16.06.2021 - 08:14 | Son Güncellenme:
AA
Resmi ziyaret için Azerbaycan'da bulunan Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, baş başa görüşmelerin ardından Şuşa Valiliği bahçesinde ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına, bugün farklı bir heyecanın, duygunun içerisinde olduğunu ifade ederek başlayan Erdoğan, daha önce verdiği sözü bugün yerine getirdiğini söyledi.
44 günlük bir savaşın ardından Karabağ'ın, sahiplerinin eline geçtiğini, Ermeni mezalimi ve işgalinden kurtulduğunu anımsatan Erdoğan, "Arkadaki fonda görülen bina aslında Ermeni mezaliminin ne yazık ki bu şaheserleri ne hale getirdiğinin bir ifadesi. Kardeşim de fon olarak basın toplantısında gayet anlamlı bir yeri seçmiş bulunuyor. Bir tarafta valilik binası, diğer tarafta da ne yazık ki Ermenilerin adeta yerle yeksan etmek üzere oldukları bir bina." diye konuştu.
Erdoğan, 15 Haziran Azerbaycan Milli Günü vesilesiyle "ümummilli lider" Haydar Aliyev'i rahmetle andı, Aliyev'in ruhuna Fatiha okudu.
Karabağ'ın inşası
Kahraman Azerbaycan ordusunun Karabağ Zaferi'nin sevincini Aliyev ile 10 Aralık 2020'de beraber paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gün yine bambaşka bir heyecan, coşku vardı. 6 ay sonra bu defa kadim şehir Şuşa'da kendisiyle olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Verdiğimiz sözü hamdolsun yerine gelmiş bulunuyoruz. Azerbaycan halkının Karabağ Zaferi'ni bir kez daha tebrik ediyorum. Tarihte birçok sanatçı yetiştirmiş Azerbaycan'ın kültür başkenti Şuşa'dan bölgemize ve dünyaya vereceğimiz mesajların çok önemli olduğuna inanıyorum. Kardeşim Aliyev'in vizyoner liderliğinde ve muzaffer başkumandanlığında azatlığına kavuşan Karabağ'ı yeniden ayağa kaldıracak çalışmaları yakından takip ediyoruz. Şuşa'ya gelirken çalışmaları gördük. Altyapıda yoğun çalışmalar var. Bir taraftan yollar yapılıyor, bir taraftan enerji santralleri açılıyor, bir taraftan yüksek gerilim hatları inşa ediliyor. Bütün bunlarla beraber tabii susuz olan bu bölge suya kavuşuyor. Bütün bu çalışmalar şu anda sürekli olarak devam ediyor ve inşallah en kısa zamanda bölge havalimanlarına da kavuşacak. İkili görüşmede bunları değerli kardeşim özellikle anlattı. Havalimanlarına da kavuştuktan sonra buralara geliş ve gidişler daha da artacak, turizmde bölge ciddi bir sıçramayı inanıyorum ki o dönemde yaşayacak."
Erdoğan, Karabağ'ın tekrar eski ihtişamına ve öz kimliğine kavuşacağını, bundan hiç şüphelerinin olmadığını dile getirdi.
Karabağ'ın kadim yerleşim yerlerinin tekrar inkişaf ettiği günleri, yakında hep birlikte göreceklerinin altını çizen Erdoğan, Türkiye olarak azatlık mücadelesinde olduğu gibi yeniden inşa faaliyetlerinde Azerbaycan'a her türlü katkıyı verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti.
En kısa sürede evlerine dönmelerini bekledikleri Azerbaycanlılar için de her türlü çabayı göstereceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu konuda değerli kardeşimin özel çalışmaları var. Yeter ki buranın gerçek sahipleri tekrar evlerine dönsün. Onlara gerek mali destek gerek iş imkanı noktasında her türlü desteği vermek suretiyle Azeri kardeşlerimizin kendi evlerine, mekanlarına geri dönmeleri buraları ciddi manada zenginleştirecektir. Tabii bir yandan yıkımları telafi ederken diğer yandan da Karabağ ve Azerbaycan topraklarının bir daha böyle bir felaket yaşamaması için gereken tedbirleri birlikte alacağız. Bizim de bu konuda TOKİ ile birlikte burada bölgenin tamamında atmayı planladığımız adımlar var. TOKİ'nin buradaki karşıt kurumuyla çalışarak bu adımları atacağız. Bölge üzerinde etkisi olan herkesi hakikatleri görmeye, Azerbaycan halkının zaferini kabullenmeye ve geleceğe bakmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Altılı Platform
Erdoğan, Ateşkes Antlaşması'nın ardından artık bölgede tüm taraflar için yeni iş birliği imkanlarının doğduğunu anımsattı.
