PKK lideri Abdullah Öcalan, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı'nın nefes kesen, film gibi ortak operasyonuyla kıskıvrak yakalanıp, önceki gece sabaha karşı uçakla Türkiye'ye getirildi. Nairobi'de başlayıp Bandırma'da tamamlanan tarihi operasyon adım adım şöyle gerçekleşti:
Öcalan Roma'dan ayrıldıktan sonra Ankara tarafından adım adım izlenmeye başlandı. Gitmek istediği tüm ülkeler tarafından geri çevrilen Abdullah Öcalan, Atina Havaalanı'nda yakıt ikmalinden sonra Kenya'ya gitmek üzere havalandı. Ancak geçen yıl Nairobi'de ABD elçiliğine dönük saldırıdan sonra Kenya'ya giriş yapan yabancıları büyük bir titizlikle izleyen CIA, Öcalan'ın gelişinden anında haberdar oldu. Öcalan 2 Şubat'ta yerel saatle 11.33'te kanlı serüveninin son durağı olan Nairobi'ye indi.
Kozmik plan
Nairobi'de önce bir otele yerleşen Öcalan, yakalanma korkusuyla Yunanistan Büyükelçiliği'ne sığındı ve elçilik residansında barınmaya başladı. Ankara'da ise aynı günlerde ayrıntılı bir operasyon planı hazırlandı.
Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca hazırlanan "çok gizli" (kozmik) planın oluşmasına MİT Müsteşarı Şensal Atasagun da katıldı ve ayrıntılar Genelkurmay Harekat Başkanı ve Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından Başbakan Bülent Ecevit'e aktarıldı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bütün gelişmeler konusunda sürekli bilgilendirildi. Operasyonla ilgili koordinasyonu Korgeneral Yaşar Büyükanıt yaparken, hazırlıklar Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı, Kuvvet Komutanları ve MİT Müsteşarı dışında herkesten gizlendi. Bu aşamada Atina, Washington ve Moskova'yla yoğun bir temasa geçilerek operasyona yardımcı olmaları istendi.
Pilotlar habersiz
Operasyona katılacak görevliler büyük bir titizlikle seçildi. Operasyon timine 1982'de Ermeni terör örgütü ASALA'ya dönük operasyonlara katılmış tecrübeli bir görevlinin komuta etmesi kararlaştırıldı. Operasyon timini Nairobi'ye götürmek üzere Cavit Çağlar'a ait Fransız Dassault imalatı Falcon 900 B uçağı dört gün önce kiralandı. Uçağı Etimesgut Askeri Havaalanı'na getiren pilotlar Sadık Sindal ve Yalçın Bal misafir olarak alıkonuldu ve aileleriyle bile görüşmelerine izin verilmedi.
Uçağın boyanıp teknik bakımının tamamlanmasından sonra görevliler özel bir gezi görüntüsüyle Nairobi'ye gitti ve havaalanında özel bir aprona çekildi. Özel tim Nairobi'de Yunan Büyükelçiliği rezidansının yakınında üslendi. Öcalan pazartesi akşamı, Yunan Büyükelçiliği rezidansından çıkartılıp bir konvoyla hareket ettiğinde operasyon için "başla" düğmesine de basıldı.
Opeasyon timleri Öcalan'ı konvoydan kaçırıp etkisiz hale getirirken Kenyalı görevliler de herhangi bir direniş göstermedi. Birkaç dakika içinde operasyonu tamamlayan timler, Nairobi Havaalanı'na doğru yola çıktı. Alanda bekleyen uçağa bindirilen elleri kelepçeli Abdullah Öcalan ayrıca koltuğa da kelepçelendi ve uçak Türkiye'ye dönmek üzere havalandı.
