15 Mart 2003’te ayrıldı aramızdan…
Ölüm yıldönümüydü geçtiğimiz hafta Trabzonspor kaptanı efsane dozer Cemil’in…
“Öldü” denildiğine bakmayın, o, Trabzonsporluların kalbinde yaşıyor-yaşatılıyor, yaşatılacak da!
***
Memur ve işçinin maaş aldığı gün vermişti son nefesini, bir akşam vakti…
Ayın 15’i olmasına rağmen cebinde eski parayla 5 milyon TL vardı, Trabzonspor’un kuruşa ihtiyacı olduğu dönem eşinin bileziklerini bozdurup Trabzonspor’a veren adamın…
***
Allah bilir; ne çok derdi vardı…
Neler çektiğini bilen bazı kullar da vardı!
Eski şanı-şöhreti, eski günlerdeki havası olsaydı; akşam vakti olsa bile sokakta tek başına yürümez, bordo-mavi renkler için atan yorgun kalbi durduğunda yanında mutlaka birileri olurdu…
***
Hey gidi kaptan dozer Cemil…
Sen “ Ben Trabzonspor’un kaptanıyım, başka takımın formasını giyip, başka bir kaptanın arkasından sahaya çıkmam” deyip, resti çekendin!
Başka takımlar Trabzonspor’dan kazandığının kat be kat fazlasını verirken, teklif edilen paranın yazısına-turasına, miktarına bakmayıp “ işinize bakın” diyen yine sendin!
***
Kutsal forma/arma altında sığmadığın Avni Aker’in kapısına, ihtiyar halinle, yorgun ayaklarınla, tekleyen kabinle her gidişinde, seni tanımayanların her defasında “ sen kimsin?” sorularıyla karşılaşan biri olarak, Trabzonspor’a olan aşkından, adamlığından, babacanlığından kimselere sitem ve şikâyette bulanmayan yine sendin.
Çünkü o kadar beyefendi, kibar ve alçakgönüllüydün…
Çünkü hep kendinden veren, feda eden ve de durumu idare edendin…
***
“Ölüm bu; kimseye minnet etmiyor, herkesi aynı iştahla yiyip yutuyor…” der, şairin biri…
Dünya han, hepimiz o dünyanın olmayan penceresinden bakıp giden yolcularıyız…
Aramızda değilsin ama dünya döndükçe, Trabzonspor var oldukça unutulmayacaksın, anılacaksın ve anlatılacaksın…
Trabzonsporluların, kalplerin dayanmadığı o meşhur Liverpool maçında attığın penaltıyı unutmadıkları gibi…
Trabzonspor için ne büyük fedakârlıklar yaptığını, ne kadar büyük bir Trabzonsporlu olduğunu, Trabzonsporluların seninle duydukları gururu ve onuru yıllardır anlattıkları gibi…
Ruhun şad, mekânın cennet olsun…