‘Turgay Şeren Ligi’nde ara idi ama...
Ülkede birlik-beraberliğe en çok ihtiyaç duyulduğu dönemde, Fatih Terim, Arda Turan kapışması, 7’den 77’ye herkesin hem çenesini yordu, hem de sinirlerini keman yayı gibi gerdi!
Milli aranın nasıl geçtiğini bi de Trabzonsporlulara sorun? Bordo-mavili takımın ligdeki konumu ve Karabük maçındaki dört gollü yenilginin yaşattığı moral bozukluğu, arayı 15 gün değil de, 15 seneymiş gibi hissettirdi Trabzonsporlulara! Kafaları kemiren tuhaf sorular, endişeler, korkular... Akla hayale gelmeyen acayip senaryolar...
Maça gelince...
12. Adam ilk defa iş başında idi. Zemin klasik Ağustos, Eylül aylarının bozukluğunu üzerinden atmış; saha cillop gibi... Sıra geldi şeytanın bacağını kırmaya. Zira Trabzonspor, Akhisar maçlarında ama öyle, ama böyle hep bir iş kazasına uğramıştır!
İlk yarı Trabzonspor’un kaleyi bulan şutu yoktu. O anlamda Fatih, kariyerinin en rahat maçını oynadı. Akhisar da farklı değildi. Rodallega ile bir şut girişimleri var hepsi o kadar.
İkinci yarı rakip sahaya sofrayı erken kurdu Trabzonspor. Nerde ilk yarı eline top değmeyen, kalesine top gelmeyen Fatih... Resmen devleşti Trabzonspor’un eski kalecisi. Biz saymaktan bıktık, Fatih kurtarmaktan usanmadı. Trabzonsporlu futbolcular sezon boyu girmediği gol pozisyona girdiler. Saç-baş yoldurtan, tabir caizse fıtık eden pozisyonları kaçırma yarışına girdiler. Stres baskı böyle bir şey işte. Topu üç direğin arasından geçiremeyince olmuyor...
Son bolümde Aytaç’ın atılmasıyla 10 kişi kalan Trabzonspor kaybedebilirdi de... Onur’un, Mervan’ın bir topunu çıkartması var ki görülmeye değerdi.
Özetle... Trabzonspor diğer maçlara ve ilk yarıya oranla çok iyi oynadı. Rakip kalede Fatih gibi bir kaleci olunca kaderine razı oluyor; şeytanın bacağını kıramamış oluyorsun..