14.02.2024 - 09:16 | Son Güncellenme:
Türkiye Sigorta Türkiye Basketbol Ligi’nde Play-Off için mücadele veren Pizza Lazza Harem, kısa bir süre önce teknik anlamda köklü bir değişime gitti. Sezona baş antrenör olarak başlayan Adem Ören’i Sportif Direktörlüğe getiren Yeşil-Kırmızı-Siyahlılar, Ören’den boşalan baş antrenörlük koltuğuna ise Bahçeşehir Koleji’nden ayrılan Sinan Atalay’ı getirdi.
Ara transferde kadrosunu Ömer Yasir Küçük ve İnanç Mert Hotamış’la takviye eden Pizza Lazza Harem’de yeni pozisyonuna ısınan Adam Ören’e yaşanan bu değişimi, kısa ve uzun vadeli planlarını sorduk.
Oyuncu olarak girdiği kulüpte dördüncü yılını geçiren Ören, 8 maçta 6 galibiyetle iyi başladıkları sezonda arka arkaya gelen sakatlıkların düşüşe yol açtığını ifade ederek, sezonun kalanında tekrar ayağa kalkacak güce ve potansiyele sahip oldukları söyledi.
Ören ve Bahçeşehir Koleji’nde ilk head coachluk deneyimini yaşadıktan sonra Pizza Lazza Harem ile yeni ufuklara yelken açan coach Sinan Atalay ve yine takımın deneyimli kaptanı Gökhan Karabıyık’ın, tarihin en zorlu sezonlarından biri olan bu sezonki hedeflerine ve geleceğe yönelik görüşleri şöyle:
ÖREN: ÜZERİMİZDEKİ ÖLÜ TOPRAĞINI ATACAĞIZ
“Bu benim Pizza Lazza Harem’deki dördüncü senem. Oyunculuğu bıraktıktan sonra da kulüp bünyesinde kalmaya devam ettim. Sağ olsun Başkanımız Cem Efe, “benim yanımda ol” dedi ve baş antrenör olarak girdiğim sezonda sportif direktörlük serüvenim de böyle başladı. Oyunculuğu bıraktıktan sonra takım menajeri olarak göreve başlamıştım. Geçen sene başkanımızın isteğiyle ilk baş antrenörlük deneyimimi yaşadım. Play-Off yaptık. Bu sene de yine Play-Off için bir kadro kurduk. Sezona da 8 maçta 6 galibiyetle başladık. Ancak ardından talihsiz sakatlıklar oldu. Kurduğumuz kadroda 5-6 ana oyuncumuz vardı. Onların yanına destekleyici, tamamlayıcı genç oyuncuları monte etmiştik. Çok geniş bir bütçemiz yoktu açıkçası… Bütçemiz doğrultusunda iyi bir kadro kurmuştuk. Ancak 1 ve 5 numaralarımız sakatlanınca ritmimiz bozuldu. Brandon Huffman’ın yerine aldığımız Aaron Jones’la anlaştık fakat istediğimiz verimi alamadık. Sonra Jones’u gönderki. Berk’in de sakatlıktan biraz geç gelişiyle ve ritmimizi kaybedince, zor bir fikstürümüz de vardı. Orada çocuklar fena oynamadılar ama üst üste 3 yenilgi gelince bu özgüvenimizi de aşağıya çekti. Bizi olumsuz etkiledi. Şutör guardımız Osiris Eldridge de sakatlanınca daha büyük sıkıntı yaşadık. Devre arasında kadromuza Ömer Yasir Küçük ve İnanç Mert Hotamış’ı dahil ettik. Şu anda bir uyum sürecindeyiz.”
‘SİNAN ATALAY’A GÜVENİMİZ TAM’
“Ben takımın coachu iken amacımız Play-Off’a girebilmekti. Orada biraz sapma oldu hedefimizde… TBL gerçekten çok zor bir lig… Play-Off ile düşme hattı arasında 3 galibiyet var. Dolayısıyla bir kan değişikliğinin bize iyi geleceğini düşündük. TBL, izleyenler için keyifli ancak oynayanlar için stresli bir lig. Kan değişikliği düşüncemizi yönetimle paylaştık. Bunun bize fayda getireceğini anlattık. Başkan da benim basketbol bilgime güvendiği için bizimle kal dedi. Sinan Atalay ile ben daha önce 4 yıl beraber çalışmıştım. Onun da basketbol bilgisine güveniyorum. Süper Lig’de baş antrenörlük deneyimi yaşamış, başarıya aç bir isim. Sinan’ın basketbol bilgisine güveniyorum. Oyuncuların üzerilerindeki ölü toprağını üzerinden atmalarına yardımcı olacaktır. Bunun da hedefimiz olan Play-Off’a girme yolunda bize artı değer katacağını düşünüyorum. Her maç zor. Her maç önemli. Kazanmak ve hedefe ulaşmak için elimizden geleni yapacağız.”
‘TBL GENÇ OYUNCULAR İÇİN İYİ BİR FIRSAT’
“Genç oyuncuların şöyle bir avantajı var. Geçen yıl Süper Lig’e giden birçok Türk oyuncu oldu. Burası Süper Lig için bir hazırlık… Paralar da artık eskiye göre biraz daha yükseldiği için buraya deneyim kazanmış Türk oyuncular da rağbet ediyor. Süper Lig’de yer alan Türk oyuncular da artık bu yüzden bu ligi tercih edebiliyor. Bu da hem ligin kalitesinin artmasına hem de genç oyuncuları da cezbeden bir rekabet ortamı oluşmasına yardımcı oluyor. Dolayısıyla TBL bunun için iyi bir fırsat.”
