Trabzon’da tarihi bir gün, kış değil sanki yazdan kalma bir gün. Tribünler cıvıl cıvıl, rengarenk, bahar gelmiş sanki.
Derler ya hani; altı puanlık maç. Bu maç ondan da öte; anlatmakla ve yazmakla bitmez!
Maça gelince..
İki takımın en zayıf haklısı; defansı…
Hızlı başlayan Fenerbahçe, top Trabzonsporlu oyuncuların ayağına değmeden golü bulan Fenerbahçe. Bahar gibi hava Trabzonsporluları buz gibi yaptı! Sadece tribünleri mi, bordo-mavili oyuncular da neyin ne olduğunu anlamadı açıkçası, dakika bir gol bir, Trabzonsporlular için “şok”...
Bordo-mavili takımın en büyük zaafı geniş alanda oynamaya çalışması, orta sahada geniş boşluklar bırakması; sarı-lacivertli oyuncuların ekmeğine adeta yağ sürdü…
Şok da bordo-mavili oyuncularda tam 15 dakika sürdü… Fenerbahçe 2. golü de bulabilirdi…
Bu zaman dilimi içerisinde ne oynadığını bilen bir adam vardı sahada, şoktan ve de hava durumundan etkilenmeyen; biz kuzeyin kralı diyelim, siz kuzeyin çocuğu deyin; Sörloth…
Trabzonspor’un golcüsü oyuncularını şahlandırdı, Fenerbahçe defansını adeta dağıttı. Attığı gol, direkte patlayan topu…
Novak ve Campi’nin ortaklaşa attığı golün mimarı da Sörloth’tu.
Uğurcan’ın da hakkını teslim edelim, inanılmaz kurtarışlara imza attı… Adeta skora imza attı genç kaleci…
İkinci yarı bordo-mavili takımın geri çekilmesi, oyunu kendi yarı alanında kabul etmesi; skoru koruma içgüdüsü…Doğrusunu söylemek gerekirse, bu bölümlerde pas yapabilselerdi!
Nwakaeme’nin eksikliği de hissedilmedi değil…
Bitirelim. Trabzonspor dün iyi mücadele etti, puan ve puanlarlardan fazlasını aldı… Atanlar ( Novak, Sörloth) ile tutan iyi olunca, skor böyle oluyor işte..