28.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
MEHTAP GÖKDEMİR Ankara - CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Hukuku Profesörü İbrahim Özden Kaboğlu, 4. Yargı Paketi’ne ilişkin, “Dağ fare doğurdu” yorumunda bulundu. 4. Yargı Paketi’nin “reform” olmadığını belirten Kaboğlu, “O kadar adalete susamış bir toplumda yaşamaktayız ki ne olursa olsun en ufak bir adımı bile şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de destekleyeceğiz, bunu da destekliyoruz” dedi. Cumhur İttifakı’nın yeni anayasa çağrısına ilişkin de Kaboğlu, “Yürürlükteki anayasa hükümlerine meydan okuyan politikacıların yeni anayasa söylemini inandırıcı bulmuyorum” dedi.
Adalete susamış toplum
Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi kapatma davasında vereceği kararla geleceğin 60 yılına damga vuracağını belirten Kaboğlu, Meclis’teki oturma düzeninde MHP ve HDP sıralarına atıf yaparak “Dördüncü partinin sanki varlık nedeni üçüncü partinin varlığına son vermekmiş gibi bir şey” dedi.
CHP adına yaklaşık bir buçuk yıldır yargı paketi hazırlıklarını yürüten Kaboğlu ile Meclis’teki makamında CHP’nin hazırlığını, TBMM gündemindeki “4. Yargı Paketi”ni, HDP’nin kapatılmasına ilişkin davayı ve yeni anayasa başlıklarını konuştuk. Kaboğlu, özetle şunları söyledi:
REFORM DEĞİL AMA: “Dördüncü yargı paketi geliyor” diye flaş haberler, “neler getirecek”... Oysa “dağ fare doğurdu” sözünü tam olarak karşılayacak bir şey. O kadar adalete susamış bir toplumda yaşamaktayız ki en ufak bir adımı bile şimdiye kadar olduğu gibi bundan böyle de destekleyeceğiz, bunu da destekliyoruz. Fakat bunu ‘yargı reformu’ olarak lanse etmeyin, çünkü bu perdelemedir, örtbas etmektir sorunları.
KHK’LILAR TEKLİFİ: CHP olarak verdiğimiz 189 maddelik 12 kanun teklifinden bir tanesi de OHAL KHK’ları ile aleyhte yargı kararı olmadan hayatlarına “çökülenlere” ilişkindir. Herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmamış olanlarla, haklarında takipsizlik veya beraat kararı verilenlerin görevlerine iadesini, haklarında uygulanan ek tedbirlerin kaldırılmasını ve bu kişilerin mali ve sosyal haklarının ödenmesini öneriyoruz. Düşünün AYM, ceza mahkemeleri karar vermişler.
Yüksek Seçim Kurulu onaylamış, milletvekili olmuşum, bakan olabiliyorum, cumhurbaşkanlığına adaylığımı koyabiliyorum ama üniversitede ders veremiyorum. Derin çelişkiyi ortaya koymak için söylüyorum yoksa ‘ben mağdurum falan’ öyle bir şey zaten yapmam. Beni davet ediyorlar yurt dışındaki üniversiteler, hayır diyorum, görevim sona ermeden gitmem. Böyle bir çelişkiyi de yaşıyorsunuz.
YARGI PAKETİ: Çocuk kapalı infaz kurumları kaldırılarak, çocuk hükümlülerin mahkûmiyetlerinin eğitim evlerinde geçirilmesini öngörüyoruz. Hâkimlik ve savcılık mesleğine kabulde, mülakatın ya kaldırılması ya da görüntülü ve kayıt altına alınmasını düzenliyoruz. Cumhurbaşkanına hakaret suçunu kaldırdık. Ters kelepçe uygulaması yasaklanmıştır. Tutuklamada katalog suçlar kaldırılmıştır. Tutukluluk süreleri kısaltılmıştır. Tutukluluğun devam edip etmeyeceği kararı verilirken, hem şüphelinin hem de müdafinin dinlenmesi öngörülmektedir.
HDP’YE KAPATMA: O kadar baskı yapıldı ki, mesela dördüncü partinin sanki varlık nedeni üçüncü partinin varlığına son vermekmiş gibi bir şey. Meclis’te yan yana oturuyor. Bizim solumuzda HDP oturuyor. HDP’nin solunda MHP oturuyor. İkiz bebekler denir ya birinin yaşaması için öbürünü öldürmek... Yan yana oturuyor ve diyor ki, “Sen yok olacaksın”, “Sen kapatılmalısın” Demokratik bir toplumda savcı üzerinde baskı bu. Hakim üzerinde baskı. O zaman yargıç bağımsız karar verebilir mi? “Anayasa Mahkemesi’ni de kapatırım” dedi. Yargının çatısını kaldırmayı öngörüyorsunuz. Ben temel sorunun cumhuriyetle olduğunu düşünüyorum. Tam 60 yıl önce kurulan Anayasa Mahkemesi vereceği kararla geleceğin 60 yılına damgasını vuracak.
138. maddeyi ihlal ediyorlar
Artık Anayasa Mahkemesi’nden ellerini çekmeli politikacılar. 138. maddeyi ihlal etmekten, her gün sistematik ve sürekli ihlal etmekten başta Sayın Bahçeli’nin kaçınması... İkinci olarak MHP yetkililerinin bundan kaçınması içten temennimdir.
‘Yürürlükteki anayasaya uysunlar’
Yeni anayasa çağrısının inandırıcı olabilmesi için yürürlükteki anayasaya uymak gerekiyor. Yürürlükteki anayasa hükümlerine meydan okuyan politikacıların söylemini inandırıcı bulmuyorum.