Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları

Süper Lige ara verildiği, Dünya Kupası maçlarını beklediğimiz bu günlerde, güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileğimizle, Merzifonlu Ahmet’in Trabzonspor’a ve de 61 plakaya olan aşkını bir kez daha hatırlatıp, neşenize neşe katmak, diğer bir ifadeyle gününüze dokunmak istedik!

Buyurun, okuyanlara, duyanlara ‘Bu nasıl bir aşktır böyle?” dedirtecek ilginç hikâyeyi bir kez daha okuyalım.

Yer Almanya, Augsburg

Ahmet Koçak, yıllardır Almanya, Augsburg’da ikamet ediyor. Giyiminden-kuşamından, evinin dışından odalarına varıncaya dek bordo-mavidir. Hatta araçları da…

Haberin Devamı

En büyük hayallerinden biridir, aracının plakasında çok sevdiği Trabzonspor’u hatırlatan harflerin yazılı olması, sonu da 61 ile bitirse diyecek kelime bulunmaz Ahmet Koçak’ın keyfine.

Yıl 1997

Augsburg’un sokaklarında ‘A TS 61’ plakalı bir araç ilişir gözüne. Dünyalar onun olur olmasına da Alman plakalı araç kuyruksallayan dalkavuk gibi bir anda gözden kaybolur!

Plakaya, sahibini arayıp bulmayı kafaya takmıştır bizimki. Ne yapıp ne edip o aracı ve de sahibini bulacaktır. Ancak bizim Ahmet, o anda sarmak kabuğu kırılmış salyangoz gibi çaresizdi! Soluğunun altından kendi kendine bir şeyler mırıldanarak eve döner…

Amma velakin yıllardır hayalini kurduğu plakayı o gün görmesi onu değişik planlar yapmaya sürüklemiştir!

Soluğu polis şubesinde alır

Güneşin ilk ışıkları yattığı odaya yel gibi girdiğinde kalkıp, plakanın tahsis edildiği şubeye gider.

Araç sahibinin kim olduğunu sorar. Görevlilerden “Söyleyemeyiz” cevabını aldığında, kendini huysuz bir attan suratına esaslı bir çifte yemiş nalbant gibi hisseder!

Merzifonlu Ahmet’in Trabzonspor aşkı…

Tutkalla yere yapıştırılmışçasına olduğu yerde bir müddet bekler. Kuyumcunun dikkatiyle olup biteni zihninde inceledi, meseleyi beyninin bir köşesinde şöminede pişen kuzu gibi çevirdi!

Görevli memurlar o an Ahmet’in varlığını unutmuş, başka işlerle meşguller.

Ahmet’in gözleri açık kalan bilgisayar ekranında, aracın adres bilgilerini görebilmek için bilgisayara yaklaştıkça yaklaştı…

Durumu fark eden memurlar, ayağına basılmış kurbağaları taklit edercesine bağırmaya başlar!

Haberin Devamı

Ahmet, adres bilgilerini almıştır ama… Bu arada memurlardan da özür diler. Aksi halde işler başka bir alıp sarpa sarabilirdi.

Evin kapısına not bırakır

Bir gün sonra yeni doğmuş taylar gibi sendeleyerek güç bela bulduğu adrese varır. Evde kimse yoktur. Küçük kâğıtlara yazdığı “A TS 61 plakalı aracın sahibi beni ararsa çok mutlu olurum” notunu yapıştırır.

Aradan birkaç hafta geçer ne arayan vardır ne de soran. Ancak Trabzonsporlu Ahmet Koçak, bostan korkuluğuna rağmen tarlaya konarak tohumları yemeye kararlı kuş gibi ısrarcıydı!

Bu defa not yazıp bıraktığı evleri ziyaret etmeye başlar…

Her eve girişi elektrik ampulünün karanlığa meydan okuması gibiydi:

“O aracı alacağım… Sahibini tanıyor musunuz?”

Ev sahiplerinden biri “Şu evdir”

Bu adam deli mi ne!

Merzifonlu Ahmet, o eve gider. Araç sahibi kadın yaşlıdır. “Buyur” der Trabzonspor aşığı adama.

Bizimki yıllardır bu plakanın peşinde olduğunu, ne pahasına olursa olsun, fiyatı ne olursa olsun plakayı, gerekirse ederinden fazlasını ödeyerek aracı da satın alabileceğini, plakanın onun için çok önemli olduğunu söyler.

Haberin Devamı

Yaşlı kadın salyangoz avındaki kirpi gibi pıtı pıtı sesler çıkartır:

“Bu adam deli mi ne!”