Azerbaycanlı kardeşlerinin bu konudaki engin gönüllülüklerinin yakın şahidi olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak, biz de coğrafi komşuluk ilişkilerimizi daha derin iş birliklerine yöneltmek istiyoruz. Ermenistan'ın kendisine uzatılan bu iyi niyet ve dayanışma elini tutmasını, ortak geleceği birlikte şekillendirme fırsatını iyi kullanmasını temenni ediyoruz. 'Altılı bir platform' dedik. İşte bu Altılı Platform'da bildiğiniz gibi Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve İran var. Platform ile artık istiyoruz ki bölge suhuletle barış içerisinde yaşanan bir bölge olsun. Bu adamı atmak için biz kardeşim ile her türlü fedakarlığa varız, Sayın Putin aynı şekilde bu tür fedakarlıklara var. Bu konuda atılacak adımlarla bölge bir barış bölgesi haline gelmiş olur. Tabii bu tarihi fırsatın gerçekçi olmayan hevesler, söylemler ve eylemlerle kaçırılmaması en büyük dileğimizdir. Bölgedeki yeni statüye katkıda bulunmak isteyen herkesin nefret ve tahrik siyasetinden vazgeçerek barış ve iş birliğini teşvike yönelmesi şarttır. Böyle bir ihtimal oluştuğunda Ermenistan ile normalleşme için biz de üzerimize düşeni yapacağımızı her fırsatta söylüyoruz. Bu ümit verici sürecin Azerbaycan ile Ermenistan'ın imzaladıkları Ateşkes Antlaşması'nı kapsamlı ve vizyoner bir barış anlaşması ile taçlandırmaları halinde çok daha sağlıklı yürüyeceğine inanıyoruz."
Mevkidaşı Aliyev ile yaptıkları görüşmede, ilişkileri etraflıca değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısını Türkiye'de yapacaklarını ifade etti.
Erdoğan, "Bu anlaşmayla birlikte iki ülke arasında kimlikle seyahati 1 Nisan 2021 tarihi itibarıyla bildiğiniz gibi başlatmış bulunuyoruz. Bu adım karşılıklı ilişkilerimizi kolaylaştırarak bizleri birbirimize daha da yakınlaştıracaktır." diye konuştu.
İkili ticarette son dönemde önemli adımlar attıklarını, Tercihli Ticaret Anlaşması'nın 1 Mart 2021'de yürürlüğe girdiğini belirten Erdoğan, "Ticaret hacmimizi 2023 yılında 15 milyar dolara çıkarma hedefimize doğru adım adım ilerliyoruz. Türkiye Petrolleri başta olmak üzere pek çok şirketimizin Azerbaycan'da önemli yatırımları bulunuyor. Aynı şekilde SOCAR başta olmak üzere Azerbaycanlı şirketlerin Türkiye'deki yatırımları bizleri memnun ediyor. Sadece Türkiye'de değil, gerekirse SOCAR'la Türkiye Petrollerinin üçüncü ülkelerde de yatırım yapma görüşmesini kardeşimle beraber ele aldık ve inşallah bunun üzerinde de ayrıca çalışıyoruz, çalışacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Ticari ve ekonomik iş birliğinin kapsamını daha da genişleteceklerini ifade eden Erdoğan, "Azerbaycan'la Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Kars ve TANAP gibi dev projeleri beraberce tamamladık. Bu projeler ülkelerimizle birlikte tüm bölgenin refahına ve istikrarına katkı sağlıyor. Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi TAP'ın bitmesiyle ülkemiz üzerinden geçen Azerbaycan doğalgazı Avrupa piyasasındaki yerini almıştır." dedi.
