Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları

Trabzonsporlular, “ Trabzonspor kökleri Trabzon’da, dalları dünyayı sarıp-sarmalayan ulu bir çınardır…”
İşte o çınarın dalları-yaprakları gurbetteki Trabzonsporlulardır.
Yeri gelmişken; Trabzonluların, Trabzonlu olmayan Trabzonsporluları sırtında-başının üstünde taşımalı, el üstünde tutmalı! Zira onlar, bordo-mavili camianın çok büyük bir aile, koca bir çınar olmasında başrol oyuncudurlar.
Bu yazımızda Trabzonlu Trabzonsporlardan bahsedelim.
Trabzonlu olmayan Trabzonsporluları yazmayı da başka bir güne bırakalım.

Haberin Devamı

Gurbetteki Trabzon(spor)lular…



Beyinlerinde yazılı, yüreklerine kazılıdır!
Özellikle gurbette yaşayan Trabzon(spor)lular, doğdukları ilin plaka numarasını,
Sevdikleri takımın baş harflerini ya araç plakalarına yazdırırlar ya da telefon numarasını ona göre alırlar.
Onların bu özel isteği memleketlerine ve takımlarına olan bağlılığını göstermiş olsa da, özel numarası, özel harfli aracı olmayanlar için de aksini söyleyemeyiz elbet de!
Zira onların özel numaraları beyinlerinde kazılı, yüreklerine yazılıdır!
O anlamda, özel rakamları kullananların nereli ve hangi takım taraftarı oldukları çok kolay anlaşılır!
Bazıları için durum; yavrunun anasına, sevenin sevdiğine, hastanın sağlına kavuşması gibi bir şeydir.

TS ambleminin yanında fotoğraf çekilmek
Onlar için doğdukları yer ve sevdikleri takım çok özeldir.
Doydukları yerde burunlarında tüter doğdukları-büyüdükleri topraklar…
Boztepe’den, akşam batan güneşi izlemek, Ganita’da denizin yosun kokusunu içine çekmek, Akçaabat’ta köfte yemek, Uzungöl’ün çevresinde, Uzunsokak’ın göbeğinde volta atmak, meydanda tavşankanı çay içmek, parkın tam ortasında rakiplere korku, sevenlerine güven veren o meşhur ‘TS’ ambleminin yanında fotoğraf çekilmek, gurbetçiler için en büyük hayal, özlem olsa gerek.

Gurbetteki Trabzon(spor)lular…



Sadece Trabzonspor mutlu eder
İşte o yüzden…
Yıl boyu, her gün, her an gözleri duvarda asılı takvim yaprağındadır.
Kopartılan her yaprakta “Bekle bizi yaylalar, bekle kemençeli düğünler, horonlar, Trabzonspor’um” derler…
Gidip gelinen mesafe; hüzün ile neşe arasıdır!
Yanaklardan süzülen birkaç damla yaş ile dudaklardan dökülen isimler hep hüzünlendirir!
Sadece 7/24 yatıp-kalkıp konuştukları Trabzonspor’un başarısı mutlu eder, sevindirir…
Başarısızlık?
Deyim yerindeyse kahreder, adeta yerle bir eder!

Haberin Devamı

Gurbetteki Trabzon(spor)lular…


Sürmene bıçağı gibi!
“Bekle bizi yaylalar, bekle köyüm, bekle bordo-mavili sevdiğim ” demiştirler ya…
O an çocuklarından biri duymuştur sesini.
Çocuk, çıkartır ders çalışırken ağzına koyduğu kurşun kalemi, gözlerini çırparak, boğazını kısarak:
“ Gelmek istemediğini” söyler…
Çocuk işte! Nerden bilecek o yaşta dostu, arkadaşı, ahbabı, hasreti, özlemi, sılayı…
Zira her şey ona oyun gelir…
Çocuğa oyun gelenin, aile büyüklerinin bağrına Sürmene bıçağı gibi saplandığını kim nerden bilebilir!
Çocuğu o yolculuğa sadece “Trabzonspor” cümlesi ikna edebilir!
Sebebi, o’na yıllarca Trabzonspor sevgisi anlatılmasından kaynaklıdır.
Trabzonspor uzun yıllar şampiyon olamamasına rağmen, dünyada taraftar sayısı artan tek takımın olması da işte bu yüzdendir!

Alışmak sevmekten daha zor
Nasip olur baba ocağına-memlekete gitmek, sevinerek…
Baba ocağı da, ana kucağı da, doğduğu, büyüdüğü yer de olsa insanın, ilk zamanlar havasına, suyuna alışmak pek zordur. Boşuna dememişler, “Alışmak sevmekten daha zor” diye…
Gurbetçi ilgi bekler, gurbete gelenlere gurbette yaşayanların gösterdiği yakınlığın en az yarısı kadar.
Beklemek, görmek, istemek; sadece birkaç heceden, tek kelimden ibaret! O da kadar zor olmasa gerek.

Haberin Devamı

Gurbetteki Trabzon(spor)lular…



Yandan çarklı, farklı bakışlar!
Ve…
Hiçbir şeyin ana kucağında yıllardaki gibi olmadığını, zamanın birçok şeyi değiştirdiğini, silip süpürüp götürdüğünü anlar…
Delikanlı bıraktıkları yaşlanmış, yüzleri kırışmış, elleri nasırlaşmış, saçları dökülmüş, dünün bebeleri de büyümüş.
Kısaca insanlar pek değişmiş!
Bunlar yetmezmiş gibi…
Tanımakta güçlük çektikleri omuz hizasından öyle bir bakış fırlatırlar ki…
Hayal kırıklığına uğradığının ilk işaretidir, ilk resmidir, yandan çarklı ve de farklı bakışlar, sevdiği, büyüdüğü, uğruna çok şey vereceği beldede, köyde, ilçede, ilde…

Trabzonspor’a asla küsmezler!
Elde-avuçta bir kalmıştır o’nun için; hayata bağlayan…
Değişmeyen, dimdik ayakta duran, yaşamakta olan tek sevdası; onun da adı Trabzonspor’dur… Sarılacağı, bağrına basacağı, çocuklarına anlatacağı, moral bulacağı ve zaman zaman “aman!” dedirten Trabzonspor…
Hiçbir Trabzonsporlu takımına kolay kolay küsmez. Küsmüş olsa bile uzun sürmez.
Amma velâkin…
Günlerce, aylarca gitmek için hayalini kurduğu, doğduğu-büyüdüğü topraklarda karşılaştığı ilgisizliğe alınırlar, zira gurbet elde yaşayanlar çok duygusaldırlar.
O zaman ne mi yaparlar?
Gitmek için günleri iple çektiği, görmek için can attığı topraklardan, hayallerle yaşamaya alıştığı şehrin yolunu tutarlar, plakasına uğruna çok şey verdiği takımın ve ilinin baş harfleri yazan aracıyla;
Gurbet ellerdeki renktaşlarıyla buluşmak, kucaklaşmak ve yeni hayallere yelken açmak için!

Gurbetteki Trabzon(spor)lular…