“İnsanın kendine yaptığını dünya bir araya gelse yapamaz” sözü Trabzonspor için söylenmiş, bordo-mavili takımın son haftalarını özetlemiş sanki.
Yüzdün yüzdün kuyruğuna geldin, sonunu getiremedin. Başka izahı yok bunun...
Kaçan, kaptırılan şampiyonluk için kitap yazılır! Trabzonsporluların bu yılı unutmaları hiç de kolay değil.
Aynı hatalar Türkiye Ziraat Kupası ve Süper Kupa’da yapılmasın bari!
Bu yıldan ders çıkarılmalı, mevcut kadro dağıtılmadan senenin planları şimdiden yapılmalı, eksik bölgeler tamamlanmalı. Zira benzer hatalar geçmiş yıllarda defalarca yapıldı, kadro dağıtıldı...
Dememiz o ki, önümüzdeki yıl da farklı bir lig izlemeyeceğiz!
Maçla ilgili yazacaklarımıza gelince...
Bir takım futbolun kolektif boyutunu sahaya yansıtabilmesi için defansı et, tırnak birlikteliği taşıması gerekir.
Dünkü doksan dakika, sezonun özeti sanki; Trabzonspor Sörloth, ile öne geçiyor, skoru koruyamıyor, arkasına adam kaçırmakta sabıkalı olan Trabzonspor defansı hata üstüne hata yapıyor ve Konyaspor, golü buluyor.
Uğurcan Çakır, her zamanki gibi gününde olmasaydı; Konyaspor, ilk yarı soyunma odasına galip de girebilirdi.
İkinci yarı Trabzonspor iki farklı öne geçiyor, yine skoru koruyamıyor, yine inanılmaz defans hataları. Uğurcan da bir yere kadar...
Albenisiz, renksiz futbol, gamsız mücadele, Ankaragücü, Antalya ve Denizlispor maçlarında olduğu gibi!
Konyaspor’un da hakkını teslim edelim, sahada mücadele eden her oyuncu, inanarak oynadı, yüreğini ortaya koydu... Amma velakin bir oyuncu vardı ki, adı Shengelia. İşte o oyuncu Konyaspor’a hayat veren, geceye damga vuran adamdı...