Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün sabah Libya’nın komşu ülkesi Tunus’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
Kritik ziyarette Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile bir araya gelen Erdoğan, “Libya’daki bu olumsuz gelişmeler sadece Libya’da kalmıyor. Komşu ülkeler ki; başta Tunus bundan rahatsız oluyor. Bunları da değerlendirme fırsatımız oldu” dedi. Erdoğan, Türkiye ile Libya arasındaki mutabakatların ardından olası bir asker göndermeye ilişkin olarak, “Libya’da bulunan, bunun 5 bini Sudan’dan, 2 bini Rusya’dan Wagner diye girenler oraya hangi sıfatla geldiler, orada ne işleri var? Hangi bağlantıları var? Türkiye böyle bir davet alırsa, davete icabet eder. Aramızda en azından bir mutabakat metni var ama bunların hiçbir bağı yok. Hafter meşru değildir. Gayrı meşru olarak Hafter durumdan vazife çıkartıyor” dedi.
Erdoğan, dün sabah programında olmayan bir şekilde Tunus’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Libya’nın komşu ülkesi Tunus’a yapılan kritik ziyaretin önceki gece kabine toplantısının ardından netleştiği ifade edildi. Erdoğan’a ziyaretinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da eşlik etti. Erdoğan, yeni seçilen Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile önce baş başa daha sonra da heyetler arası görüşme gerçekleştirdi. İki lider ortak basın toplantısı da düzenledi. Erdoğan, şunları söyledi:
HALKLARI RAHATSIZ EDİYOR: Tüm bölgedeki ülkeler olmak üzere bölgedeki önem üzerinde durduk zira biz bu acıyı çok çektik Suriye’den 4 milyona yakın mülteci geldi. Bu mültecilerin 8 yıldır her şeyi ile biz ilgileniyoruz. Libya’dan da Tunus’un güneyine doğru bu bölgede 500 bine yakın mülteci olması Tunus’a yüktür. Bu yükün altından kalkmak gerekiyor. Bunlar daha sonra öyle hal alıyor ki terörize durum ortaya çıkıyor. Terörize durum da halkaları ciddi manada rahatsız ediyor. Libya’daki bu olumsuz gelişmeler sadece Libya’da kalmıyor. Komşu ülkeler ki; başta Tunus bundan rahatsız oluyor. Bunları da değerlendirme fırsatımız oldu.
TUNUS’UN KATKISI: Libya’da bir an evvel ateşkesin sağlanarak siyasi sürece dönülebilmesi amacıyla atabileceğimiz adımlarla bu çerçevede yürütebileceğimiz iş birliği neler olabilir, bunların üzerinde durma fırsatımız oldu. Tunus’u bu bölgede istikrarın bir unsuru olarak görüyoruz ve birlikte de atacağımız adımları konuştuk. Libya’daki istikrarın sağlanması yönündeki çabalara Tunus’un çok değerli ve yapıcı katkıları olacağı inancındayım.
MERKEL, PUTİN, JOHNSON İLE GÖRÜŞTÜM: Libya gibi halkının neredeyse tamamına yakının Müslüman olduğu bir ülkenin sorunlarını, kendi içindeki bu tür sıkıntıları aslında kendi içlerinde siyasi bir yöntemle çözmelerinin en isabetli yol olduğunu düşünüyorum. Öyle veya böyle bir Berlin süreci başlatıldı. Bu Berlin sürecinde de gerek Cezayir gerek Tunus gerekse Katar’ın olmayışını bir eksiklik olarak görüyorum. Bu eksikliği Sayın Merkel’e ifade ettim. Bunun giderilmesinin doğru olacağını söyledim. Kendileri de bu konuda bir değerlendirme yapmamda fayda var dediler. Daha sonra Sayın Putin ile de bunu görüştüm. Bu fikrime aynen kendisinin de katıldığını söyledi. Dün İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile de görüştüm.
TİKA’dan hastane
Erdoğan, TİKA’nın Tunus’ta inşa edeceği hastane konusunda bir mutabakat sağlandığını da açıklayarak, “İnşallah en kısa zamanda bunun protokolünü imzalamak suretiyle bunun adımını atacağız” dedi. Erdoğan, “Daha önce biz Tunus’tan bayağı hurma aldık. Şimdi Ramazan geliyor. Ramazanda özelikle hurma tüketimi bizde iyidir. Zeytin de bol ama bizde de bol. Belki 3. ülkelere Tunus’la dayanışma içine nasıl satabiliriz, değerlendirme yapacağız. Fosforik asit, kimyasal gübre konusunda bazı adımlar atabiliriz” ifadesini kullandı.
