19.06.2020 - 10:42 | Son Güncellenme:
DHA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kanal D'de yayımlanan 'Neler Oluyor Hayatta' programına konuk oldu. Bakan Soylu, terörle mücadele konusunda, "Bugün Türkiye, terörle mücadele konusunda başarılı. Bugün Türkiye, terörü kaynağında yok etmek için büyük bir çaba sarf ediyor. Bugün Türkiye, ciddi bir alan baskısı oluşturdu. Bugün Türkiye, İran-Irak-Suriye sınırından gelen saldırıları engellemek için tedbirler aldı. Artık mühimmatımızı, silahımızı biz üretiyoruz. Gece görüş kameralarımızı, 'İnsansız Hava Araçları'na taktığımız kameraları biz üretiyoruz. Milyarlarca dolar vermiyoruz artık. Yarın tankımızı biz üreteceğiz. Tüm bunları yaptığınız anda elbette eliniz güçlü oluyor" diye konuştu.
'ARADIĞIMIZ HER SUÇLUYU YAKALAYABİLİRİZ'
Suç ve suçlularla ilgili yaklaşık 6.5 milyon kişinin yüz bilgilerini, tüm biyometrik verilerini kameralara yüklediklerini anlatan Bakan Soylu, "Aradığımız hangi suçlu varsa, eğer bir yerde gözümüze çarpıyorsa, biz onu yakalayabilme kabiliyetine sahibiz. Dağdan, mağaralardaki mücadeleden şehirdeki güvenliğe kadar. Siber suçlarla mücadele birimlerimizle gurur duyabiliriz. Türkiye'de olup da bir hakareti, bir kumarı, terörü veya çocuk istismarı, eskort, yasa dışı silah satışı, tarihi eser kaçakçılığı, bilim suçları... Ne söylerseniz söyleyin, Türkiye'de olup da bizim arkadaşlarımızın bulamama ihtimali çok zayıftır. Muhteşem bir süreç oluşturduk. 15 Temmuz'un bize getirdiği, mecbur ettiği en önemli şeylerden bir tanesi de siber suçlarla mücadeledir. Şu anda dünyaya örnek, birçok ülkeye ders verdiğimiz bir merkezimiz var. Siber devriyelerle sanal alemde müthiş bir performans sergiliyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairemizin içerisinde, 'Siber Ay' diye, özellikle çocuk ve gençlerimizi siber suçlardan korumak için yeni bir program başlatılıyor. Siber devriyelerle, özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize musallat olanlara gerekli cevabı verecekler" dedi.
'FBI VE CIA DÜZEYİNE GELDİK'
Sanal alemde hakaretle, iftiralarla karşı karşıya kalan ve dolandırılanların mutlaka polisi ve jandarmayı aramasını isteyen Bakan Soylu, şöyle dedi:
"İhbarlar bizim için emirdir. Biz takip ederiz. 'Acaba ben ne yapacağım?' diye tedirginlik içinde olmasınlar. Milletimiz rahat olsun. Eğer bu kişi yurt içinde ise bizimi bunu bulmama ihtimalimiz söz konusu değildir. Yurt dışındaysa dahi bunu yakalayıp cezalandırabilmek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Son günlerde dünyanın öteki tarafında bir organize suç üyesini yakalayabilmek için Gürcistan'dan Ukrayna'ya kadar sonra Kolombiya'ya kadar ve en son Arjantin'e takip ettirdik ve burada yakalattık. Milletimiz ülkesine, devletine güveniyor ama daha çok güvensin. Sadece salgın döneminde milletimizi endişeye sevk eden, provoke edici 12 binin üzerinde hesap belirledik. Bunların önemli bir bölümü yurt dışında. Bunların yüzde 60'ı FETÖ, yüzde 20'nin üzerindeki kısmı da PKK hesapları. Bunun bilinci içerisinde hareket ediyoruz ve vatandaşımızı nasıl sokakta kapkaçtan korumak için mücadele ediyorsak sanal alemde de ortak bir mücadele sergiliyoruz. Bu konuda çok ileride olduğumuzu, hatta dünyanın birçok ülkesine de ders verdiğimizi söyleyebilirim. Burada söyleyemem ama yaptığımız işlerle Amerika'daki FBI ve CIA düzeyine geldiğimizi söyleyebilirim."
