Karşılaşmanın hemen başında Ghilas’ın, Onur’un koruduğu kalede yan direkte patlayan şutu, gollerin füze niteliğinde olacağının habercisi gibiydi.
Kucka’nın posta memurunun yarım saatte yürüyebileceği mesafeden attığı gol ne kadar güzel ise, dün Trabzonspor’un sağ kanadını otoban gibi kullanan Tayfur’un golü de görülmeye değerdi.
Hadi Kucka’nın sağında-solunda-yanında kimse yoktu da o vuruşu yaptı, Tayfur’un bu derece vuruşuna engel olamayan Trabzonsporlu oyunculara ne demeli?
Hele Serkan Çınar’ın verdiği bir penaltı var ki evlere şenlik... Halı sahada amir memur arasında oynanan maçta böyle penaltı verilse; amir memuruna haritadan yer beğendirir!
Bay Çınar o penaltıyı vermese de Göztepe galibiyeti hak edecek futbol oynadı. Trabzonsporlu oyuncular da izlemeyle yetindi.
Göztepe’nin yeni takım olmasına rağmen bir oyun planı var. Trabzonspor’da bırakın ne oynadığını bileni, adeta tel tel döküldü. Bu kadar kopuk oynanmaz, bu kadar pas hatası yapılmaz.
Başta Okay olmak üzere Bongonda ve diğerleri... Rodallega’nın soyunma odasına giderken attığı beraberlik golü Trabzonspor adına umutları ikinci yarıya taşısa da ikinci baharını Göztepe’de yaşayan Sabri’nin serbest vuruşunu izleyen Trabzonspor defansına ne demeli?
Göztepe dün ilk galibiyetini aldı. Tamer Hoca’yı kutlamak gerekir. Toplama ekipten böyle bir takım yapmış... Koşan, mücadele eden, teslim olmayan.. Sabri ve Tayfur’u keyifle izledik.
Uzatmayalım...
Büyük umutlarla Bornova’ya giden Trabzonspor, Ege’den boyunun ölçüsünü alarak Trabzon’a döndü. Her şey bir yana, bayramı da zehir ettiler.
Son bir not: Bu takımın takviyeye ihtiyacı var.