İstanbul'a indi
En küçük bir aksiliğe meydan verilmeden kusursuz biçimde tamamlanan operasyonda ilk ve son terslik hava koşulları nedeniyle Bandırma'da yaşandı. Türkiye'ye gelen uçak sabaha karşı Bandırma'daki kötü hava koşulları nedeniyle 6. Ana Hava Jet Üssü'ne iniş yapamayarak İstanbul'a yöneldi. Uçuş planı bildirmeyen uçağa Atatürk Havalimanı kule görevlileri önce iniş izni vermedi. Genelkurmay Başkanlığı'nın devreye girmesinden sonra uçağa saat 03.00'te iniş izni verilip güvenilir bir yere park edip kapılarını bile açmadan yakıt ikmali yapıldı. Uçak 04.00'te yine uçuş planı bildirmeden havalanarak Bandırma 6. Ana Hava Jet Üssü'ne iniş yaptı.
129 günlük kovalamaca Türkiye'de bitti (Bilge EGEMEN)
PKK şefinin, Suriye'den çıkışından, Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilişine kadar süren 4 aylık köşe kapmaca öyküsü...ABDULLAH Öcalan ve kanlı terör örgütü PKK, yıllarca Suriye topraklarında barındı. Suriye, tüm dünyaca bilinen gerçeği gizleyerek sürekli "Apo bizde değil" dedi. Suriye Türkiye'nin savaş tehdidiyle yüzyüze kalınca Öcalan'ı göndermek zorunda kaldı.
İşte Öcalan'ın Suriye'den kaçışıyla başlayan ve Türkiye'de sona eren yolculuğu.
1 Ekim 1998: Demirel, TBMM'de Suriye'ye karşı artık sabrımızın taşmak üzere olduğunu, mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu dünyaya ilan etti.
3 Ekim 1998: Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek arabuluculuğa soyundu. Telefon diplomasisi başlattı. Uçaklar sınırda uçuşlarını sıklaştırdı. Askeri yığınak yapıldı.
4 Ekim 1998: Suriye diyalog önerdi. Türkiye tatmin olmadı.
6 Ekim 1998: Mübarek kendisine verilen gizli dosyayla Ankara'nın "Ya Apo'yu bitir ya da sonuçlarına katlan" mesajını Suriye yönetimine götürdü.
9 Ekim 1998: Şam, "Apo'yu gönderebiliriz" mesajını Ankara'ya iletti.
12 Ekim 1998: Apo'nun Kamışlı'dan uçakla havalandığı bildirildi.
19 Ekim 1998: Rusya Büyükelçisi Lebedev, Apo "Bizde değil" dedi.
20 Ekim 1998: Yılmaz, Apo'nun Rusya'nın bir banliyösünde yaşadığını, iadesi için girişimlerin başladığını açıkladı.
4 Kasım 1998: Rusya Parlamentosu Duma, Apo'nun sığınma talebini oy çokluğuyla kabul etti.
12 Kasım 1998: Öcalan, Libya ya da Sudan'a gitmek isterken Roma Havalimanı'nda Abdullah Sarıkurt adına düzenlenmiş sahte pasaportla yakalandı.
13 Kasım 1998: Apo, tutuklandı. Regina Celia Cezaevi'ne kondu. Ardından kalp rahatsızlığı nedeniyle Palestrina Hastanesi'ne götürüldü.
14 Kasım 1998: Adalet Bakanlığı Apo'nun iadesi konusunda ilk resmi başvuruda bulundu. İtalya yan çizdi. Yeşiller, Apo'nun Türkiye'ye değil, Almanya'ya verilmesini istedi. İtalya Adalet Bakanı Müsteşarı Carleone, "İtalya ölüm cezasıyla karşı karşıya olan birini veremez" dedi. Roma'ya akın eden PKK'lılar Türk gazetecilere saldırdı.
15 Kasım 1998: PKK panikten kaçmak isteyen 75 militanını infaz etti. Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem Roma'da, İtalya'ya iade konusunda uyarıda bulundu ve ilk ekonomik yaptırım sinyalini verdi. Öcalan, avukatı Luigi Saraceni aracılığıyla İtalya'dan siyasi savunma hakkı istedi. Aksi takdirde Türkiye'nin kendisini öldüreceğini söyledi.
