12.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan mağduriyetler nedeniyle mağdurlara sahip çıkacaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında şunları kaydetti:
BİR AN ÖNCE YAPIN: Teröre karşıyız, her şehit olayından sonra ‘Köklerini kazıyacağız, şunu yapacağız’ Ya arkadaş ne yapacaksanız bir an önce yapın. Kanun dediniz yetki verdik, anayasa dediniz izin verdik. Son birkaç ayda şehit sayımız 88. Türkiye şimdi bir terör batağının içinde. Bize ‘sakın sesinizi çıkarmayın’ diyorlar. Vatandaşın acısını kim dillendirecek? AKP’nin Özalp Başkan Yardımcısı ve Dicle İlçe Başkanı öldürüldü. Başta Binali Yıldırım olmak üzere AKP’nin bütün camiasına CHP grubundan başsağlığı dileklerimizi gönderiyoruz. Bu sabah erken saatlerde bir gazetecinin evi basıldı. DHA’nın Tunceli’de görev yapan muhabiri. Ne zamandan beri bir gösteriyi, bir olayı izlemek suç olmaya başladı.
ANNENİN KARANFİL BIRAKMASI SUÇ MU: 10 Ekim 2015, iki canlı bomba 101 vatandaşımızın hayatına malolan bir terör gerçekleştirdi. Garda insanlar toplandılar güle oynaya, barış istiyorlardı. Bu ülkenin gençleri huzur içinde yaşamak istiyorlar. Dün yıl dönümüydü, aileler gelmiş, anmak istediler. Biber gazı, cop, şiddet, Türkiye’ye yakışmıyor. Bir annenin kendi çocuğunun öldüğü yere karanfil bırakması suç mudur, çocuğunu anması suç mudur? Biz bu ayıbı ortadan kaldırmak için daha ne kadar bekleyeceğiz? Bu ülkeye demokrasi, hoşgörü, özgürlük ne zaman gelecek?
RAK HÜKÜMETİNE SESLENİYORUM: Türkiye iyi yönetilmiyor. Dış politika önemli bir yol ayrımına geldi. Musul operasyonu başlayacak. IŞİD sonrası Ortadoğu ile ilgili yeni stratejiler demektir. Türkiye’nin bu konuda son derece dikkatli bir dil kullanması gerekiyor. Üzülerek ifade ediyorum, Erdoğan, mezhep endeksli dış politikayı gündeme getirdi, Irak merkezi yönetimi Türk askerinin Başika’dan çekilmesini istedi. Merkezi Irak hükümetine CHP Genel Başkanı olarak seslenmek isterim: Irak’ın toprak bütünlüğünü savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Irak’ın kaderini Irak hakının belirlemesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz. Başika’da askerlerimiz Irak halkının güvencesi için bulunuyor. Buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp, askerlerin Irak’ı terk etmelerini istemeyiniz. İsteğiniz üzerine oraya geldik, görevimizi yapmaya izin veriniz. Irak halkıyla dostluğumuzu sürdürmeye kararlıyız.
‘Bizim yaptığımız edebiyat değil’
‘ADİL YARGILAMAYACAĞIM’ DENİYOR: ‘Yenikapı ruhu ne oldu?’ diyorlar. Sen beni dinlememişsin, ben insan haklarını, demokrasiyi, özgürlükleri, mazlumun hakkını savunuyorum. İnancıma göre zalime teslim olmayız, zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır, ben şeytan değilim, şeytan sensin. O kadar ağır olaylar var ki, gidelim hep beraber hapishanelere bakalım, AKP milletvekili ‘Silahım olsa ben de kafalarına sıkardım’ diyor. Lafa bak. İşkence yoksa gidersiniz raporunu düzenlersiniz. 21 Temmuz; hükümet BM’ye dilekçe
veriyor. Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 13 maddesini askıya aldık diyor OHAL süresince. ‘Tutulanlara insani biçimde davranma’, ‘adil yargılama’ maddesi. Hükümet diyor ki OHAL kapsamında hapse alınanlara işkence yapacağım, adil yargılamayacağım.