"Yeni bir tarihi adımı attık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi özellikle tek millet, iki devlet temelinde yükselttiğimiz ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak yeni bir tarihi adımı attık. Bu adım önemli ve bunu bundan sonraki süreçte daha da güçlendireceğiz, güçlendirerek yolumuza da devam edeceğiz. Biraz önce kardeşimin ifade ettiği Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimizin yeni dönemdeki yol haritasını belirledik." dedi.
Beyannamenin bugün Şuşa'da hayatiyet kazandığını ve bunun çok önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, "Türkiye-Azerbaycan arasındaki bu beyannamenin içeriği birçok şeyleri kapsadığı gibi bundan sonra geleceğe yönelik adımları atarken artık sadece iki ülke değil, bölgeyi kapsayan bir kararlılığın burada yattığını görüyoruz. Türkiye olarak kadim şehir Şuşa'da en kısa sürede inşallah bir başkonsolosluk açmayı planlıyoruz. Böylece bölgede gerçekleştireceğimiz faaliyetlerin daha hızlı ve etkin şekilde yürütülmesini de sağlayacağız." diye konuştu.
Azerbaycan'ın Güney Zengezur Koridoru Projesi'ni önemli gördüklerini ve desteklediklerini belirten Erdoğan, "Bu projenin hayata geçirilmesiyle doğudan batıya herkesin istifade edebileceği yeni bir orta koridor açılacaktır; bu, çok büyük önem arz ediyor." ifadelerini kullandı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen tarımdan enerjiye, ulaştırmadan turizme, savunmadan eğitim ve kültüre her alanda iş birliğini ileriye taşımak için ortak gayretlerini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bunların ötesinde savunma sanayi alanındaki ilişkilerimizi teknoloji transferi ve ortak üretim projeleriyle daha da tahkim ediyoruz. Az önce kardeşim, BAYKAR'ın yönetiminden Haluk Bey'e bir onur madalyası verdiler ve ben de aile adına kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Tabii burada İHA'lar, SİHA'lar ciddi işler gördüler ve bu savunma sanayindeki ilişkilerimiz bundan sonra çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Bu farklı gelişmeyle birlikte de sürekli olarak bir pazar değil, aynı zamanda Azerbaycan bu işlerde bir üretim merkezi olma imkanını da yakalayacaktır. Bizim gücümüz Azerbaycan'ın gücü, Azerbaycan'ın gücü de bizim gücümüzdür."
Cumhurbaşkanı Aliyev'e, misafirperverliği için şükranlarını sunan Erdoğan, toplantıda alınan kararların hayırlara vesile olmasını diledi.
ALİYEV'İN AÇIKLAMALARI
Aliyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da düzenlediği ortak basın toplantısında, Erdoğan'ın ziyaretinin tarihi önem taşıdığını vurguladı.
Bugün imzaladıkları "Müttefiklik Beyannamesi"nin iki ülke ilişkilerini en yüksek düzeye çıkardığını vurgulayan Aliyev, beyannamenin ismi olan "müttefikliğin" kendi kendiliğine her şeyi zaten ortaya koyduğunu belirtti.
Aliyev, iki ülke arasında bugün kalite açısından daha iyi iş birliği kurulduğunu, beyannamede yer alan tüm maddelerin gelecek iş birliğinin teminatçısı olduğunu kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan'ı tarih, kültür, ortak etnik köken, dil, din, milli ve manevi değerler ile halkların kardeşliği gibi etkenlerin birleştirdiğini belirten Aliyev, "Biz dünya çapında iş birliği ve müttefiklik örneği sergiliyoruz. İmzalanan beyanname tarihe dayanıyor. Sözleşmede, Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev'in sözleri yer alıyor. Atatürk, 'Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir', Haydar Aliyev, 'Türkiye ile Azerbaycan bir millet iki devlettir' demişti. Bu tarihi sözler faaliyetimiz için başlıca etkenlerdir. Biz bu vasiyetlere sadığız." dedi.