'KANALİZASYONDAN ALDIĞIMIZ SULARLA UYUŞTURUCU KULLANIMINI TAKİP EDİYORUZ'
Daha sonra uyuşturucu ile mücadeleye değinen Soylu, dünyadaki eroinin yüzde 17'sini, Avrupa'daki eroinin ise yüzde 70'ini yakaladıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Sahada bunlara acımasız bir şekilde saldıracağız diye bütün tedbirlerimizi aldık. Hükümetimizden Allah razı olsun, 81 ilde narkotimlerimizi kurdular. Yine okullarımızın etrafından 6 bin polis, 20 bin güvenlik görevlisi görevlendirildi. Yetmedi, bunlarla birlikte parklar, aydınlatmalar, metruk binalarla ilgili ne yapacağımız konusunda haritalarımızı ortaya koyduk. Bu da yetmedi, Yeşilay'la beraber dünyada uygulanan bir metodu uygulamaya başladık. 18 vilayetimizde kanalizasyonlardan aldığımız sularla birlikte, her çeyrekte bir o illerde uyuşturucu kullanımı artmış mı azalmış mı bunu takip ediyoruz. Yakaladığımız her uyuşturucu kullanana anket yapıyoruz. Buradan kendimize bir yol haritası çiziyoruz."
'KİMLİK KARTI, KREDİ KARTI VE EHLİYET BİRLEŞİYOR'
Çipli Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartının hayatı nasıl kolaylaştıracağını da anlatan Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Kimlik kartımızın arkasında bir çip var. Bu çipin 5 tane alanı var. O, beş alana ne yüklersek sadece kimlik kartıyla o 5 kartı da otomatik olarak kullanabileceğiz. Artık ehliyetimizi yanımızda taşımamız gerekmeyecek. Yakın zamanda bunu Türkiye'ye müjdeleyeceğiz. Ehliyeti bunun üzerine yükleyeceğiz. Jandarma ve polis ehliyeti bakmak istediğinde çipe dokunarak bakacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Hazine Maliye Bakanlığı'mızla anlaşarak, kredi kartlarından uygun olanları bunun içine koyabileceğiz. Sağlık hizmetleri bu kartın içine yüklenerek sağlanabilecek. En önemlisi elektronik imza. Bunun içine atacağınız elektronik imza karta yüklenecek ve bu kartı çektiğiniz zaman o sanal ortamda e-imza olarak kabul edilmiş olacak. Böyle uygulama yapan ülke sayısı yok denecek kadar az."
'HAYVAN HAKLARI KORUMA BİRİMİ OLUŞTURUYORUZ'
Bakan Soylu, hayvan haklarıyla ilgili de, "Hem polis, hem jandarmada hayvan haklarını koruma birimleri oluşturuyoruz. Arkadaşlarımız 10 gündür buna çalışıyor. Çok yakın bir zamanda polis merkezlerimizde de bu konuda da çok önemli bir adım atacağız. Çok ihbar geliyor bana. Tüm bunları ortadan kaldırabilecek, anı anına takip edilecek emniyet ve jandarmada bir birim oluşturuyoruz" dedi.
'GÜNDE 600-700 KİŞİ ARAR, 1500 MESAJ GELİR'
Bakan Soylu, 1 gününün nasıl geçtiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Gece 1'de eve geldiğimde, hanım 'erken gelmişsin' diyor. Gece 3'e kadar istihbarat, günün notlarıyla ilgileniyorum. Türkiye'nin her tarafından günlük 600-700 telefon araması gelir. Bunlarının bir kısmının acil karşılanması gerekiyor. Valilerimizden, emniyet müdürlerimizden, jandarma komutanlarımızdan günde 1400-1500 WhatsApp mesajı gelir. Bunların hepsini görmek zorundayım. Günlük toplantılarımız var. Günde en az 20-30 kriz yönetiriz. Sadece bana gelen telefonlara ve taleplere bakan 10 arkadaşımız var. Bu uzun yıllardan beri böyle devam ediyor. 94 yılında telefon aldım, sonu da 94 zaten. 26 yıldır telefonumu değiştirmedim. Bunun bir sebebi var? Yıllar önce tandığımız insanın başına 40 yılda bir iş gelir, arar da bize ulaşamaz. Ben bunu bir sorumluluk olarak görüyorum."