16 Kasım 1998: İtalyan gazeteleri, Apo'nun Libya ya da Ermenistan'a gönderilmeye çalışıldığını iddia etti. İtalyan İçişleri Bakanlığı sığınma talebini incelemeye aldı. Başbakan D'Alema terörden vazgeçerse Apo'ya sığınma verebileceklerini ima etti. Apo ilk kez, hastanede iki saat sorgulandı. TOBB ve İTO başka olmak üzere İtalyan mallarına boykot için çağrıda bulunuldu.
17 Kasım 1998: D'Alema "İdam varsa iade yok" dedi. Demirel, idam cezasının kalkmayacağını söyledi. Roma'ya "ortada insanlık suçu var" mesajını yolladı.
18 Kasım 1998: TBMM tüm partilerin katılımıyla deklarasyon yayınlayarak İtalya'yı uyardı. D'Alema görüşmeye açık olduğunu söyledi. Türkiye'de tepki çığ gibi büyüdü. Apo'ya İtalya'da güvenli bir ev aranmaya başlandı. Apo, başka bir hastaneye nakledildi. Avrupa Parlamentosu, Apo'ya İtalya'ya sığınma hakkı tanınması yolundaki yasa tasarısını reddetti.
19 Kasım 1998: D'Alema Galatasaray - Juventus maçı için gelip Öcalan'la ilgili görüşeceği mesajını gönderdi. Yılmaz'ın "Ankara'ya gelsin" cevabı üzerine vazgeçti.
20 Kasım 1998: Öcalan, Roma'da kalıp yerini sürekli bildirmek kaydıyla salıverildi. Ankara iltica hakkı tanınırsa Roma'yla diplomatik ilişkileri keseceğini açıkladı.
21 Kasım 1998: Apo, Roma'nın kuzeyindeki Bracciona gölü kenarındaki İnfernetto'da bir villaya yerleşti. Yılmaz "Ne İtalya bu ayıbı taşıyabilir ne de biz karşılıksız bırakırız" dedi.
23 Kasım 1998: Köşeye sıkışan İtalyan hükümetinin Apo'yu Libya ya da Sudan'a yollama planı ABD tarafından önlendi.
27 Kasım 1998: D'Alema Almanya Başbakanı Schröder'le görüştü. Almanya Apo'yu kabul etmedi. Schröder "İadesini istemiyoruz. Çünkü Almanya Avrupa'da en çok Türk ve Kürt asıllı kişinin yaşadığı bir ülkedir" dedi.
4 Aralık 1998: İtalya'da Öcalan hakkında "ülkeye sahte pasaportla girmek" suçundan soruşturma açıldı.
13 Aralık 1998: Öcalan, PKK ile Türkiye arasında devam etmekte olan çatışmalardan sorumlu olmadığını açıkladı.
16 Aralık 1998: Roma İstinaf Mahkemesi, Öcalan hakkında aldığı zorunlu ikamet kararını kaldırarak Öcalan'ı serbest bıraktı. Türkiye ve İtalya arasındaki tansiyon daha çok yükseldi.
28 Aralık 1998: Roma İstinaf Mahkemesi, Türkiye'nin Apo'nun alıkonma yönündeki talebini kabul etmedi.
16 Ocak 1999: İtalya, Öcalan'ın özgür bir insan olarak ülkeyi terk ettiğini duyurdu. Türk hükümeti dünya üzerinde Öcalan'ın saklanabileceği hiçbir yer olmadığını açıkladı.
18 Ocak 1999: Öcalan'ın Rusya ya da eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinden herhangi birinde olabileceği yolunda spekülasyonlar çıktı. Yunanistan, ülkeye sokulacağı yolundaki iddiaları reddetti.
22 Ocak 1999: Rusya Dışişleri Bakanı Igor Ivanov, Türk yetkililerin iddia ettiği gibi Öcalan'ın Rusya'da olmadığını açıkladı.
28 Ocak 1998: Öcalan'ın bu kez Ortadoğu ülkelerinden birinde büyük ihtimalle de Lübnan'da olduğu yolunda spekülasyonlar ortaya atıldı.