Aliyev, işgalden kurtarılan Şuşa'da Müttefiklik Beyannamesi imzalarken ecdatlarına sadakatlerini gösterdiklerini belirterek, "Beyannamede Kars Anlaşması'na atıfta bulunuluyor. Tarihi Kars Anlaşması tam 100 yıl önce imzalanmıştı. Bu da sembolik önem taşıyor. 100 yıldan sonra, işgalden kurtarılan Şuşa'da Müttefiklik Beyannamesi bizim gelecek iş birliklerimizin istikametlerini gösteriyor. Beyannamede birçok önemli konu yer alıyor. Neredeyse tüm alanları kapsıyor." diye konuştu.
Beyannamedeki her konunun önemli olduğunu vurgulayan Aliyev, iki madde üzerinde özellikle durmak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Birincisi savunma alanındaki iş birlikleridir. Karşılıklı askeri yardım konusu da bu beyannamede yer alıyor. Bu tarihi başarıdır. Biz bir kez daha gösteriyoruz ki bundan sonra da her zaman birlikte olacağız. Bundan sonra da birbirimizin güvenliğini temin edeceğiz. İkinci önemli konu ulaştırma konusudur ve beyannamede Zengezur koridorunun açılmasıyla ilgili çok açık ifadeler yer alıyor. Bu da İkinci Karabağ savaşı sonrasında oluşan yeni jeopolitik durumun sonucudur. Bugün biz Türkiye ve Azerbaycan'ı demir yolu ve kara yoluyla birleştirecek Zengezur koridoruyla ilgili sadece konuşmakla yetinmiyor filli çalışmalarla bu koridoru oluşturuyoruz."
Aliyev, tüm dünyanın gözünün bugün Şuşa'da olduğunu, Erdoğan'ın ziyaretinin Azerbaycan'da sabırsızlıkla beklendiğini belirterek, "Bugün buradan yapılan açıklamalar tüm dünyada büyük yankı bulacaktır. Bu ziyaretin tarihi önemi bundan sonra uzun yıllar konuşulacaktır." ifadelerini kullandı.
Karabağ savaşında Türkiye'nin desteklerinden ve Türk gazetecilerin faaliyetlerinden övgüyle bahseden Aliyev, "Savaşın ilk saatlerinden aziz kardeşim Erdoğan Azerbaycan'a net ve açık desteğini ifade etti. 'Azerbaycan yalnız değildir' dedi. Bu hem bize moral verdi hem de müdahale etme düşüncesinde olan güçleri durdurdu. Savaşın son anlarına kadar kardeş Türk halkının desteği bize ek güç verdi, moral sağladı. Biz hiçbir zaman bu desteği unutmayacağız." dedi.
Aliyev, Erdoğan'ın ziyaretinin önemine bir kez daha değinerek, konuşmasını, "Duygularımızı kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Çok duygulu günler yaşadığımız için Yüce Tanrı'ya minnettarız. Türkiye-Azerbaycan birliği ve kardeşliği ebedidir." ifadesini kullandı.
İMZALAR ATILDI!
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Şuşa Beyannamesini imzaladı.
Erdoğan ve Aliyev, baş başa görüşmelerinin ardından Şuşa Valiliği bahçesinde düzenledikleri ortak basın toplantısında imzaladıkları beyannamede, Azerbaycan'ın ve bir bütün olarak Türk dünyasının eski kültür beşiği Şuşa görüşmesinin tarihi önemine vurgu yapıldı.
İki ülkenin, aralarında imzalanmış tüm uluslararası belgelere ve bununla ilgili 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması'na sadık olduklarını onayladıkları belirtilen beyannamede, şunlar kaydedildi:
"9 Şubat 1994'de imzalanan 'Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Dostluk ve Çok Yönlü İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Anlaşma' ile 'Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Protokolü', ayrıca 16 Ağustos 2010'da imzalanan 'Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması'na dayanarak, iki ülke ve halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarından hareketle Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin niteliksel olarak yeni, müttefiklik düzeyine çıkarılmasının iki ülke ve halklarının çıkar ve menfaatlerine hizmet ettiğinin altını çizerek, ortak çıkarların korunmasında her iki ülkenin siyasi, ekonomik, savunma, kültür, insani, sağlık, eğitim, sosyal, gençlik ve spor alanlarındaki imkan ve potansiyelinin birleştirilmesinin öneminin farkında olarak uluslararası hukukun ilke ve normlarının yanı sıra BM Şartı'na uygun olarak küresel ve bölgesel barış, istikrar ve güvenliğin sağlanmasında ortak çabaların sürdürülmesinin önemi vurgulandı."
