Siyaset'Onu yok saymak ayıp olmuyor mu'

'Onu yok saymak ayıp olmuyor mu'

17.01.2020 - 09:00 | Son Güncellenme:

Hürriyet yazarı Nedim Şener, Selahattin Demirtaş’ın yazdığı oyunu izlemeyen giden Canan Kaftancıoğlu, Selvi Kılıçdaroğlu, Başak Demirtaş ve Dilek İmamoğlu'nun ardından, fotoğraftaki beşinci kadının da gözden kaçmaması gerektiğini yazarak, "Peki onu yok saymak ayıp olmuyor mu?" diye sordu.

Onu yok saymak ayıp olmuyor mu

Nedim Şener'in bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:

Haberin Devamı

Tiyatroda ön sırada oturan dört değil, beş kadın var. Fotoğraftaki beşinci kadın HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan. Peki onu yok saymak ayıp olmuyor mu?

Selahattin Demirtaş’ın yazdığı oyun ile ilgili tartışmalar, tiyatro sanatçılarının performansıyla değil, izleyici koltuklarında ön sırada oturanlarla ilgiliydi. Çünkü asıl oyun, tiyatro orada oynanıyordu.

Salonda ön sırada CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, CHP Başkanı’nın eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, İBB Başkanı’nın eşi Dilek İmamoğlu, sinema sanatçısı Kadir İnanır, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan ve HDP’li Sırrı Süreyya Önder yan yana sıralanmıştı.

Ardından Demirtaş’ın kitaplarının İBB tarafından satışa konması, salondan medyaya fotoğrafı tamamlayan bir gelişmeydi. Bu ikisini birleştirip tek bir cümlede şunu yazdım: “İBB Demirtaş’ın kitaplarını da satmaya başlamış!! Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra, tiyatro ile kitap ile şiir ile türkü ile yavaş yavaş alışacaksınız. Bir gün şehitleri hatırlayıp ‘Ben neyi alkışlıyorum’ dediğinizde kızarmış avuçlarınızla yüzünüzü kapatacaksınız ama geç olacak...”

Haberin Devamı

Kıyamet koptu; hakaret, küfür, tehdit birbirine karıştı...

Bir yandan da kitapların toplatılması, yasaklanması gibi saçma bir tartışma
başladı. Şiddeti, terörü övüp teşvik etmeyen her kitap
yazılabilir, ifade özgürlüğüdür. Ama insanların tepkilerini engellemek isteyenler, çarpıtıp tartışmayı “kitap” konusuna getirdi.

Tekrar ediyorum: Burada tartışılan kitap, tiyatro değil, halkın gözünden kaçırılmaya çalışılan siyasi oyundur. O oyun, CHP’nin reddettiği HDP ile ortaklığını canlı tutma çabasıdır. Buna da kimse itiraz etmez, elbette HDP, PKK’yı terör örgütü olarak tanıyorsa, Öcalan’a “sayın” değil, “terör örgütü elebaşı” diyebiliyorsa.

Ama bunlar olmadan, Kandil’deki teröristlerin sözcülüğünden ileri gidemeyen parti ile tiyatro, kitap araç kılınarak sürdürülen ilişkinin Türkiye’yi götüreceği noktayı göstermek de gerçeği arayanların görevidir. Tepkiler üzerine CHP sözcülerinin açıklamaları zaten bu mahcubiyeti gösteriyor.

Haberin Devamı

Mesela CHP Sözcüsü Faik Öztrak, konuyla ilgili soruya şu cevabı verdi: “Şimdi arkadaşlar, birincisi sosyal bir olaydır. Dolayısıyla bu tür sosyal olaylar neden bu ülkede yadsınıyor, neden illa kutuplaşma isteniyor, bunu bizim anlayabilmemiz mümkün değil...”

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şu açıklamayı yaptı: “Dört kadının bir araya gelip bir tiyatro eserini izlemesine erkeklerin avazı çıktığı kadar bağırmasını ayıplı buluyoruz...”

Bu cümle zaten saklanmak istenen ilişkiyi ele veriyor. Neden mi? Tiyatroda ön sırada oturan dört değil, beş kadın var. Fotoğraftaki beşinci kadın HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan.

Peki onu yok saymak ayıp olmuyor mu?

İşte onların gizlemeye çalıştığı, benim “proje” dediğim bu.