14.06.2020 - 10:04 | Son Güncellenme:
TBMM Başkanı Şentop, Türkiye'de dünkü corona virüs vakalarının artışıyla ilgili, 'Endişe verici. Bütün vatandaşlarımızla beraber zor bir süreç yaşadık. En önemli ayağı vatandaşımızın tedbirlere uyması' dedi.
TBMM Başkan Şentop'un açıklamaları şöyle;
(Türkiye'nin salgınla mücadelesi)
Bu çok önemli bir konu. Son sayılar endişe ve üzüntü verici. Biliyorsunuz çok zor bir süreç yaşadık. Özellikle Sağlık Bakanlığımızın, Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri ile önemli bir mücadele yürüttük. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın, vatandaşlarımız buna ne kadar riayet ediyorsa o kadar sonuç alıyoruz.
Türkiye çok başarılı bir mücadeleyle Haziran ayına kadar geldi. Aslında bütün dünya bir takım tahminlerle belirsizlik içerisinde yol alıyor. Ancak bütün dünya yavaş yavaş normale dönebilir miyiz? diyerek bir başlangıç yapıyor. Bunu bir test olarak görmek gerekiyor. Allah korusun sayılar artarsa yeni tedbirler alınması gerekiyor.
Önümüzde 3 basit tedbir var. Hijyene dikkat etmek, İkincisi maskeyi belirtildiği gibi kullanmak ve son olarak sosyal mesafeye uymak. Son zamanlarda bu tedbirlerin gevşemesini salgın öncesi döneme dönmüşüz gibi algılayanlar var ancak öyle değil. Kurallara riayet ederek devam etmek gerekir. Aksi halde tedbirleri artırmak mecburiyetinde kalabiliriz.
(Yassıada teklifi Meclis'e sunuldu)
27 Mayıs askeri darbesi Türkiye'nin siyasi, idari kimyasını bozan bir süreçtir. Toplumsal ve siyasi psikolojiyi de ortadan kaldıran, bozan bir harekettir. Darbenin yapılmasından kısa süre sonra da bu adım düşünülmüş mağdurlara yönelik... Önce 2013 yılında buranın ismi değiştirildi, ardından genel olarak Demokrasi Adası görüntüsüne de çevirecek açılış yapmıştık.
Az önce de ifade ettim 27 Mayıs'ın siyasi psikolojimizde etkisi olan kareleri var. Sayın Cumhurbaşkanımızın "Biz kefenimizi giyerek yola çıktık" sözü aslında Menderes'in o fotoğrafına bir atıftır, darbeci zihniyete karşı.En temel mesele şudur. Bir suç işlendiği zaman o suç işlendiği tarihte hangi mahkemeler varsa oradda yargılanırlar.
Şimdi burada alınan kararlar ve bunun sonuçları var. Bir başbakan idam edilmiş, 2 bakan idam edilmiş. Bütün davaları aldığımızda 192 kişi ve bunların kendileri, aileleri, bugünlere kadar sarkan bir süreç içerisinde maağduriyetleri var. Ama burada TBMM olarak tutumumuzu, tavrımızı tescil edecek adım atma imkanımız var. O da şudur: Bunu çok dikkatli olarak ifade etmek istiyorum, burada söz konusu bir mahkemenin kararlarının yok sayılması değil söz konusu olan. Aslında mahkeme olmayan bir yapının, bir infaz timinin karar diye vermiş olduğu ve birtakım sonuçlar doğuran işlemleri, o yapıyı ortadan kaldırarak, daha önce hiç varolmamış gibi hale getirerek hukuk tarihinden temizlemektir.
Darbeler tarihi artık kapanmıştır. Teşebbüs edenler 15 Temmuz'daki gibi engellenir.
(Metin Topuz'a 8 yıl 9 ay hapis)
Karar kesinleştiği zaman herkesin buna saygı duyması gerekiyor. FETÖ örgütü belli şahıslardan oluşan bir örgüt değil. Yeniden yöntem belirleyen bir yapılanma. Bu konuda dikkatli olmak mücadeleden asla taviz vermemek gerekiyor. Her zaman FETÖ için teyakkuzda olmak gerekir.
