‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, Trabzonspor’un taraftarına en çok ihtiyacı olduğu dönem, gözünün nuru engelli evladını alıp stada koşan anne geldi aklıma…
*
“Hadi yavrum, Trabzonspor’un bize ihtiyacı var” diyen, İyi gün dostu Trabzonsporlular, bordo-mavili takımı kaderine terk etmişken,
Trabzonspor’un yanında yer almayı kendine görev bilen anne…
*
Yerinden-yatağından kalkamayan, yürüyemeyen yavrusu 16 yaşında idi…
Zaten evladı kalkabilseydi, konuşabilseydi ve yürüyebilseydi; anacağından önce varırdı Trabzonsporluların kalbinin attığı yere…
*
O anne, çalışmaktan nasır tutan elleriyle kaptığı gibi 16 yaşındaki Muhammet’ine bordo-mavi formayı çabucak giydirdi…
Çay-odun-fındık ve çayır taşıdığı sırtına koymuştu hayatına anlam katan değerini…
Evdekilerin yardımıyla kalın bir urganla sağlamlaştırmıştı, olup-biteni kavramaya çalışan engelli Muhammet’inin yerini…
*
O yavru ve o anne; parçalanmaz bir kaya, aşılmaz bir dağ görünümündeydi…
Aslında onlar Trabzonspor’un görünen resmi idi…