1 Şubat 1999: Hollanda Radyosu Öcalan'ın Hollanda'ya gelme talebinde bulunduğunu, ancak reddedildiğini duyurdu. Türk hükümet yetkilileri yine Atina'ya gittiğini iddia etti. Yunanistan reddetti. Ardından Ecevit, Milano üzerinden İsviçre'ye gittiğini iddia etse de bu da kabul edilmedi.
2 Şubat 1999: Yunanistan Öcalan'ın Korfu Adası'na geldiği ve polisler tarafından çevrildiği iddiasını yalanladı.
7 Şubat 1999: Öcalan'ın Yunan gazetelerinde kendisini kabul etmeyen Avrupa ülkelerine kızgınlığını anlatan demeçleri yayınlandı. Gazeteler bu yıl içinde Öcalan'ın iki kez Yunanistan'a geldiğini de belirtti. Bir gün sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı bunu da reddetti.
12 Şubat 1999: Bonn, Öcalan'ın Almanya'ya teslim olacağı söylentilerini yalanladı.
14 Şubat 1999: Öcalan Kürt Haber Ajansı'na "Bulunduğum yerde güvenlikte olacağımı bekliyorum" dedi. Öcalan'ın nerede olduğu belirtilmedi.
16 Şubat 1999: Öcalan Nairobi'de yakalandı. Ecevit, Türkiye'ye getirildiğini açıkladı.
"ABD, Apo kartını bıraktı"
HARP Akademileri Komutanlığı da yapan emekli Orgeneral Kemal Yavuz, ABD'nin PKK'ya yaklaşımının değişmesinin Abdullah Öcalan'ın yakalanmasında etken olduğunu söyledi.
Yavuz, buna rağmen ABD'nin bölgede Kürt Devleti kurma amacından vazgeçmediğini dile getirerek şunları söyledi:
"ABD, Kürt kartını oynamaya devam edecek. Senaryonun birinci basamağını Kürt devleti oluşturuyor. ABD, kendine bağımlı Kürt Devleti oluşumundan vazgeçmeyecektir. Apo kartı, Amerika'nın senelerce kullandığı ve işe yaramaz hale gelince terk ettiği bir karttır. Bunun nedeni de en büyük askerin bizim asker olmasıdır."
Yavuz, ABD'nin Kürt Devleti oluşumuna yönelik senaryonun gerçekleşmesi için çaba içinde olacağını, ancak Türkiye'nin buna izin vermeyeceğini dile getirdi.
İade dosyası geri çekildi
BÖLÜCÜ örgütün başı Abdulah Öcalan'ın yakalandığının resmen açıklanması üzerine Adalet Bakanlığı, daha önce iade talebinde bulunduğu Roma İstinaf Mahkemesi'ne yazılı olarak başvurdu ve iade talebinden vazgeçildiğini duyurdu.
Bakanlık, İnterpol Daire Başkanlığı'ndan da Öcalan hakkındaki kırmızı bültenin kaldırılmasını istedi.
Abdullah Öcalan'ın Kasım 1998'de Roma Havaalanı'nda yakalanmasının ardından Türkiye, bölücü örgütün başının iadesi amacıyla hazırlanan dosyayı İtalya Adalet Bakanlığı'na göndermişti. Ancak İtalya Adalet Bakanlığı Türkiye'de idam cezası uygulandığı gerekçesiyle Ankara'nın bu isteğini gözönüne almamıştı.
Öcalan'ın Almanya tarafından da iadesinin istenmemesi üzerine bu ülkede "özgür bir insan" olduğu Başbakan Massimo D'Alema tarafından açıklanmıştı.
Öcalan'ın Roma'dan ayrılmasının ardından hangi ülkede olduğu yolunda yaşanan belirsizlik, resmen iade istenmesi yolunu da tıkamıştı. Rusya'nın geçen cuma Türkiye'ye Öcalan konusunda yolladığı bir yazıda, "Bize Abdullah Öcalan'ın iade dosyasını yolladınız mı?" yolunda bir ibare bulunduğu yolundaki haberler, bölücü örgütün başının Rusya'da olduğu spekülasyonlarına da yol açmıştı.
