06.11.2020 - 16:57 | Son Güncellenme:
DHA
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin kuruluşunun 118'inci yıl dönümü nedeniyle, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin Üsküdar'daki yerleşkesinde düzenlenen 'Fahri Doktora Tevdi Töreni'ne katıldı. Törende Şentop'un yanı sıra Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, öğretim üyeleri ve öğrenciler de yer aldı.
Prof. Dr. Murat Elevli'nin TBMM Başkanı Şentop'a fahri doktora verilmesi ile ilgili senato kararını okumasının ardından, 'Fahri Doktora Tevdi ve Cübbe Giyme Töreni' gerçekleşti.
AZERBAYCAN’IN DAVASIDNA HAKLI OLDUĞUNA İNANIYORUZ
Törende konuşan Şentop, “Kıymetli rektör Prof. Dr. Sayın Cevdet Erdöl olmak üzere, üniversite senatosunun değerli üyelerine şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanı için şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırıyla ilgili konuşan Şentop, “Yaklaşık 10 gün kadar önce Azerbaycan ziyaretindeydik. TBMM’den bir heyet ile oradaydık. Birçok yerde Türkiye Cumhuriyeti olarak, başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Azerbaycan’a olan desteğimizi açıkça ifade ettik. Farklı mekanlarda ifade ettiğimiz bu kararlığımızı, Bakü ve Gence’de de ifade etmek için orada bulunduk. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Azerbaycan’a desteğinin en önemli sebebi şüphesiz ki bizim kardeşliğimizdir. Azerbaycan’ı bu mücadelede desteklememizin tek sebebi kardeşlik, dostluk değildir. Biz, Azerbaycan’ın davasında haklı olduğuna inanıyoruz. Bu haklılık hem tarihen hem de hukuken haklılıktır. Yukarı Karabağ bölgesi hiçbir zaman tarihte Azerbaycan’dan ayrı bir yönetime sahip olmamıştır. Daima idari ve siyasi bakımdan Azerbaycan’a bağlı bir toprak olmuştur" diye konuştu.
Şentop, “Malum, Ermenistan Azebaycan ile cephede askerler arasında bir savaş yürütmüyor. Doğrudan sivil hedefleri gözeterek saldırılarda bulunuyor. Bunun bir sebebi var. O sebep şudur, Azerbaycan’ı tahrik ederek, bugünkü Ermenistan sınırları içerisindeki bölgeleri mukabelede bulunmak suretiyle taarruz etmesini sağlamaya çalışıyor. Bunu sağladığı takdirde, Rusya ile arasında olan güvenlik anlaşmasının fiilen yürürlüğe gireceğini düşünüyor. Yani, bir taraftan sivillere saldırarak savaş suçu işlediği gibi, ayrıca Azerbaycan ve başka ülkeleri çatışmaya çekmek suretiyle savaşın alanını, krizin alanını genişletmeye çalışıyor" diye konuştu.
“SAĞLIK SEKTÖRÜNDE BIRÇOK AVRUPA ÜLKESINDEN ÇOK DAHA ILERDEYIZ"
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, gelişmiş dünyanın büyük ve etkili bir aktörü olma yolunda Türkiye’nin ciddi mesafe kaydettiği alanların başında elbette sağlık gelmektedir diyen Şentop, şunları söyledi:
“Taraflı tarafsız herkes ve bütün dünya, Türkiye’nin sağlık alanında elde ettiği başarıyı takdir etmektedir. İnsanımız, erişebildiği sağlık hizmetlerinin kapsamı ve niteliği itibariyle, gelişmiş ülke toplumlarının üstünde imkanlara ulaşabilmektedir. Bu tablo, insan merkezli sosyal devlet anlayışımızın değerini gösteren, ülkemiz ve milletimiz için gurur verici bir tablodur. İnsanımıza sunulan sağlık hizmetinde olduğu gibi; sağlık teknolojileri ve ar-ge çalışmalarıyla Türkiye’nin kendi sağlık ihtiyaçlarını üretebilen bir ülke olma yolunda ilerlemesi de geleceğe dair umutlarımızı güçlendirmektedir. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yaşanan her türlü zorluk ve felaketle mücadelede, kalkınmış müreffeh bir Türkiye’ye ulaşma yolunda bizi hedefe taşıyan, birliğimiz, umudumuz ve azmimiz olmuştur. Sağlık sektöründe birçok Avrupa ülkesinden çok daha ilerdeyiz. Hakeza kaliteli ve yeterli sağlık hizmetine kendi ülkesinde ulaşamayan birçok Avrupa ülkesi vatandaşı sağlık turizmi kapsamında ülkemize gelmekte; kendilerini “Siz değerli Türk hekimlerine emanet etmektedirler"
