06.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısını Meclis yerine CHP Kadın Kolları tarafından Arena Spor Salonu’nda düzenlenen “Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması”nda yaptı. Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:
HÂLÂ CEVAP BEKLİYORUZ: 1 Sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir? Hâlâ cevabı yok. Sen vergi kaçırmak için her türlü dümeni çevireceksin, döneceksin fakir fukaranın kefen bezinden dahi vergi alacaksın. Hâlâ “Belgeler sahtedir” diyorlar. Madem ki sahte, Meclis’te komisyon kuralım, çoğunluk sende.
OĞLUNA, DAMADINA SOR: Efendim bu bir şirket ticaretiymiş. Bu hangi şirket? Ortakları kim? Transferler niye yapıldı? 1 Sterlinlik bir şirket 15 milyon dolarlık ticareti nasıl yapıyor? Sıtkı Ayan, Kâzım Öztaş kim? Oğluna sor, damadına sor, dünürüne sor.
A HABERİ DE KINIYORUM: Gelelim, hayırsever işadamı Rıza Sarraf’a. Dün hayırsever bir işadamıydı, devletin protokolünde yer alıyordu. Havuz medyası, bu Sarraf’ı televizyona çıkardı, Türk bayrağını arkasına koydular. A Haberi de kınıyorum, A televizyonu da kınıyorum. Bir de tweet atıyorlar, “Rıza Sarraf’a şeref madalyası takmalıydık.” E buyur tak bakalım, şeref madalyasını nereye takacaksın?
EN ÇOK DA O TELAŞLANIYOR: Sarraf’ı serbest bıraktılar, yurtdışına çıkış yasağını kaldırdılar. Bu nasıl bir Rıza Sarraf sevgisidir? Amerika’da gözaltına alındı. Bizimkilerde bir telaş. En çok da gözünden öptüğüm adam telaşlanıyor. Bir sahtekâr için iki kez nota veren hükümet, Kuzey Irak’ta askerlerin başına çuval geçirildiğinde bir nota bile vermedi. Korku neydi biliyor musunuz? Ya Rıza Sarraf konuşursa. Adam sonunda bülbül kesildi konuşmaya başladı.
DEVLETİN SIRLARINI PARAYLA ALDI: Sarraf, sahtekârdır ama devletin sırlarını da parayla alan birisidir. Bakanlara rüşvet veren, önünde diz çöktüren biridir. 11 Ekim 2013; Sarraf’la dönemin işçileri bakanı Muammer Güler telefonda konuşurlar. Sarraf, “MİT, Emniyet beni takip ediyor. Bu doğru mu?” diyor. Güler, “Sen o konuda rahat ol, bir şey olursa ben senin önüne yatarım” diyor. Bakana diz çöktürmüş, devletin sırlarını öğreniyor, neyle? Parayla.
YÖNETİM KURULU’NA ATADIN: Sarraf’ın rüşvet dağıttığı birisi de Süleyman Aslan. Buna da Erdoğan sahip çıktı. Bu hükümetin tuttuğu avukat, New York’ta “Yüksek makamlara rüşvet yollayan Atilla değil, Sarraf’tı. Süleyman Aslan Sarraf’tan utanmazca rüşvet aldı” diyor. Açık ve net Sarraf’ın Aslan’a rüşvet verdiğini itiraf ediyor. Erdoğan’a soruyorum, sen ne yaptın? O genel müdürü, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu’na atadın.
NE İSTEDİYSE VERDİNİZ: FETÖ gibi Sarraf’a da ne istediyse verdiniz. Bakan istedi, verdiniz. Her şeyi para karşılığında yaptınız. Sarraf’ın casus olduğunu ben zaten daha önceden söylemiştim.
MİT’TEN BİLGİ NOTU: 18 Nisan 2013’de dönemin başbakanı Erdoğan’ın önüne MİT, 3 sayfalık bir bilgi notu bırakır, konusu Rıza Sarraf’tır. Yapılan tüm sahtekârlıklar anlatılır. “İran’a yönelik ambargoya rağmen, İranlı şahısların para transferini gerçekleştirmesi bağlamında, Sarraf’ın yakın gelecekte ABD tarafından yasaklı kişiler listesine dahil edilebileceği, TürkiyeABD ilişkilerinde sorun yaşanabileceği, Ebru Gündeş evliliği nedeniyle kamuoyunun dikkatlerini üzerine çeken, Ekonomi Bakanı Çağlayan ve Bakan Güler ile ilişkisinin ortaya çıkması halinde hükümet aleyhine kullanabileceği değerlendirilmektedir” diyor. Ne zaman? 17/25 Aralık’tan 9 ay önce.