PKK'nın faturası 50 milyar dolar (Esra YENER)
TÜRKİYE'NİN toplam nüfusunun
yüzde 20'sinin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde terör nedeniyle durma noktasına gelen üretim, hayvancılık ve diğer yatırımlarla yapılan askeri harcamaların maliyetinin son 10 yılda 50 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor.
Yalnızca 1998'de 14 katrilyon liralık bütçe harcamasının yüzde 12'sine karşılık gelen 1 katrilyon 843 trilyon liralık bölümü, Milli Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na verildi. 14 katrilyon liralık 1998 bütçesinin yüzde 40'lık bölümünün iç - dış borç faiz ödemeleri için kullanılmış olduğu dikkate alındığında bu rakamın büyüklüğü dikkati çekiyor.
Terör nedeniyle harcanan bu rakamın yanısıra 15 yıldır nüfusunun yüzde 20'sinin yaşadığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin milli gelir içindeki payı da her yıl düşüyor. Bölge toplam milli gelirin yalnızca yüzde 7.2'sini üretebiliyor.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre, 1985- 1998 döneminde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki hayvan ürünleri üretimi yüzde 40 oranında azaldı. Bölgede nüfusun yüzde 20'si yaşarken toplam çalışanların yalnızca yüzde 3.5 oranındaki bölümü istihdam edilebiliyor.
Türkiye'deki toplam işyerlerinin yalnızca yüzde 6.8 düzeyindeki küçük bir payı bölge içinde kurulurken, kapanan şirket sayısı her yıl bir önceki yıla göre yüzde 4 oranında çıkıyor.
Bölgede kişi başına düşen milli gelir 529 dolar düzeyinde kalıyor. Ülkenin doğusu ile batısı arasındaki gelir farkı 11 kata ulaşıyor.
Devletin yalnızca 1999 içinde 22 milyar dolara çıkan iç - dış borç yükümlülükleri, bölgeden göçler nedeniyle büyük şehirlere yığılan insanlar ve çarpık kentleşme, 15 yılda 30 bin insanın ölümüne neden olan bu terörün ekonomik maliyetlerini gözler önüne seriyor.
Güneydoğu "paket" mezarlığı
DOĞU ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınması için son 8 yıldır açılan toplam 6 paketin hiçbiri terör nedeniyle sonuçlandırılamadı.
Son olarak hazırlanan ve bölgede yeni işyeri açılması, istihdamın artırılması, özel sektöre teşvik verilmesi, boşaltılan köylerden çıkarılanların yerleştirilmesi ve iş sağlanması için hazırlanan programlar için toplam 3.5 milyar dolarlık kaynak ayrılmıştı.
55. Hükümet döneminde gündeme gelen, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in de hazırlıklarında önemli rol oynadığı son proje şöyleydi:
* Boşaltılan köylerden çıkarılan 45 bin vatandaşla küçük mezralarda oturanlar için Toplu Konut İdaresi tarafından yürütülen toplu köy projesine başlanacak.
* Bu bölgedeki işyerlerinde asgari ücretten vergi alınmayacak, yatırım ve istihdamla sigorta primleri düşürülecek.
* Bu bölgede yatırım yapacaklara kamu bankaları tarafından bir yıl vadesiz düşük faizli kredi verilecek.
* Kadınların iş edinebilmeleri için küçük el sanatlarına ilişkin eğitim çalışmaları arttırılacak.
* Yatırım yapacaklara bedelsiz arsa dağıtılacak.
* Elektrik, su ve telekomünikasyon gibi hizmetlerin fiyatları yarı yarıya düşürülecek.
* Bölgedeki şirket ve işyerlerine uygulanan vergilerde indirime gidilecek.
'Yeni Apolar çıkmasın'
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, bölücü terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini, "dış politikasında bir dünya devleti olma özelliğini son yıllarda gösteren bir Türkiye'nin" başarısı olarak değerlendirdi.