Ortak çıkarlara dayalı bölgesel ve uluslararası stratejik konulardaki faaliyetlerin karşılıklı şekilde koordinasyonunun gerekliliği belirtilen beyannamede, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye ve Azerbaycan'ın bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü, uluslararası düzeyde kabul görmüş sınırlarının dokunulmazlığı gibi milli çıkarlara dayanan konularda ikili ve çoklu formatlarda dayanışma ve karşılıklı yardım ilkelerinden yola çıkarak, Türk dünyasının sürekli olarak gelişimine yönelik karşılıklı faaliyetlerin bölgesel ve uluslararası düzeyde ileriye götürülmesiyle ilgili çabaları birleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Azerbaycan Halkının Umummilli lideri Haydar Aliyev'in bilgece söyledikleri 'Azerbaycan'ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir' ve 'Tek millet, iki devlet' sözlerinin halklarımızın milli-manevi serveti olarak değerlendirildiğini özellikle vurgulayarak, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin daha da genişletilmesi ve derinleştirilmesi perspektiflerini her yönüyle inceleyerek beyan ederler."
Siyasi diyaloğun her düzeyde sürdürülmesinin önemi vurgulandı
Tarafların, iki dost ve kardeş ülke arasındaki stratejik düzeyde gelişmekte olan ilişkilerin durumundan memnuniyetlerini ifade ederek siyasi diyaloğun her düzeyde sürdürülmesinin ve yüksek düzeyli karşılıklı ziyaretlerin önemini belirttikleri beyannamede taraflar, büyük gururla Azerbaycan'ın 44 gün süren Vatan Savaşı'nda zafer kazanarak, Ermenistan'ın 30 yıldır süren saldırgan politikasını durdurduğunu, topraklarını işgalden kurtardığını, tarihi adaleti ve uluslararası hukuku yeniden sağladığını ifade etti.
Azerbaycan, Ermenistan'ın 30 yıl süren saldırısına son verilmesinde, işgal edilmiş toprakların kurtarılmasında, toprak bütünlüğünün sağlanmasında Türkiye'nin manevi-siyasi desteğine yüksek değer verdiği vurgulanan beyannamede, taraflar, Kafkasya bölgesinde istikrar ve güvenliğin pekiştirilmesi, ekonomi ve ulaştırma alanındaki tüm bağların yeniden sağlanması, ayrıca bölge devletleri arasındaki ilişkilerin normale dönüştürülmesi ve uzun vadeli barışın sağlanması yönündeki çabalarını sürdüreceklerini kaydetti. Bu kapsamda, Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin özel coğrafi konumu dikkate alınacağına vurgu yapıldı.
Azerbaycan'ın işgalden kurtarılan topraklarında Türkiye-Rusya Ortak Merkezi'nin faaliyetlerine Türkiye'nin katkılarının bölgedeki barış, istikrar ve refahın sağlanmasında önemli rol oynadığı kaydedildi.
Beyannamede, Türkiye ve Azerbaycan bağımsızlık, egemenlik, toprak bütünlüğü, uluslararası düzeyde tanınmış sınırların dokunulmazlığı, devletlerin iç işlerine karışmama ilkelerine dayanarak müttefiklik ilişkilerinin kurulmasının siyasi ve hukuki mekanizmalarını belirleyeceği bildirildi.
İstikrar meselelerinin çözümlenmesinde ortak çaba gösterilecek
Taraflar, dış politikadaki koordinasyonun ve düzenli ikili siyasi istişarelerin gerçekleştirilmesinin önemini belirterek, bu yönde Türkiye ve Azerbaycan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çerçevesindeki faaliyetlerin önemini vurguladı.
