Özlemişiz golün coşkusunu, çimenin kokusunu, düdüğün doğrusunu ve tribünlerin dolusunu…
Tribünler için biraz daha bekleyeceğiz?
Dile kolay, tam üç ay. Futbol doğduğu tarihten bu güne, bu kadar uzun tatile çıkmamış, kendini bu kadar özletmemişti!
Şampiyonluk potasındaki ve ateş hattındaki kulüplerin camiaları da, üç ay içinde hiçbir zaman bu denli hesap-kitap yapmamıştır; ne olacak, nasıl bitecek, kimler düşecek, kim şampiyon olacak?
Arayı takımların nasıl hazırlandığı da bir diğer soru işareti?
Bir şarkının “Her şey yalan, gerçek sensin... Gelirse dert senden gelsin!” sözleri, oynanacak sekiz haftayı özetlemiş gibi!
Evet, bundan sonrası önemli, Trabzonspor için de Göztepe maçı da onlardan biri…
Maçın başlama düdüğü ile birlikte Trabzonspor, otomatiğe bağladığı uygulamayı devreye soktu, sağdan ve soldan bunaltan akınlar, girilen net pozisyonlar…
Trabzonspor, Beto ve hakemler bildiğiniz gibi; bordo-mavili ekip günümüz çağdaş futbolundan kesitler sunuyor, Beto da her Trabzonspor maçında olduğu gibi betonlaşıyor. Tam net 4 gole izin vermedi sarı-kırmızılı takımın kalecisi! Hüseyin Çimşir’in öğrencileri ilk yarı fişi çekebilirdi-çekmeliydi de!
Trabzonsporlu oyuncular ilk yarı fişi çekemedi ama Zorbay Küçük, Trabzonspor’un fişini çekti-çekiyordu da! Düşünün; Sörloth’un formasını çeken Soner’e kart yok, Guilherme’yi tartışmaya açık pozisyonda gözünü kırpmadan oyundan atabiliyor. Sen gel de şimdi art niyet arama?
Bir kişi eksik olmasına rağmen birkaç oyuncunun yapamadığını Sörloth, tek başına yapıp (Ekuban penaltı) takımını iki farklı öne geçirmiş olsa da, Zorbay Küçük, bir kez daha devreye girdi, evlere şenlik bir penaltı!
Tüm bunlara rağmen İzmir’e lider giden Trabzonspor, Abdülkadir Ömür’ün ayağından 3. golü bularak, bir başka ifadeyle hakemi de yenerek lider olarak döndü…