29.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Erdoğan özetle şunları söyledi:
HAYALİMİZİN 20. ESERİ: Bundan 20 yıl önce hükümete gelirken milletimize; ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzere yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Açılışını yaptığımız hastane, bu sözün gereğini hakkıyla yerine getirdiğimizin örneklerinden biridir. Ankara’da aynı büyüklükte Bilkent’i de kurmuştuk. Bu hastanelerimiz dünyada örnek. Milletimizin her hayali gibi bu ortak hayalimizin 20. eserini bugün hizmete sunmaktan büyük bir bahtiyarlık ve gurur duyuyorum.
ALNIMIZIN AKIYLA YÖNETTİK: Son asrın en büyük sağlık krizini, milletimizi muhalefetin ‘sahra hastanesi’ diyerek reklamını yaptığı derme çarpma yapılara muhtaç etmeden alnımızın akıyla yönettik. (Adana Büyükşehir Belediyesi’nin açılışı) Tuttular bunlar bildiğiniz Hal’i şehir hastanesi diye milletime kasmaya çalıştılar. Bay Kemal de oranın açılışını yapmaya gitti. Öyle çadırdan hastane olur mu? Bay Kemal’e sorarsan olur, hayatı böyle geçti. SSK’nın başında ne yaptı ki, ülkeye ne yapacak?
MARKA OLACAK: Beşeri sermayemizle teknolojik imkanları en üst seviyede birleştirerek her şehir hastanemizi ulusal ve uluslararası düzeyde birer marka haline getireceğiz. Sağlık ordumuza katılan her doktorumuzu, asistanımızı, hocamızı, akademik statü ve özlük hakları bakımından destekleyerek markalaşma sürecini hızlandıracağız.
GİDENLERE ACIYORUZ: Son dönemde sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemeleri yapıldığını, gençlerimizin bilinçaltına buralara gidilmesi gerektiğinin aşılandığını görüyoruz. Cemil Meriç’in dediği gibi, ‘vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır.’ Türkiye’yi böyle göstermeye çalışanlar, bu hale gelmesi için elinden geleni yapanlardır. Başka ülkelerin, başka toplumların, başka hayat biçimlerinin güzellemesini yapanların gayesi birey olarak bize iyilik etmek değil, tam tersine en büyük gücümüz olan sosyal yapımızı çökertmektir. Sırf daha iyi evler, araçlar almak için ellerin, başka toplumların kapısına gidenlere acıyarak bakıyoruz. Bugün bu yola çıkanların yarın sığınacakları aile, devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin ediyoruz.