Tarafların, kendi ulusal çıkar ve menfaatlerini koruma ve sağlamaya yönelik bağımsız dış politika yürüttüklerinin altı çizilen beyannamede, şunlar kaydedildi:
"Taraflar, bölgesel ve uluslararası düzeyde istikrar ve refah üzerinden barış, dostluk ve samimi komşuluğa dayalı uluslararası ilişkilerin geliştirilmesi, ayrıca ihtilaflar ile bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrar meselelerinin çözümlenmesi yönünde ortak çaba gösterirler.
Taraflar, güncel, karşılıklı ilgi uyandıran uluslararası konularda dayanışma ve karşılıklı destek sergileyerek yakın veya örtüşen tutumlardan yola çıkarak ikili iş birliğini derinleştireceklerdir ve BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, İİT dahil uluslararası ve bölgesel kuruluşlar çerçevesinde birbirine karşılıklı destek vereceklerdir.
Taraflardan herhangi birinin kanaatine göre onun bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne, uluslararası düzeyde tanınmış sınırlarının dokunulmazlığına veya güvenliğine karşı üçüncü bir devlet veya devletler tarafından tehdit ve saldırı gerçekleştirildiğinde, Taraflar, ortak istişareler yapacak ve bu tehdit veya saldırının önlenmesi amacıyla BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uygun girişimlerde bulunacak, birbirine BM Şartı’na uygun şekilde gerekli yardımı yapacaklardır. Bu yardımın kapsam ve biçimi ivedi yapılan görüşmeler yoluyla belirlenerek ortak tedbirler alınması için savunma ihtiyaçlarının karşılanmasına karar verilecek ve silahlı kuvvetlerin güç ve yönetim birimlerinin koordineli faaliyeti sağlanacaktır."
İki ülke silahlı kuvvetlerinin modernizasyonuna yönelik ortak çaba devam edecek
Tarafların, güvenlik konseylerinin milli güvenlik konularında düzenli olarak ortak toplantılar düzenleneceğine işaret edilen beyannamede, bu toplantılarda ulusal çıkarların, tarafların çıkarlarını etkileyen bölgesel ve uluslararası güvenlik konularının müzakeresinin yapılacağı ifade edildi.
Tarafların, iki kardeş ülke silahlı kuvvetlerinin çağın gereklerine uygun olarak, yeniden yapılandırılması ve modernizasyonuna yönelik ortak çaba göstermeye devam edeceği bildirilen beyannamede, taraflar, Ermeni işgalinden kurtarılan rayonlarda başta mayınlı arazilerin temizlenmesi olmak üzere, hayatın normalleştirilmesi faaliyetlerini destekleyeceği belirtildi.
Beyannamede şu ifadelere yer verildi:
"Taraflar, savunma yeteneklerinin ve askeri güvenliğin güçlendirilmesine yönelik personel mübadelesini, ortak eğitim ve tatbikatların düzenlenmesini, iki ülke silahlı kuvvetlerinin birlikte çalışabilirliğinin artırılmasını, modern teknolojilere dayalı silah ve mühimmatların yönetilmesinde yakın iş birliğini ve bu amaçla yetkili kurum ve kuruluşların koordineli faaliyetinin sağlanmasını teşvik edeceklerdir. Türkiye ve Azerbaycan diğer dost devletlerin orduları ile birlikte askeri tatbikatların düzenlenmesini destekleyeceklerdir.
Taraflar, ulusal ve uluslararası yükümlülüklerini göz önünde bulundurmak suretiyle, deniz, hava ve uzay alanında karşılıklı teknoloji paylaşımında bulunarak, müşterek yeteneklerin geliştirilmesi maksadıyla ortak projelerin yürütülmesini teşvik edecek ve karşılıklı savunma sanayii teknolojilerinin geliştirilmesine olumlu katkı sağlayacak, sahip oldukları silah ve mühimmatla teçhiz edecek, bunların üretim teknolojilerini karşılıklı şekilde teşvik edecek ve halihazırda ülkelerinde mevcut olmayan üretim alanlarının oluşturulmasını, ortak araştırma ve üretim faaliyetleri gerçekleştirilmesini, iki ülke savunma sanayi kurumlarının teknoloji, askeri ürünler ve hizmetler alanında yerli ve uluslararası pazarda iş birliği yapmasını destekleyeceklerdir."