DEMOKRASİ İÇİN SAVAŞACAĞIZ: ‘Mağdur edebiyatı yapmayın’ diyorlar. Bizim yaptığımız edebiyat falan değildir, 16 günlük bebeği annesinden koparırsanız bu edebiyat değildir ey Binali Yıldırım. Sen de çoluk çocuk sahibisin, dön eşine sor o anne için o çocuk nedir? Yargılanmadan bir insanı nasıl suçlu ilan edersin? Yarın beraat ederse ne olacak? En baştan beri söylüyoruz, darbeye karşıyız. Ama sen dönüyorsun vatandaştan hesap soruyorsun. Mağdurların hakkını korumak zorundayız. Zulme karşı duracağız. Şeker hastası kişiyi alıyorsun, ilacını verin. Bir darbe fırsatçılığı yapıp karşı darbe yapıyorlar. Sen bu tutumla devam edersen Türkiye’de senin darbe yaptığını dünya anlayacak. Demokrasinin gereği olarak sizi uyarıyoruz. Bankaya para yatırdı diye birisini devlet memuriyetinden atacaksın, o bankaya izin veren siyasetçiyi koruyacaksın. Olmaz. Özet; yılmayacağız, demokrasi için savaşacağız, 1 milyon mağdura sahip çıkacağız, kimse umutsuzluğa kapılmasın.
‘Hakaret’ten 2 yıl hapis istemi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ‘Basın yoluyla alenen hakaret suçundan’ başlatılan soruşturma tamamlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şikâyetinden vazgeçtiği için Kılıçdaroğlu hakkında Erdoğan’a hakaret yönünden başlatılan soruşturma takipsizlik kararı ile sonuçlanırken, Bilal Erdoğan şikâyetinden vazgeçmediği için CHP lideri hakkında 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. l YÜKSEL KOÇ DHA
‘FETÖ’den farkın yok’
NASIL KANDIRDILAR?: FETÖ’den haberimiz yoktu diyorlardı. Sezgin Bey’in soru önergesi var. Dönemin Bakanı Emrullah İşler, ‘MGK’nın gündemine hükümetimiz tarafından getirilmemiştir, MGK kararını hayata geçirme döneminde adım atılmadı’ diyor. Nasıl oldu da sizi kandırdılar o zaman? Aynı menzile giderken rekabet içinde biri diğerini yok etmeye çalıştı. Biri galip geldi, diğeri mağlup. O zaman senin FETÖ’den bir farkın yok.
ANLATAMAZSINIZ: Hükümet yetkilileri, ‘Türkiye’de darbe olduğunu kimseye anlatamıyoruz’ diyor. Anlatamazsınız. Üniversiteden hocaları attınız, binlerce öğretmeni işinden ettiniz, er, erbaş, astsubayları hapislere tıktınız. ‘Mağdur edebiyatı yapmayın’ diyorlar. O işçinin hakkına sahip çıkmak CHP’ye yakışır.
CESARET EDEMİYORLAR: Hapishaneler dolu. Ciddi iddialar var, dedim ki Yıldırım’a, TBMM’de Cezaevi Alt Komisyonu var, cezaevlerini gezsinler. Cesaret edemiyorlar çünkü işkence de var kötü muamele de. Hapishaneleri açmaktan korkuyorlar.
‘Ortada iki başbakan var’
KOLTUĞUNUZUN HAKKINI VERİN: Türkiye’nin bir dışişleri bakanı var. Sorumluluk başbakana aittir, neden cumhurbaşkanı konuşur? Hangi gerekçeyle hangi sorumlulukla konuşur? Başbakan yok ortada, iki tane başbakan var, biri resmi başbakan Binali Yıldırım, biri de gölge başbakan Berat Albayrak. Yıldırım’a iyi niyetlerle şunu söylemek isterim: Koltuğunuzun hakkını verin ve yetkilerinizi başkasıyla bölüşmeyin,
aksi halde kan kaybediyorsunuz. Musul ile ilgili konuşacak kişi dışişleri bakanıdır, başbakandır, neden başkaları konuşuyor.
TÜRKİYE BU YÜKÜ TAŞIYAMIYOR: Türkiye, darbeyle, terörle, tutuklu gazetecilerle anılıyor. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. Gittiniz oy verdiniz, 14 yıldır tek başlarına iktidarda olmalarına katkı verdiniz, 14 yılda ne istedilerse yaptılar, ama bütün başarısızlıklarına belli gruplara yükleme konusunda ciddi beceri sergilediler. Dönemi geldi ‘Bizi PKK kandırdı’, ‘Bizi FETÖ kandırdı’, ‘Bizi Esad kandırdı’... Siz şu soruyu sormadınız. Biz size her gelen sizi kandırsın diye mi oy verdik? Kandırılan bir iktidar Türkiye’yi yönetebilir mi? Herkesin kandırdığı, oyuncak haline getirdiği iktidar Türkiye’yi yönetebilir mi? Artık Türkiye, bu ağır yükü taşıyamıyor.