"AŞI UYGULAMASI BATININ BİZDEN GÖRDÜĞÜ BİR UYGULAMADIR"
“Dünyaya musallat olan salgın hastalık bilimsel çalışmaların ve araştırmanın önemini bize bir kez daha hatırlattı" diyen Şentop, "Bu illete çare bulmak üzere dünyanın birçok ülkesinde aşı çalışmaları ve deneyleri devam ediyor. İnsanlık bu salgın günlerinde neredeyse her gün buna çare olacak aşıyı umutla bekliyor. Malumunuz olduğu üzere ülkemizde de aşı çalışmaları 1700’lü yıllara kadar geriye gidiyor. Bu konuda da derin bir birikime sahibiz. Aslında aşı uygulaması, bilimsel temelde metodik bir araştırmaya dayanmasa da Batı’nın bizden öğrendiği bir husustur. İngiliz sefirinin eşi Lady Montegü’nün İstanbul’da uygulamasını gördüğü çiçek aşısını İngiltere’ye bizzat götürdüğü ve tanıttığı uzun zamandır bilinen tarihi bir gerçekliktir. Avrupa’daki bilimsel gelişmelere paralel olarak 1880’lerden itibaren ülkemizde de aşı çalışmaları hızlanmıştır. 1887’de Mektebi Tıbbiyeyi Askeriyeyi Şahane`de ilk kuduz aşısı üretilmiş, sonra savaş yıllarında 1911’de tifo, 1913’te kolera, dizanteri ve veba aşıları ilk kez hazırlanmış ve uygulanmıştır. 1928’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nde birçok aşı ve serum başarıyla üretilmiştir. Tifo, tifüs, difteri, BCG, kolera, boğmaca, tetanos, kuduz aşılarında seri üretime geçilerek milletimizin hastalıktan kırılmasının önüne geçilmiştir" ifadelerini kullandı.
"KOVİD-19 AŞISINI DA ÇOK DEĞERLI BILIM INSANLARIMIZ YAKINDA INSANLIĞA HEDIYE EDECEKLERDIR"
Türk bilim insanlarının Kovid-19 aşısını yakında insanlığa hediye edeceğini sözlerine ekleyen Şentop, “Bizim kuşağımız özellikle bilir ki devletimiz daha küçük yaştan itibaren tüm çocukların, belli salgın hastalıklara karşı aşılanması hususunda azami gayret sarf etmiş, bila ücret bu aşılar insanımıza ulaştırılmış ve hala da ulaştırılmaya devam edilmektedir. Hepimiz, devletimizin bu koruyucu hizmetinin bir nişanesi olarak bu aşıların izlerini kollarımızda taşıyoruz. Devletimiz ürettiği bu aşıları sadece kendi milletine değil bugün salgın günlerinde olduğu gibi tüm dünyanın hizmetine sunmuştur. 1940’ta Çin’e kolera salgını için aşı gönderdik. Yine aynı dönemlerde Yunanistan, Suriye gibi komşu ülkelere de tetanos ve tifüs aşıları gönderdik. İnanıyorum ki Kovid-19 aşısını da çok değerli bilim insanlarımız yakında insanlığa hediye edeceklerdir" dedi.
Şentop, “Salgın hastalık ve İzmir’de meydana gelen deprem hadisesi hayatın tüm alanlarında olduğu gibi akademik eğitim hayatımızı da hercümerç etse de bizler kararlılıkla ve tüm imkânları zorlayarak hayata ve gayrete devam edeceğiz. Salgın döneminde kazandığımız yeni tecrübelerle daha iyiye daha güzele ulaşacağımıza dair inancımızı koruyacağız. Sabırla öğretmeye ve öğrenmeye, araştırmaya ve başarmaya odaklanacağız. Sağlık Bilimleri Üniversitemizin kuruluşunun 118’nci yılını bir kez daha tebrik eder, tarafıma layık görülen fahri doktora unvanı ile beni aranıza kattığınız için bir kez daha teşekkür ederim" diye konuştu.
Öte yandan törende konuşma yapan üniversite rektörü Erdöl, TBMM Başkanı Şentop'tan koronavirüs ile mücadele sırasında kalıcı hasar yaşayan sağlık çalışanlarının gazi, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının ise şehit sayılmalarını talep etti.