Bölücü terörün, ülke ekonomisine bugüne kadar 50 milyar dolar zarar verdiğine işaret eden Yıldırım, terörün ekonomik yönünün yanı sıra, can ve moral kaybı, göç gibi olgularına da dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Kırsal kesimdeki insanlara iş -aş imkanları sağlanmalı. Aynı ortam devam ederse, ortaya başka harfli insanlar çıkar. Apo yakalanır, yarın Memo çıkar. Bu işi bitirdik gözüyle bakılırsa, yeni Apo'lar çıkarırız."
Kenya, Türkiye tarihine geçti
PKK şefi Abdullah Öcalan'ın yakalandığı ülke olarak gündeme gelen Kenya'yla ticari ilişkilerimiz oldukça zayıf. Türkiye'nin 29 milyon nüfuslu ülkeye yaptığı ihracat sadece 11 milyon dolar.
Bir tarım ülkesi olan Kenya'da, milli gelirin yüzde 29'unu tarım oluşturuyor. Safari turizminin de en önemli alanları olan Nairobi ve Tsavo ulusal parkları da Kenya sınırları içinde.
Kenya, Afrika'nın en büyük ülkelerinden biri. Nüfusunun sadece yüzde 28'i kentlerde yaşayan Kenya, 582 bin 646 kilometrekare yüzölçümüyle Fransa'dan daha büyük bir alanı kaplıyor. Doğu Afrika'da, Hint Okyanusu'nun kıyısında yer alan Kenya'nın komşuları Somali, Etiyopya, Uganda ve Tanzanya.
Dünya Bankası verilerine göre, 1997 itibarıyla 330 dolarlık (yaklaşık 112 milyon lira) kişi başına milli gelire sahip Kenya'nın, toplam milli geliri de 9.3 milyar dolarda kalıyor. Kenya'nın satın alma gücü paritesine göre kişi başına milli geliri bin 110 doları, toplam milli geliri ise 31.2 milyar doları buluyor.
1990 - 1997 döneminde, yıllık nüfus artışı olan yüzde 2.6'nın altında, yıllık ortalama yüzde 2 ekonomik büyüme gösteren Kenya, bu dönemde enflasyonu yıllık ortalama yüzde 15.4'de tutmayı başardı.
Kenya, 1996 rakamlarına göre sadece 2 milyar 203 milyon dolarlık ihracata, 3 milyar 480 milyon dolarlık ithalata sahip. Ülkenin dış borç stoku da 1996 rakamlarıyla 9.3 milyar dolarlık milli gelirine karşın 6 milyar 893 milyon dolara kadar ulaşıyor. Haberleşme ve iletişim açısından da oldukça geri olan Kenya'da bin kişiye 19 televizyon alıcısı, 8 telefon hattı düşüyor. Kişi başına elektrik enerjisi üretimi de dünya ortalaması olan bin 978 kilovatsaatın çok altında, yaklaşık 123 kilovatsaat da kalıyor. Ülkenin 2 bin 700 kilometre demiryolu, 6 bin 700 kilometresi asfalt olmak üzere 55 bin 200 kilometre de karayolu ağı bulunuyor.
Türkiye'nin Kenya'yla ticari ilişkileri oldukça yetersiz düzeyde seyrediyor. 1997 yılında bu ülkeden yapılan ithalat 3 milyon 981 bin dolarda kalırken, Türkiye'nin ihracatı 9 milyon 395 bin doları buldu. Türkiye, 1998 yılı ocak - kasım dönemi itibarıyla da Kenya'dan bir milyon 414 bin dolarlık ithalat yaparken, bu ülkeye 11 milyon 369 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Eski bir İngiliz sömürgesi olan Kenya, 1963'te bağımsızlığını kazandı. İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi olan Kenya nüfusunun büyük bölümünü Bantu kabileleri (Kikuyular, Luhyalar ve Kambalar), Nilotlar, Hamitler (Luolar, Massailer, Gallalar, Somalililer) oluşturuyorlar.
Başkent Nairobi dışında en büyük kentler Hint Okyanusu kıyısındaki liman kenti Mombasa, Kisumu ve Nakuru. Nüfusun üçte ikisini Hıristiyanların (ağırlıklı olarak Protestan) oluşturduğu ülkede, doğa dinleri ve İslam da yaygın durumda. Shavili dilinin resmi dil olduğu ülkede, İngilizce de yaygın olarak kullanılıyor.