15 Temmuz’da yapılan darbe girişimin önemli isimlerinin FETÖ elebaşının orada olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir işbirliğinin yapılması bekleniyor. Bir taraftan da Türkiye’de bir darbe girişiminde bulunmuş bir örgütün yargılanmasının sağlanması gerekir. Elebaşılar tutuluyor Türkiye’ye iade edilmiyor korunuyorsa o zaman bu darbe ile ilgili başka ihtimalle akıllara gelmektedir. Buna yol açmamak için burada Türkiye’nin taleplerini ABD’nin yerine getirmesi gerekir.
FETÖ aslında uluslararası istihbarat örgütlerinin bir maşası bir taşeron örgüt. Sadece Türkiye’de değil dünyada bazı ülkelerde bu tarz girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Bu konudaki mücadelenin çok önemli olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Mücadele bitmiştir demek yanıltıcı olabilir. Bu örgüt mensupları yeni bir takım hain girişimlerde bulunabiliyor. Bu yüzden FETÖ konusundaki mücadeleyi hiç eksiltmeden sürdürmemiz gerekiyor.
(Türkiye’de FETÖ hala çok tehlikeli bir yapılanma olarak çeşitli kurumların içinde hala varlığını sürdürüyor mu?)
Bu ihtimal dışı değildir. Önemli bir yapılanma olarak demeyelim ama bazı unsurların bu şekilde var olacağı ihtimalini göz ardı etmemek gerekir.
(3 ismin vekilliğinin düşürülmesi)
Bu konuda bir çifte standart yaklaşımı var Batı’nın. Tüm dünyanın gözü önünde ABD’de bazı olaylar oluyor. Bir gerçek ortaya çıktı ABD’de hala insanların renk farkı gerekçesi ile hukuk karşısında farklı davranışlarla karşı karşıya olduğunu gördük. Avrupa ülkelerinin çoğunda yabancı düşmanlığı olduğunu görüyoruz. Bunu bugüne kadar göremiyorduk. Batı ülkeleri kendilerini sadece gözlemci olarak görüyordu. Şimdi dünya değişti. Orada olan olayları artık tüm dünya görebiliyor. Eskisi gibi bir dünya yok artık. Bütün ülkeler eşit her yerdeki olayları görme mukayese etme olanağımız var.
Türkiye’ye yöneltilen eleştirileri siyasi olarak görmekteyiz. Bu bakımdan bu konuları hukuk üzerinden konuşmak mecburiyetindeyiz.
Haklarında kesin hüküm meclis başkanlığına gönderilen milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesi, bu yeni bir durum değil. 26. dönemde de 8 milletvekilinin, milletvekilliği haklarındaki kesin hüküm nedeniyle düşürülmüş. Aynı uygulamayı bugün yaptığımızda bir takım siyasi yorumlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Yargı kararlarının idareyi bağladığını ve bu kararların uygulanmasını gerektiğini söylüyor 138. Madde. Bu konudaki diğer tüm söylenenler tabiri caizse bir laf salatasından ibarettir. Söylenen sözlere bir anlamı vardır diye bakıyoruz ama bunların içinde önemli bir kısmının anayasa iç tüzük uygulamalar bağlamında tamamen bir laf salatasından ibaret olduğunu görüyoruz. Onun için bu tartışmayı anayasa ve hukuk zemininde yapmalıyız.
(Meclis Başkanlığı'na aday olacak mı?)
Bilinenleri söyleyebilirim. İlk 2 yıllık dönemdir. İkincisi ise sonraki dönemdir. İlk dönem temmuz 12'sinde tamamlanıyor. Bir seçim süreci işlenecektir. Öteki hususlar da daha vakit var. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirinde olan bir süreçtir. Göreceğiz hep beraber.
(Ayasofya ibadete açılacak mı?)
Ayasofya ile ilgili bir tartışma olmaması gerekir. Milletimizin gölünde cami arzu edilmekte. Yargı sürecini beklememiz gerekiyor.