Siber güvenlik alanında iş birliği daha da geliştirilecek
Tarafların, iki devlet arasında geliştirilen ve onların çıkarlarına uygun askeri-siyasi iş birliğinin üçüncü devletlere karşı olmadığını belirttiği beyannamede, siber güvenlik alanında iş birliğinin daha da geliştirilmesinin önemi vurgulandı. Bu alanda ortak bilimsel araştırma çalışmaları yapılacağı, uzman eğitimi, karşılıklı teknik iş birliğinin teşvik edileceği bildirildi.
Beyannamede, taraflar, ticari-ekonomik ilişkilerde ulusal ekonomilerinin ve ihracatın çeşitlendirilmesi, aynı zamanda geleceğe dönük alanlarda ortak üretimin oluşturulması, yatırım alanındaki iş birliğinin karşılıklı faydalı gelişimi için daha elverişli ortamın geliştirilmesi yönünde çabalarını yoğunlaştıracakları, bu hususta, Türkiye ve Azerbaycan ürünleri serbest dolaşımının sağlanması mekanizmalarının oluşturulması yönünde gerekenleri yapacakları kaydedildi.
Tarafların, bölgenin ve Avrupa'nın enerji güvenliğine katkı veren, doğal gaz kaynak ve güzergah çeşitlendirmesi sağlayan stratejik Güney Gaz Koridorunun hayata geçirilmesinde Türkiye ve Azerbaycan'ın öncü rolüne işaret edilen beyannamede, "Taraflar, Güney Gaz Koridorunun etkili biçimde kullanılması ve daha da geliştirilmesine yönelik çabaları koordineli şekilde sürdüreceklerdir. Taraflar ayrıca küresel enerji sektöründeki gelişmeleri de dikkate alarak, bölgenin enerji arz güvenliğinin pekiştirilmesini teminen elektrik alanında da bölgesel iş birliğine katkı sağlayacak çabaların artırılarak sürdürülmesi konusundaki niyetlerini ortaya koyarlar." vurgusu yapıldı.
İki ülkenin topraklarından geçen Doğu-Batı/Orta uluslararası ulaştırma koridorunun rekabet kabiliyetinin artırılması amacıyla karşılıklı iş birliğini pekiştirecekleri bildirilen beyannamede, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye ve Azerbaycan akıllı ulaşım sistemleri teknolojilerinden istifade ederek, uluslararası ulaştırma koridorlarının Türkiye-Azerbaycan bölümlerinde transit-ulaştırma potansiyelini daha da geliştireceklerdir. Taraflar, Türkiye ve Azerbaycan'ı birleştiren Azerbaycan Batı rayonları ile Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki koridorun (Zengezur Koridoru) açılmasının ve söz konusu koridorun devamı olarak Nahçıvan-Kars demiryolunun inşaatının iki ülke arasındaki ulaştırma-iletişim ilişkilerinin yoğunlaştırılmasına önemli katkı sağlayacağını belirtirler.
Taraflar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin mevcut seviyesinin genel bölgesel ve uluslararası barış ve istikrara katkıda bulunmakta olduğunu, ilişkilerin sadece iki ülkeye değil, aynı zamanda bölgeye barış ve istikrar getirerek, başta bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası toplumun huzur, barış ve çıkarlarına da hizmet edeceğini vurgular."
Azerbaycan, Türkiye'nin terörizme karşı yürüttüğü mücadeleyi kati surette destekleyecek
Beyannamede, tarafların, bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliği olumsuz etkileyen çeşitli tehdit ve çağrılara, özellikle terör, onun tüm şekil ve tezahürlerine, finansmanına, aynı zamanda kitle imha silahlarının yayılmasına, organize suçlara, kara para aklanmasına, uyuşturucu kaçakçılığına, insan ticaretine, yasadışı göçe karşı mücadele alanında ortak çaba ve iş birliklerini genişletecek ve derinleştirecekleri kaydedildi.
