09.04.2022 - 23:52 | Son Güncellenme:
Gökçe KARAKÖSE Ömer HASAR / İSTANBUL
(DHA)
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen 'Vakıf Buluşmaları' kapsamında Türkiye Diyanet Vakfı Bağışçıları ve Balkan STK'ları İftar Programı'na katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın da katıldığı program, Üsküdar'daki Cemile Sultan Korusu'nda gerçekleşti.
BALKANLARA HEPİMİZİN BORCU VAR
İftar programına katılanların Ramazan ayını tebrik eden Prof. Dr. Şentop, “Balkanlara hepimizin borcu var. Her şeyden önce unutmamak ve unutturmamak gibi bir sorumluluğumuz var. Ülkemizin başta Trakya'yı içeren Marmara bölgesi olmak üzere, bütün bölgelerinin çok yoğun olarak bir muhaceret bağlantısı var. Balkan kökenli, muhacir, göçmen, Rumelili, mübadil, Arnavut, Boşnak, Prizrenli, Üsküplü, Giritli, Batı Trakyalı, soydaş, dindaş, Yugoslav, Makedon, Bosna ve Bulgaristan göçmeni gibi sıfatları taşıyan milyonlarca insan bu bağlantının daha özel isimlendirilmiş gruplarıdır. Aidiyetinizi nasıl ifade ederseniz edin; 'Evladı Fatiha'nın varisleri olarak tekrar ifade ediyorum, Balkanlara hepimizin borcu var. Çocuklarımıza, torunlarımıza, köklerini dedelerini, ecdatlarını anlatmak ve bu şuur üzerine onların büyümesini sağlamak mecburiyetindeyiz" şeklinde konuştu.
GELECEK NESİLLERE AKTARMALIYIZ
Türkiye'de 40 şehirde yaklaşık 2 bin Balkan kökenli vakıf ve derneğin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Şentop, “Balkan coğrafyasında hatırı sayılır bir ticari büyüklüğümüz de var ancak yeterli değil. Hem ekonomik olarak hem de sosyo-kültürel olarak daha fazla bir ve beraber olmaya, birlikte hareket etmeye ve bunu daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var. Türkiye'nin son 20 yılda, yaklaşık 15 kat artan ihracatı var, Balkan ülkelerine ama elbette yetmez. Yapılacak ne varsa devlet-millet el ele, bir ve beraber hareket etmeliyiz. Sırbıstan, Bosna-Hersek, Makedonya, Arnavutluk, Kosova, Bulgaristan ile var olan ticaret hacmimizi artırırken ve tabii ki sosyal ve kültürel bağlarımızı gelecek nesillere aktarmayı önemli vazife bilmeliyiz. Balkan coğrafyasındaki gençlerimizi, yaşadıkları topraklarda, dini ve kültürel olarak sahip oldukları medeniyet dairesinde, onlara rehberlik etmeli, kendilerini inşa ederken onlara destek olmalıyız" ifadelerini kullandı.
HİZMET VE DESTEK BİZİM İÇİN VEFA BORCUDUR
Prof. Dr. Şentop konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin ve Balkanların ekonomik ve kültürel mirasının köprüsü bizleriz. Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılına yaklaşırken, Cumhuriyet'imizin temelinde, çok kuvvetli bir Balkan dokusu bulunduğunu hatırlatmak isterim. Kendisi de Balkanlı olan Cumhuriyet'imizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başında yer aldığı Cumhuriyet'in kurucu kadrosunun pek çok isminin, Balkanlarda yetiştiğini ve bu münevver kadronun bugünkü modern devletimizi kurmuş olduğunu unutmayalım. Bizim iş insanımız gittiği yerlerde makbul bir insan devletler tarafından, arzu edilen iş insanı. Balkan coğrafyasına yatırım yapmak sadece ekonomik gerekçelerle izah edilemez. Ata ecdat yadigarı o coğrafyanın kalkınması, ekonomik olarak gelişmesi zenginleşmesi bizim için bir vefa borcudur."
TÜRKİYE DİYANET VAKFI'NIN DESTEKLEDİĞİ 11 BİN ÖĞRENCİMİZ VAR
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise, vakıflara gönül veren insanların peygamberlerin varisleri olduğuna vurgu yaptı. Erbaş, “Şu ana kadar yurt içinden 250 bini aşkın öğrenciye burs veren bir vakıftır. Yurt dışında, Balkanlar başta olmak üzere dünyanın her yerinden şu anda Türkiye Diyanet Vakfı'nın desteklediği 11 bin öğrencimiz vardır" dedi.
BALKANLARDA CAMİ İNŞAATLARIMIZ DEVAM EDİYOR
Balkanlarda eğitim faaliyetlerinin yanı sıra cami inşaatlarının da devam ettiğini hatırlatan Erbaş, “Biz Müslümanlar olarak Priştina'ya, Kosova'ya mührümüzü öyle vuralım ki çünkü Priştinalı kardeşlerimiz bizden bunu istiyor. Biz de imkanlarımızı bir araya getirmeye çalışıyoruz ama sizlerin desteği olmadan bu camileri yapmamız zor" diye konuştu. Erbaş, “İslam topraklarında ihtiyacımız olan camilerimizi yaparız inşallah. Türkiye Diyanet Vakfı desteğiyle balkanlarda 10 kadar okul yürütmeye çalışıyoruz. İslam topraklarında ezanların kıyamete kadar okunmasını arzu ediyoruz. İnsanın gözü minare arıyor. Ne kadar çok minare görürsek o kadar çok gönlümüz kalbimiz coşuyor. İşte o minarelerin sayısını artırmamız lazım. Pek çok yerde yıkılan camileri bile henüz yapamadık. İhtiyaç olan yerde bizim mutlaka birlikte çalışmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.