SİNAN ATALAY: YETENEK OLARAK YUKARIDAYIZ
“Açıkçası ben Türkiye’deki bütün ligleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Buna erkeklerde TB2L de dahil. Basketbolu seviyorum. Bu ligde de daha önce asistan coach olarak çalışmıştım. Adem (Ören) abiyle de daha önce çalışmıştım. Bu ligin de dinamiklerine az çok hakimim. Evet, iki ligde de oynanan basketbol ve kalite açısından tabii ki fark var. Benim için kolay olacağını düşünmüyorum. En son çalıştığım kulüpte oyuncu kalitesi çok yukarıdaydı. Elbette benim de adaptasyon sürecim olacak. Takımın ligde durumuna baktığımızda arka arkaya ciddi maçlar var. Hedefimiz Play-Off, Play-Off’ta yarı final, belki yapabilirsek final. Bence o kapasiteye sahip bir takımız. Yetenek olarak yukarıda bir takımız. Zaten bunu düşünerek teklifi kabul ettim. Çok ani gelişti zaten. Uzun zamandır izlediğim için takımın geneline hakimdim. Umarım hem benim ve hem de kulübüm adına ve hedeflere ulaşırız.”
‘ELİMDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK’
“Yöneticilere ve başkanımız Cem Efe’ye de bunu söyledim. Benim elimde sihirli değnek yok. Arka arkaya maçlar var. Bir şeyleri düzeltmek için zamana ihtiyacımız var. İllaki dokunuşlarım olacaktır. İllaki oyuncu reaksiyonu olacaktır. Kısa vadede bizim aslında alt sıralardaki takımlarla aramızdaki galibiyet farkını açıp, takımın özgüvenini yukarı çekip Play-Off’a en iyi yerden girmek istiyoruz. Uzun vadede ise tabii Play-Off’a girdikten sonra her şey olabilir. Sonuçta bu lig gerçekten öyle bir lig.”
‘BASAMAKLARI BİRER BİRER ÇIKMALI’
“Ben açıkçası asistan coachluk dönemimde de birazcık daha adım adım, merdivenleri iyice sindirerek çıkmak istemişimdir. Baş antrenör olma fırsatı bana Bahçeşehir Koleji’nde geldi. Başka bir yerde de gelebilirdi. Elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştım. İyi ya da kötü… Bu, aslında göreceli bir kavram herkes için… Coachluk olayında da şu son bir aylık süreçte şunu düşündüm. Basketbol coachluğu her yerde aynı… Ben öyle bakıyorum olaya… Evet, maddi açıdan farklılıklar yok mu? Elbette var. Ama nasıl asistan coachlukta merdivenleri adım adım çıktım ve Süper Lig’de head coach oldum. En azından bana o şans verildi. Şimdi de piyasanın geneline baktığımda bir gerçek var. Bu şans bir daha gelir mi Süper Lig seviyesinde? Bunun da farkındayım. Hem yaşım hem de tecrübem gereği bu mümkün… Bunu bilemezsin… Tabii bu bir tercih… Ama şimdi burada tekrar bir tecrübe kazanarak, kendimi geliştirerek, deneyimleyerek yukarı çıkmak da bir tercih… Ben biraz daha yukarı adım adım, sindire sindire çıkmayı tercih ediyorum. Kimbilir, belki yazın Süper Lig’den tekrar bir teklif gelir… Gidebilirsin… Ama evde oturarak buna hazır olamazsın. Böyle bir gerçek de var. Biraz faal olmak, işin içinde olmak gerekiyor. Buradaki yöneticiler bana güvendiler. Güzel de bir iletişimimiz oldu. Ben de bu teklifi kabul ettim. Umarım her şey güzel olur.”
GÖKHAN KARABIYIK: DEĞİŞİME ADAPTE OLACAĞIZ
“Aslında sezona iyi bir başlangıç yapmıştık. Ama sonra arka arkaya sakatlıklar geldi ve bir düşüş sürecine girdik. Bu sene TBL de tarihin en zorlu liglerinden biri konumunda… Yatırım yapan, büyük hedefleri olan takımlar var. Alttaki takımlar düşmemek için önemli yatırımlar yaptılar. Şu anda hafife alınacak hiçbir takım yok. Bizde de son dönemde kötü bir gidişat vardı. Bir değişikliğe gidildi. İnşallah hedef maçlarımızı kazanıp Play-Off’a girmek istiyoruz. Sinan hocamız geldi. Onunla birlikte bir ivme kazanıp, O’na destek olup yukarı doğru ivme kazanmak istiyoruz. Elimizden geleni yapacağız. Bir değişim sürecindeyiz. Bu değişime adapte olup bir reaksiyon vereceğimizi umuyorum. Yeni oyuncularımızın, yeni coachumuzla birlikte adaptasyon biraz süre alabilir. Yeni felsefeye ayak uyduracağız. Bir an önce çıkış yakalamak istiyoruz. Başkanımız Cem Efe bize sonuna kadar destek veriyor. Elinden gelen her şeyi yapıyor. Biz de bu desteğe layık olacak sonuçları en kısa sürede almak istiyoruz.