24.04.2021 - 14:35 | Son Güncellenme:
DHA
TBMM Başkanı Şentop, Ermeni terör örgütleri tarafından şehit edilen diplomatların Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki kabirlerini ziyaret ederek karanfil bıraktı. Ziyaretinin ardından okunan Kuran-ı Kerim tilavetini dinleyen Şentop, gazetecilere de açıklamada bulundu. 1970'lerden itibaren Ermeni terör örgütlerinin eylemleri sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyen Şentop, "Kendi topraklarından binlerce kilometre uzakta, bir devlet için emniyeti en üst düzeyde temin edilmesi gereken diplomatlarımızın, büyükelçilerimizin ve ailelerinin terör eylemlerine maruz kalarak şehit edilmeleri diplomasi açısından çok hazin bir tablodur" dedi.
'TERÖR DALGASINA DÖNÜŞTÜ'
'Elçiye zeval olmaz' ilkesinin dünyanın gözleri önünde Ermeni terör örgütleri tarafından ihlal edildiğini kaydeden Şentop, "Bu örgütler tarafından eylemlerin sorumluluğu bizatihi kabul edilmişken zanlıların birçoğunun gerektiği gibi yargılanmaması dünya devletlerine utanç olarak yetmelidir. 1973'te başlayan, tarihte eşi benzeri görülmemiş alçakça terör eylemleri Türk diplomatlara karşı yıllarca süren bir terör dalgasına dönüşmüştür" ifadelerini kullandı.
1982 yılında Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan’ın trafik ışıklarında şehit edilmesinin hüznünün hala çok taze olduğunu kaydeden Şentop, "Katil zanlısı Sasunyan’ın daha birkaç ay önce, 21 Şubat 2021’de tahliye edilmesi ve adı geçen zanlının tehdit oluşturduğuna ilişkin yeterli delil görülmemesi ve mahkeme kararında zikredilen ifadelerin siyasi bir mesaj içerdiği açıktır” ifadelerini kullandı.
'SORUŞTURMALARIN YENİDEN AÇILMASI İÇİN GİRİŞİMLERİMİZ SÜRÜYOR'
Tarihte Ermeni örgütler tarafından öldürülen diplomatların bazılarını anan Şentop, "Büyükelçilik düzeyinde işlenen cinayetlerin pek çoğunda katil zanlılarının bulunamaması; üstelik eylemi gerçekleştiren örgüt kendini açık ederken zanlının bulunamamış olması ironik bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bulunsa ve hatta zanlılar hüküm giymiş olsa dahi süreçler takip edildiğinde birçoğunun sonra serbest bırakıldığı ve cezalarını tam olarak çekmedikleri görülmektedir. Türkiye olarak, failleri bulunamamış şehitlerimizin soruşturma dosyalarının yeniden açılması için devlet nezdinde girişimlerimiz sürmektedir" diye konuştu.
'ABD’NİN 2021’DE BU KONUYA İLİŞKİN ALACAĞI TUTUM SİYASİ'
Ermeni çevreleri tarafından dünyanın birçok ülkesinde Türkiye'ye karşı yürütülen karalama kampanyası ile tarihi değiştirme çabalarının bilimsel tezler ve tarihi deliller ile defalarca kesintiye uğradığını kaydeden Şentop, "Birinci Dünya Savaşı’nın bütün dünya ülkelerine yaşattığı zorluklar bilimin ışığıyla bakan gözler için tarih sayfalarında kayıtlıdır. Bizler yüzyıllarca; farklı birçok millet ile kapı komşusu olarak, hiçbir ayrımcılık emaresi göstermeksizin yaşayan bir devletin torunları olarak bugün de var gücümüzle barışın yanında, inanç ve kimlik dolayısıyla yaşanılan bütün ayrımcılıkların karşısında durmaya devam ediyoruz. ABD’nin 2021’de bu konuya ilişkin alacağı siyasi tutum, değişikliğin özde değil, yalnızca yeni yönetimde ve bu yönetimin tavrında olduğunu ortaya koyacaktır. 2021’de neyin değiştiğini, ortada konuya dair yeni bir kanıt veya yeni bir bilgi mi olup olmadığını sormak gerekmektedir. Bu soruların cevabı hepimizin malumudur. Değişen tek şey siyasi karar olup, tarihi bir kanıt ortaya çıkmış değildir" ifadelerini kullandı.
