı N’Doye. Sahi bu N’Doye’ya ne oldu... Aslında bir şey olduğu yok da, takım oynayınca ona da arkadaşlarına ayak uydurmak, rakibi hataya zorlamak ve topu oyunda tutmak düşüyor. İlk yarının kırılma anı, Yusuf’un direkten dönen bir topu var ki, genç Yusuf’un da aklı o pozisyonda kalmış olacak ki, ikinci yarının hemen başında sol ayak içini resmen konuşturdu... Bu çocuğu izlemek hakikaten büyük keyif. Hele Olcay ağabeysiyle yardımlaşmaları; izlemeye görülmeye değer...
Trabzonspor 10 kişi kaldıktan sonra, bordo mavili oyuncular iyi alan kapattılar, iyi mücadeleler ettiler, görevini yapmayan oyuncu yoktu. Dokuz hafta yenilmemeleri de tesadüf değil.
Özetle, dün gece Medical Park tribünlerinin “dik oynayın” tezahüratlarına, bordo mavili futbolcular da 2-0’lık galibiyetle rakiplerine “sıradaki gelsin” der gibiyiler...