18.06.2014 - 15:05 | Son Güncellenme:
İHA
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında muhalefetin cumhurbaşkanı çatı adayının bir mutabakat ile belirlendiğine dikkat çeken Oktay Vural, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar için Ekmeleddin İhsanoğlu’nun uygun bir cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyledi. “Adayımız kamuoyunda kabul görmüştür” diyerek Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı konusunda olumlu tepkilerin olduğunu ifade eden Vural, “MHP olarak böyle bir adayın, toplumun ve milletin değerleri ile uyumlu ve barışık, aynı zamanda demokrasi ve özgürlüklerimiz ekseninde bir cumhurbaşkanı seçmek hepimizin görevidir. Farklı partilere oy vermiş olabiliriz ama farlı partilere oy vermiş insanlar belli değerler ekseninde bütünleşebilmelidir. ‘Çatı uçtu’, ‘temelsiz çatı’ dediler, temeli millet olan cumhura baş arıyoruz, böyle bir alternatifi milletin önüne koyduk” diye konuştu.
“Aday belirleme sürecinde yaptığımız girişimleri küçümseyenler, böyle bir uzlaşmayı baltalamak isteyenler sonuçta Türk demokrasisisin ne kadar güçlü olduğunu gördüler. Bu aslında diktacılara karşı demokrasinin tokadıdır” açıklamasında bulunan Oktay Vural, çatı adayın muhalefetin değil, toplumsal uzlaşma ekseninde demokratik bir tercih olarak toplumun önüne koyulmuş bir tercih imkânı olduğunu söyledi. Vural, “Bu kapıdan herkes girebilir, herkes destekleyebilir. Bu süreç çok sağlıklı bir süreç olmuştur ve anlaşılmaktadır ki, dolaylı olarak bu konuda bugüne kadar yürütülen ve bunu sabote etmek isteyen birçok menfi adıma rağmen böyle bir alternatif ortaya konulmuştur” şeklinde konuştu.
“ASLINDA TÜRKİYE REHİN ALINDI”
AK Parti’nin milletin verdiği iradeyi silaha teslim ettiğini söyleyen ve AK Parti’nin dış politikasının milletin güvenliğini sağlayabilecek diplomatik mekanizmalardan yoksun savunan Vural, “Türkiye’nin iç politikadaki gidişi İmralı’ya, terörist başı ile yapılan görüşmelere bağlanmıştır. İpler terörist başına bırakılmıştır. Suriye’de Esat’a karşı terör örgütleri ile işbirliği yapıp, 1 ay sonra ‘Şam’da namaz kılacağız’ diyerek oradaki insanları umutlandırıp, politik bir muhalefeti silahlı bir muhalefete dönüştürmek, sınırlarımızdaki kapıları terör örgütlerinin kontrol ettiği bir Türkiye AK Parti iktidarının dış politikasının bir eseridir. Musul’da Başkonsolosluğumuzda vatandaşlarımızı rehin alıp, bayrağımızı indiren şerefsizler, aslında Türkiye’yi bu rehin alıp, Türkmenlere karşı bir inisiyatif oluşturmasını da engellemişlerdir. Musul’da rehin alma işlemi planlı bir şekilde o bölgeyi Türkmensizleştirme politikasının aracı olarak kullanılmıştır. Tablo bunu ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
Türk dış politikasının terör örgütlerinin elinde oyuncak olduğunu iddia eden Vural, “Ortadoğu’da oyun kurucu olduk’, nerede oyun kurucusun? Başbakan Erdoğan neden IŞİD’e bu kadar sahip çıkıyor, IŞİD ile ne bağı var?” ifadelerini kullandı. Yayın yasağı kararına yönelik eleştirilerde bulunan Vural, “Yargının aldığı yayın yasağı yargının siyasallaşmasının tam bir delilidir. Böyle yargı olmaz, Başbakan’ın talimatı ile yargı kararı oluşturulmaz. İvedilikle bu yayın yasağı kaldırılmalı, hükümetin bu konuda bir talebi varsa hükümetin müracaatı üzerine yargı karar vermelidir” açıklamasında bulundu.
El Nusra’nın terör örgütü listesinden çıkartıldığı yönündeki sorulara cevap veren Vural, “Türkiye maalesef silahı ve terörü komşu ülkeleri istikrarsızlaştırmak için bir araç olarak kullanmıştır. Bu ecdadımızın politikalarına aykırı bir politikadır. Bu konuda Dışişleri Bakanlığı’nın bir açıklaması olmuş, ‘kaldırma yok’ diye” dedi.
ÇATI ADAYIN İSİM POLEMİĞİ
Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olarak sunduğu Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili yorumlarında Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan “Ekmel” bey diye bahseden Oktay Vural, “Neden Ekmel Bey diyorsunuz” şeklindeki soruya, “Ekmel Bey deniyor da onun için. Ekmeleddin de gayet güzel bir isim. Bazıları da Tayyip diyemiyor, başka şey söylüyor. Ekmeleddin gayet güzel bir isim, anlamı da güzel. Bundan AK Parti kılavuzları neden bu isimden rahatsız oldular bilmiyorum. Yakın çevresi Ekmel Bey diyor” diye konuştu.
12 EYLÜL KARARI
12 Eylül davasında çıkan karar ile ilgili yorumda bulunan Vural, “Zaten millet nezdinde meşruiyeti olmaya, millet nezdinde mahkum olmuş bir darbeydi. Bu darbe sadece 2 kişi ile mi sınırlıdır, 96 yaşında, dolayısıyla herhalde milletin aklıyla da alay etmesinler. 12 Eylül’ü uygulayanlar, o darbeyi yapanlar 2 kişi değil, bunu takip edenler de 2 kişi değil. 28 Şubat’ın arkasında olanlar bugün nasıl Türkiye’yi yönetiyorlarsa, 12 Eylül zihniyetinin arkasında olanların da sorgulanması kanaatindeyim” şeklinde konuştu.