‘HUKUKTA ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARIN HİÇBİRİ MEVCUT DEĞİL’
Soykırımın, kapsamının son derece belirli olduğunu ifade eden Şentop, "Kullanımı çok somut şartlara bağlanmış uluslararası hukuk kavramıdır. Açıkça tanımlanmış bir suça işaret eden bu kavram, 1948 Soykırım Sözleşmesinde belirtildiği üzere, yalnızca yetkili bir mahkemece hüküm altına alınabilir. İddia edildiği gibi 1915 olaylarının soykırım olarak tanımlanabilmesi için hukukta öngörülen koşulların hiçbiri mevcut değildir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2015 ve 2017 yıllarındaki kararları da 1915 olaylarına tarihi bir tartışmanın ötesinde bir anlam atfetmenin mümkün olmadığını açıkça ortaya koymaktadır" diye konuştu.
‘TAMAMEN SİYASİ BİR KARAR’
HDP’nin 'Ermeni soykırımı tanınsın' açıklamalarını değerlendiren Şentop, "HDP Türkiye'de hukuken kurulmuş bir siyasi parti olmasına rağmen Türkiyeli bir siyasi hareket gibi konuşmuyor, söylemlerini buna göre ortaya koymuyor maalesef. Ne zaman Türkiye'nin hasımları, düşmanları Türkiye aleyhine açıklamalar yapıyorsa bir tavır içerisinde giriyorsa HDP'nin de onlarla birlikte hareket ettiğini maalesef görüyoruz" dedi.
Kendilerinin tarihlerinde utanacakları bir durumun söz konusu olmadığını belirten Şentop, "Gazetelerde yer alan haberlere göre ABD'de geçtiğimiz yıl kongrede temsilciler meclisinin almış olduğu kararlara benzer şekilde ifadede bulunacağına dair Amerikan yönetiminin de tırnak içinde 'soykırım' konusunda haberler yer alıyor. Tamamen siyasi bir karar olduğunu söylemeliyim" diye konuştu.
‘BU AÇIKLAMALARIN TÜRKİYE’YE ZARARI OLMAZ’
ABD’li senatörlerin veya temsilciler meclisi üyesinin 1915 olayları hakkında kırıntı bilgiye dahi sahip olmadığını kaydeden Şentop, "En son 1981'de Başkan Reagan bu ifadeyi kullanarak bir açıklama yapıştı. O tarihten bu yana Amerikan başkanları soykırım ifadesini kullanmadan açıklamalar yapıyorlardı. Yeni Başkanın veya yeni yönetimin o konuda önemli arşiv çalışmaları yapıp da yeni belgelere ulaşıp da bir fikir değişikliğine sahip olduğuna inanan kimse yoktur. Hiçbir bakımdan hiçbir ülkeye hiçbir topluma ve tarihe bir katkısı olmadığını bir zararı da olmayacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye bu tür açıklamalardan bir zarar görmüş müdür, dünyada farklı ülke parlamentolarında böyle kararlar alınmıştır; Türkiye bir zarar görmemiştir. 1981'de Reagan böyle bir açıklama yapmıştır, o tarihten bu yana Türkiye hangi zarar görmüştür?" dedi.
'BU KONUDA EN KİRLİ TARİHE SAHİP ÜLKE ABD'
Tarihe ait konunun tarihçiler ve akademisyenler tarafından tartışılması gerektiğini söyleyen Şentop, bu açıklamaların kimseye fayda da sağlamayacağını söyledi. Biden’in 'soykırım' demesi halinde Türkiye’nin ne yapacağının sorulması üzerine Şentop, "Böyle bir açıklama sadece siyasi bir açıklama olarak kalacaktır. Ama sonu itibarıyla iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyeceğini ifade de etmek isterim. ABD, tarihi konuları siyasi kararlarla ortaya koyacaksa Türkiye’nin de ABD’nin tarihine dair bir yasama dönemini tümünü kapsayacak kararları alacak vakti vardır. Bu konuda en kirli tarihe sahip olan ülkelerden biri de ABD’dir" diye konuştu.