07.11.2008 - 12:45 | Son Güncellenme:
ANKA
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Hüseyin Üzmez’i verdiği raporla tahliye ettiren “Adli Tıp Kurumuöna yönelik eleştiriler için meselenin teknik bir konu olduğunu belirterek, “Adli tıp kurumunu bir hukukçu olarak doğrusu hemen ayaküstü eleştirmekten yana değiliz. Orada bir takım rahatsızlıklar bugün değil, 4-5 senedir var. Orada bir takım atamalar yapıldı, kadrolar değiştirildi. Bu rahatsızlık geçmişten geliyor" dedi.
Ankara Barosu’nun düzenlediği 2. Sağlık Kurultayı’na katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, kurultay çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 14 yaşındaki kıza cinsel tacizle suçlanan Yazar Hüseyin Üzmez’i verdiği raporla tahliye ettiren Adli Tıp Kurumu’na yönelik tartışmaların hem kamuoyunu hem de aklı başındaki her insanı üzdüğünü söyledi.
Özok, adli tıp kumrunun vermiş olduğu raporun teknik bir konu olduğunu söyleyerek, “bu konuyla ilgili şimdiden ön yargılı bir şekilde taraf tutarak bir şeyler söylemek çok yanlışö dedi.
Özok, Adli tıp kurumuna ilişkin rahatsızlığın bugün ortaya çıkmış bir durum olmadığını savunarak şunları söyledi:
“Adli tıp kurumundaki genel rahatsızlık bugün değil, bundan 4-5 sene öncesinden geliyor. Orada bir takım kadrolar değiştirildi, tayınlar yapıldı. Orada bir takım atamalar yapıldı ve bir takım rahatsızlıklar bugünden gelmiyor. 5 seneden bu yana, yani AKP iktidara geldikten sonra yapılan tasarruflar da atamalarda çok ciddi şikayetler oldu.
Sanıyorum bu rahatsızlıklar, daha önceye dayanan bu tür müdahalelerin bir uzantısı. O nedenle kamuoyu da bu konuda bir duyarlılık gösteriyor. Ama bir takım rahatsızlık ve yanlışlıkların olduğunu, geçmişten günümüze gelen bir takım müdahalelerle bir takım tasarruf ve atamalarla adli tıp kurumunun çalışması konusunda rahatsızlıklar yarattığını biliyoruz.
-“ADLİ TIP KURUMUNA ÇOK DİKKATLİ YAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR"-
Adli tıp kurumunun önemine de işaret eden Özok, “Biz Adli Tıp Kurumu’na çok dikkatli yaklaşmak durumundayız. Çünkü adli tıp kurumu hem hukuk yargılamasında hem ceza kamu yargılamasında son derece önemli bir resmi bilirkişi kurumudurö dedi. Adli Tıp Kurumu’nu objektif bir takım verilere dayanarak eleştirmek durumunda olduklarını kaydeden Özok şöyle dedi:
"Ancak şu son yapılan olay kamuoyunda müthiş bir tepki uyandırdı. Ve doğal olarak adli tıp kurumunun kamuoyunda yeniden masaya yatırılmasına neden oldu. Bizim tüm dileğimiz her şeyi kural içerisinde objektif ön yargısız yapılmasından yanayız. O bakımdan adli tıp kurumunu bir hukukçu olarak doğrusu hemen ayak üstü eleştirmekten yana değiliz. O bakımdan ben hem o kararı, tahliyeyi veren yargıç arkadaşlar için de aynı şeyi söylüyorum.
Önüne bir rapor gelmişse bu konuda yapacak bir şey yok. O nedenle biz görmeden sağlıklı bir bilgiye sahip olmadan eleştirmek istemiyoruz; ama olayın başından bu yana Üzmez ile ilgili yayınlar gerçekten hak etmediğimiz, hiçbir biçimde hoş olmayan, şık olmayan, etik olmayan bir takım davranışlar. Halbuki bizim toplumuzun bu tür olaylarla değil, daha sevgiye hoşgörünün kardeşliğin öne çıktığı olaylarla meşgul olması gerekiyor. O nedenle son derece kınadığımız, yanında olmadığımız hatta şu anda konuşmaktan dahi sıkıntı duyduğumuz bir konu."
-DENİZ FENERİ DAVASI-
Deniz Feneri Davası’na ilişkin olarak AKP’nin kapatılmasının tekrar gündeme gelebileceği yönündeki iddialarla ilgili olarak da TBB Başkanı Özok, “Eğer Cumhuriyet Başsavcısı bu konuda bir hazırlık yapmış ise, bizim bu konuda söyleyebileceğimiz bir şey yokö dedi. Özok şunları söyledi:
“Bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Anayasamızda siyasi partiler yasasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevlerinde sayılıyor. Eğer Cumhuriyet Başsavcısı bu konuda bir hazırlık yapmış ise, bizim bu konuda söyleyebileceğimiz bir şey yok. Biz her soruşturmada, her bu tür hazırlıkta usule uymasını, objektif davranılmasını ve gerçekten güçlü delillere dayanılmasını böyle bir soruşturma yapılmasını talep ediyoruz. Ve hukuk içinde bunların yapılmasını söylüyoruz.
Kuşkusuz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da bunlara dikkat edecektir. Bizim şu aşamada O’na bir şey söylememiz mümkün değil. O kendi takdiri. Hem anayasada hem siyasi partiler yasasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na verilmiş bir yetki olarak tanımlanmıştır.