‘Libya davet ederse asker göndermeyi değerlendiririz’
(Libya’ya asker gönderme sorusu üzerine) Biz hiçbir yere bir defa bugüne kadar davetsiz misafir olmadık. Herhangi bir davet olursa tabi ki bunu değerlendiririz, adımlarımızı buna göre atarız. Aslında şu andaki münhasır ekonomik bölge ile ilgili adım ve özellikle de mutabakat metninde maddelerin hepsi bir adımın ön sesleridir. Bunla ilgili de bazı görüşmeleri yapmış bulunuyoruz. Fakat sormak lazım, şu anda Libya’da bulunan, bunun 5 bini Sudan’dan, 2 bini Rusya’dan Wagner diye girenler oraya hangi sıfatla geldiler, orada ne işleri var? Hangi bağlantıları var? Türkiye böyle bir davet alırsa Türkiye ise davete icabet eder. Aramızda en azından bir mutabakat metni var. Anlaşmamız var. Bir bağımız var en azından ama bunların hiçbir bağı yok. Hiçbir bağı olmadığı halde onların ne işi var, burada.
HAFTER GAYRİMEŞRU: Hafter meşru değildir, gayri meşrudur. Gayrimeşru olarak Hafter durumdan vazife çıkartıyor. Sarraj mutabakat hükümeti başbakanı. Uluslararası alanda karşılığı olan Sarraj’dır. Sarraj’ın adımları ile biz de beraber adım atıyoruz. Hafter’in böyle bir vasfı sıfatı yok. Durumdan vazife çıkararak parası bol ülkelerle silahı bol ülkeler ile adımlar atıyorlar. Bunları da görelim. Libya’daki kardeşlerimizi bunlara ezdirmeyelim yedirtmeyelim.
YAPTIRIM HEVESLİLERİ: Bu ara Türkiye’ye karşı yaptırım heveslilerinin sayısı artmaya başladı. Tabii Yunanistan’ın Libya ile ne alakası var, onu anlamakta ben zorlanıyorum. Bir defa şu anda Yunanistan’ın ne kıta sahanlığıyla bu işin alakası var, ne de aramızdaki özellikle Libya ve Türkiye arasındaki şu anda mevcut bantla bunun bir alakası var. Kıta sahanlığıyla ilgisi, alakası yok, münhasır ekonomik bölgeyle ilgi ve alakası yok. Münhasır ekonomik bölge de malum sadece Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs’ın orada belli lotları var. Bunun dışındaki diğer alanda bizim Libya ile Türkiye arasındaki bağlantı bellidir. Bu konuda da yetki sahibi olana iki ülke vardır. O da Libya’dır, Türkiye’dir. Libya’nın şu anda resmi olarak bir Başbakanı var. O da Sayın Sarraj’dır. Ve bizler de Sayın Sarraj ile bu görüşmeyi heyetiyle beraber İstanbul’da kendilerine ağırladık. Kendileriyle beraber yetkili arkadaşlarımızla oturduk, müzakeresini, değerlendirmesini yaparak imzalar atıldı ve TBMM’den biz bu mutabakat metninin de anlaşmayı da geçirmiş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreci de bu istikamette devam ettireceğiz, Yunanistan burada herhangi bir söz sahibi olması diye bir şey söz konusu değildir. Geçmişte birçok anlaşmaları farklı şekilde yapmış olabilirler. Ama şu anda böyle bir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti yoktur.
‘
İş birliğimiz geniş ufuklar taşıyor’
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya konusunu tüm yönleriyle masaya yatırdıklarını belirterek, “Türkiye-Libya arasında imzalanan mutabakat zaptının” sadece iki ülkeyi ilgilendirdiğini söyledi. Said, mevkidaşı Erdoğan ile sağlık, tarım ve diğer tüm sektörlerde iş birliğinin yanı sıra ekonomik, toplumsal ve siyasi meseleleri ele aldıklarını belirtti. Said, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakata ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti: “Libya meselesini tüm yönleriyle masaya yatırdık. Ancak, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat zaptı, iki ülke arasındaki sınırları belirliyor. Bu iki ülke arasındaki bir mesele. Tunus’u kapsamıyor. Bazı ülkelerin bu konuya ilişkin çekinceleri olabilir. Ancak dediğim gibi bu bizim Türkiye veya Libya ile meselemiz değil.” Said, “Türkiye ile iş birliğinin tüm alanlarda daha verimli ve geniş ufuklar taşıdığını” belirtti.
Külliye’de Libya çalıştayı
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu himayesinde “Libya Mutabakatı Çerçevesinde Doğu Akdeniz’de Stratejik Denklem” çalıştayı yapıldı. Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen çalıştayda, Doğu Akdeniz’deki yetki alanları, enerji mücadelesi, bölgesel ve uluslararası aktörlerin pozisyonları, enerji güvenliği ve uluslararası hukuk boyutları kapsamlı şekilde ele alındı.