Ahmet, anlatır da anlatır…

Kadın Nuh diyor peygamber demiyor, kısaca satmam da satmam diyor!

“Neden ama?” diye soruyor bizimki, “para ise para, gerekirse yenisini alayım”

Belleği hasarlı bina gibi olan yaşlı kadın:

Bu aracı bana kardeşim 61. Yaş günümde hediye etti. Adımın baş harfi T, soyadımın S’dir.

Polislere Trabzonsporluluğu anlatır…

Kafasına deliksiz bir naylon torba geçirilmiş gibi hisseden Ahmet Koçak’ın gözlerine o gece uyku girmez…

Aklına yaşlı kadına çiçek yollamak fikri gelir…

Sabahın ilk ışıklarında soluğu bir çiçekçide alır.

Çiçeği alan kadın anında polisi arar, polis de bizimkini…

Ahmet, dumanı tüten çayını yudumlarken polislere Trabzonsporluluğunu anlatır.

Polisler “gidebilirsin arkadaş” der.

Aşkından vazgeçmez…

Aradan haftalar, aylar geçer. Ahmet asla vazgeçmez… Aslında A TR 61 plakalı aracı da vardır ama…

Yılbaşı yaklaşmıştır. Kadın yumuşamıştır, fikri değişmiştir belki diyerekten, dışı fiyakalı, içi bol çikolatalı bir kutu yaptırıp kadınının evine, ziyarete gider.

Karşısında Trabzonspor aşkı için her yolu deneyen adamı görünce yaşlı kadın ciddileşir, kaşlarını çatarak “satmam” kelimesine “Satmıyorsun madem, bir kere görmeme izin ver bari” der bizimki.

Yaşlı kadın ikna olur ama

Kadın ikna olur. Ahmet’in sevinci görülmeye değer, fotoğraf çeker, plakayı öper. Duygulanan yaşlı kadın “kardeşim ikna olursa haber veririm” cümlesini duyduğunda piyangodan para çıkmışçasına sevinir.

Kollarını aracın tamponuna dayayıp, dalından kopartılan bir gülü kokluyormuşçasına derin bir nefes alarak plakayı önce öptü, sonra içine çekti!

Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalar.

A TS 61 plakalı aracın sahibi kadından hala haber yoktur.

Merzifonlu Ahmet’in Trabzonspor aşkı…

Ahmet, Allah’ın her günü kadının sokağında, evinin etrafında gezmekte, tesadüfmüş gibi kadınla karşılaşmak için fırsat kollar. Ahmet’i gören kadında “tık” yoktur, hiçbir şey olmamış, yaşanmamış gibidir.

Doktor bir çare!

Ahmet’in ailesi de endişelenir bu durumdan. Doktora getirmek isterler. Doktor da kayınbiraderinin kızıdır.

Doktor hanım, enişteleri olan Ahmet ağabeyini dinledikten sonra, “aynı kadının onun hastası olduğunu, konuşacağını” söyler… Ahmet hastalığını doktor kıza bulaştırmıştır artık!

Doktor hanım kadınla konuşur…

Kadın “ben ölünce”, Doktor “vasiyetinize yazın o zaman” der.

Ahmet, beklemeye alışıktır fakat bu başka bir bekleyiştir; kadının ölüm haberidir!

Konu polis teşkilatında yıllardır konuşulur. Ahmet şöyle, yaşlı kadın böyle…

Çabuk gel Ahmet

Birkaç yıl sonra Ahmet’in telefonu ötmeye başlar. Arayan polistir:

“Seninki arabayı satıyor, çabuk gel Ahmet…”

Ahmet’in topukları koşarken oturduğu uzva değiyor! Bal arılarının çiçeklerden havalanıp kovanlara geri döndüğü gibi adeta havada uçuyor. Tek nefes kadının yanına koşuyor.

Veriyor parayı, alıyor arabayı… 17 yıl önce Augsburg’da gördüğü aşkına (2014) kavuşmuş oluyor.

Arabasının arkasına koca bir Trabzonspor amblemi yapıştırdıktan sonra çıkıyor yola, o heyecanla durmadan, mola dahi vermeden önce Merzifon’a, birkaç gün sonra da ver elini Trabzon…

**

Merzifonlu Ahmet’in Trabzonspor aşkı böyle bir şey işte... Arada bir görüşürüz.

Yaşlı kadının hala yaşadığını, zaman zaman ziyaret edip görüştüklerini söylüyor. Bu vesileyle, zaman dilimi içerisinde emeği geçen herkese teşekkürü ihmal etmiyor. Aksi halde bizim Ahmet, daha çoook beklermiş!