Azerbaycan, Türkiye'nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, sınırlarının dokunulmazlığına, istikrar ve güvenliğine yönelik tüm eylemleri, aynı zamanda terörün tüm şekil ve tezahürlerini kınadığı bildirilen beyannamede, Türkiye'nin terörizme karşı yürüttüğü mücadeleyi kati surette destekleyeceği vurgulandı.
Tarafların, çeşitli ülkelerde yaşayan Türk ve Azerbaycan diasporaları arasındaki iş birliğinin daha sıkı şekilde geliştirilmesi, onların maruz kaldıkları genel sorunlar karşısında birlikte adım atılması ve devamlı dayanışma sergilenmesi amacıyla gayretlerini birleştirecekleri kaydedilen beyannamede, tarafların ülkelerinin tanıtımı ve ulusal çıkarlarının korunmasına dair tarihi gerçeklerin dünya kamuoyuna duyurulmasında diaspora faaliyetinin koordinasyonunu ve karşılıklı desteğini teşvik edeceği belirtildi.
Türkiye-Azerbaycan Medya Platformu
Ermenistan'ın Türkiye'ye karşı asılsız iddialarının, tarihin çarpıtılması ve tarihi gerçeklerin tahrif edilerek, siyasallaştırılması girişimlerinin bölgede barış ve istikrara zarar verdiği vurgulanan beyannamede, şunlar kaydedildi:
"Bu çerçevede 1915 yılı olaylarına ilişkin olarak kendi arşivlerini açan Türkiye'nin, Ermenistan'daki ve diğer ülkelerdeki arşivlerin açılması ve bu konuda tarihçiler tarafından araştırmaların yapılmasına yönelik çabalarını desteklemektedirler.
Taraflar, 10 Aralık 2020'de imzalanan 'Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Medya Alanında Stratejik İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı'na uygun olarak Türkiye-Azerbaycan Medya Platformunun olanaklarını göz önünde bulundurarak, iki ülkenin ilgili kurumları arasında enformasyon, iletişim ve sosyal diplomasi alanlarındaki iş birliğini daha da güçlendirecek ve bu çerçevede dışişleri bakanlıkları arasında sürekli olarak enformasyona ilişkin sık görüşmeler ve değişimler yapılacaktır.
Taraflar, parlamentolar arası iş birliğinin daha da güçlendirilmesi ve bu yönde karşılıklı faaliyetin artırılmasını teşvik ederler. Taraflar, iki halkın ortak değerlerinin önemli tezahürlerine gerekli sosyal desteğin gösterilmesini sağlayacak, tarihi ve kültürel mirasların korunması için ortak faaliyet gerçekleştireceklerdir. Taraflar, Türk dünyasının birlik ve refahına hizmet edecek ulusal ve uluslararası çabaların artırılmasına dikkat çektiler. Taraflar, Türk kültür mirasının uluslararası düzeyde tanıtımı ve teşviki alanında ortak iş birliğini güçlendireceklerdir.
Taraflar, Türk dayanışmasının daha da pekiştirilmesi amacıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi, Türk Akademisi, Türk Kültür ve Mirası Vakfı, TÜRKSOY ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetlere ivme kazandıracaklardır. Taraflar, bir tarafın vatandaşlarının diğer tarafın topraklarına kimlik kartı ile seyahat etmelerine dair kabul edilen anlaşmadan duydukları memnuniyeti ifade ediyor ve söz konusu anlaşmanın halklarımız arasındaki yakınlık ve insanlar arasındaki ilişkiler açısından müstesna önemini ifade ederek, bir tarafın vatandaşlarının diğer tarafın topraklarında ikamet etme hakkı elde etmelerini mütekabiliyet ilkesine dayalı olarak kolaylaştırmak için gerekli çalışmaların yapılmasını takdir ederler. Taraflar, gerekli devlet desteğini sağlayarak halkları arasındaki ortak değerlere dayalı yakın ilişkileri insani, sosyal güvenlik, bilimsel, eğitim, sağlık, kültür, gençlik ve spor alanlarında daha da geliştirecek ve derinleştireceklerdir. Bu amaçla, iki ülkenin ilgili kurumları tarafından ortaklaşa olarak sürekli faaliyetler gerçekleştirilecektir."