SEN DOSYAYI KAPATTIN: Ben Erdoğan’a söylüyorum. Bu sahtekârın yaptığı dolandırıcılık, bakanlarına verdiği rüşvet. Senin önüne konuldu. Sen ne yaptın? Sen bu dosyayı kapattın. Sen sahtekarlığı görmezden geldin. Şimdi casusmuş efendim, e zaten casus, zaten sahtekar. Bu bilgileri kim verdi? Bu bilgilerin tamamını senin bakanların, yani senin hükümetin verdi. Senin hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet etti. Bütün sırlarını götürüp Sarraf’a teslim ettiler.
BAŞINDAN BERİ HABERİN VARDI: Ben bunları söyledim, savcılar kulaklarını tıkıyordu. Hâlâ rüşvet dağıtıyordu. Şimdi uyandılar. Erdoğan diyebilir ki, “Rıza Sarraf beni kandırdı.” Tıpkı FETÖ beni kandırdı gibi. Valla söylüyorum Erdoğan, Sarraf seni kandırmadı. Bütün olaylardan ta en başından beri haberin vardı.
Başbakan’a çağrı: “Sayın Binali Yıldırım’a açık çağrı yapıyorum. Gel Binali Yıldırım, parlamentoyu harekete geçirelim. Ülkemizde demokrasinin, adaletin olduğunu, rüşvet dağıtanın da yiyenin de mahkum edildiğini bütün dünyaya ilan edelim. Gelin dosyayı yeniden açalım, soruşturma komisyonu kuralım. Bu olayı Amerikan yargısına değil biz çözelim. Biz kendi pisliğimizi kendimiz temizleyelim.”
‘Ayakkabı kutum yok’
Şimdi aklı evvel bir tane Ak Partili vekil var. “Kılıçdaroğlu’nun evi aranmalı, belgelere el konulmalıdır” demiş. Sanıyorlar ki, benim evimde onların yaptığı sahtekârlık var. Ben sayın Külünk’ü, hanımefendiyle beraber evime davet ediyorum. Ama bir şeyden emin olmasını isterim. Vallahi de billahi de benim evimde ayakkabı kutusu yok.
‘Can ve mal güvenliği yok’
Niçin kaçıyorlar hiç düşündün mü Sevgili Erdoğan? Çünkü hiç birisinin can ve mal güvenliği yok. Sen Türkiye’den iş adamlarının kaçmasını istemiyorsan, bütün milletvekillerini, gazetecileri serbest bırakacaksın. Medya ve yargı bağımsızlığını sağlayacaksın. Üniversiteleri susturmayacaksın. Görevine son verdiğin bütün hocaları iade edeceksin. Semih’i ve Nuriye’yi derhal görevlerine başlatacaksın.
‘20 milyar 500 milyon dolar nerede?’
Suriyelileri de sormuştum. Demişti ki “Suriyelilere 30 milyar dolar harcadık.” Ben de çıktım sordum. Bu 30 milyar doları nerede, kimin için, ne zaman harcadın? Recep Akdağ cevap verdi. Efendim “Yol yaptık, yoldan Suriyeliler geçmiyor mu?” Allah akıl fikir versin. Vallahi de billahi de buraya harcamadın. Abileri konuştu, Erdoğan, “Suriyeliler için AFAD eliyle 2,3 milyar dolar, belediyeler olarak 6 milyar dolar, STK’lar vasıtasıyla 1,2 milyar dolar harcadık. Asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor” diyor. Topladım, hepsi 9,5 milyar dolar ediyor. E 20 milyar 500 milyon dolar nerede?
‘Sarraf dosyasını kapatan hâkimleri meslekten atın’
Şimdi soruşturmayı yapan savcılara sesleniyorum. İlk yapacağınız iş Sarraf soruşturma dosyasını kapatan hâkimleri savcıları meslekten atacaksınız. Onlar bir sahtekârı savundular. İki, ona o bilgileri veren bakanları, hükümeti de sorgulayacaksınız. Bu devlet sırlarını satmak yeni değil. FETÖ terör örgütüne kozmik odayı açan bunlar değil miydi? Eğer vatana ihanet eden birilerini arıyorsunuz, o birilerinin başında sarayda oturan vardır. Hesabını vereceksin kardeşim, hesabını 2019’da sandıkta soracağız.