Trabzonsporlular’a, “Karabükspor” denildiğinde, ligin ilk yarısında oynanan maçta o kritik an gelir akıllara... Son dakikada Sosa’nın attığı frikik, topun kale çizgisi üzerinde topaç gibi döndüğü pozisyon... Ki bazı Trabzonsporluların zihninde meşin yuvarlak fıldır fıldır dönmeye devam etmekte!
O karşılaşma da Trabzonspor’un ligde kırılma maçlarından biriydi.
Futbol hava işidir, süreklilik esastır. O havayı/seriyi yakaladın mı gidersin! Dememiz o, Trabzonspor bu yıl o havayı bir türlü yakalayamadı.
“Trabzon’da bir Trabzonspor, bir de oruç tutulur” derler! Heyecan olmayınca tribünler boş kalabiliyor, dün olduğu gibi... İddialı Trabzonspor olsaydı; tutulan Trabzonspor’u izlerken tutulan oruç da iki arada bir derede, deniz ve temiz orman manzaralı statta açılabilirdi!
Rıza Çalımbay’ın veda maçıyla ilgili yazacaklarımıza gelince...
Gelecekle ilgili planlarını devre arası uygulamaya sokmuş, o anlamda bırakın galibiyeti, gole hasret Karabükspor karşısında ve boş tribünler önünde oynanan maça konsantre olmak zor olabilir anladık da, insan sezonun son maçında taraftarına bir galibiyetle veda etmek ister. Üstelik alınacak galibiyetten dolayı Trabzonspor’a gelecek paranın nelere nerelere ilaç olacağı da gün gibi ortadayken... Kısaca ilk yarıdaki görüntü; karneler doldurulmuş, son zilin çalması bekleniyor gibiydi.
Bordo-mavili takımın ilk yarıya oranla daha iyi oynamasının sebebi; Sosa’nın oyuna girmesinden dolayıdır. Tabii ki ele avuca sığmayan Abdülkadir ve Pereira’nın etkili oyunlarını birinci sıraya koyarsak haksızlık etmiş olmayız. İki oyuncuya bir parantez açacak olursak; Abdülkadir’e geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, doksan dakika golü koklayan, oynayan ve her gol pozisyonunda olan, en sonunda gollerini atan Pereira sahanın en iyisiydi. Rıza hoca ve Karabükspor’un lige veda maçında Yusuf’un attığı golde Trabzon’da iftar vakti, Pereira’nın 2. golünde çay molası veriliyordu!