Avrupa’da terör dalgası
Abdullah Öcalan’ın dün Kenya’dan alınarak Türkiye’ye getirilmesi, Avrupa çapında PKK gösterilerine neden oldu. Bir?ok ülkede Yunanistan temsilcilikleri PKK’lılarca işgal edildi, görevliler rehin alındı. Eylemlerin bir kısmı hâlâ sürüyorTaki BERBERAKİS - ATİNA, Yasemin ÇONGAR - WASHINGTON, Güven ÖZALP - BR-KSEL, Cenk BAŞLAMIŞ - MOSKOVA, Zafer ARAPKİRLİ - LONDRA, Mehmet AKTAN - BONN, Ali Haydar YURTSEVER - VİYANA, Mine G. KIRIKKANAT - PARİS, İrfan KURTULMUŞ - KOPENHAG, Orhan ALPD-NDAR - LAHEY, Uğur SÖNMEZEL, Din?er G-NER, Yusuf CEVAHİR, Sezin ÖNEY, Volga ÇAĞLAYANGİL
Bonn alarmda
PKK militanlarının, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi üzerine başlattıkları işgal olayları üzerine Bonn alarma geçti.
Eylemler nedeniyle tüm kentlerdeki Yunan, Türk ve Kenya büyükelçilikleriyle başkonsolosluk binaları önünde sıkı güvenlik önlemleri alındı. İçişleri ve dışişleri bakanlıkları, Öcalan konusundaki gelişmeleri değerlendirmek üzere kriz masası oluşturdu.
Hamburg
Yunan Başkonsolosluğu önünde toplanan 120 kadar PKK yandaşının binaya girme çabaları sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine binanın camlarını taşlayan PKK'lılar, daha sonra Türk Başkonsolosluğu'na doğru yürüyüşe geçti. Yolda bir belediye otobüsü ile 50 taşıtın camlarını kıran PKK'lıların önü, 250 kadar polis tarafından kesildi. Bunun üzerine İngiltere Başkonsolusluğu'na doğru yönelen PKK'lılara basınçlı su sıkan polis, 20 göstericiyi gözaltına aldı.
Bonn
Kenya Büyükelçiliği'ni işgal eden PKK militanlarının iki büyükelçilik görevlisini rehin tuttukları açıklandı.
Düsseldorf
Burada Yunan Başkonsolosluğu'na giren yaklaşık 300 PKK'lı, mobilyaları kırıp belgeleri pencerelerden aşağıya attı. Çok sayıda gösterici gözaltına alındı.
Köln
Sayıları 40 olarak belirlenen PKK militanı Düsseldorf Başkonsolosluğu'na girerek eşyaları kırıp döktü. Olay yerine gelen polisin 32 militanı gözaltına aldığı açıklandı. Konsolosluğun boşaltılması sırasında çatışma çıktı.
Berlin
Berlin'de Yunanistan Başkonsolosluğu'nu işgal eden PKK militanları, polisin içeri girmesi halinde kendilerini yakacaklarını bildirdi. Binanın önünde toplanan çok sayıdaki PKK'lı da işgalcilere destek verdi. Polisin, binanın boşaltılması için yaptığı çağrılara militanlardan olumsuz yanıt geldi.
Frankfurt
Frankfurt Başkonsolosluğu'nu işgal eden PKK militanları, polisin içeri girmeye kalkışması halinde molotof kokteylleriyle binayı ve kendilerini yakacaklarını söyledi. Polis, binanın önünde işgalcilere destek veren PKK yandaşlarını basınçlı su ve cop kullanarak dağıttı.
Avusturya
PKK militanları, Avusturya'nın başkenti Viyana'daki Yunanistan ve Kenya büyükelçiliklerini işgal etti. Dün sabah saat 05.00'te Yunanistan Büyükelçiliği'ne giren 35 kadar PKK militanı Büyükelçi Jean Yennimatas, eşi ve beş büyükelçilik mensubunu da rehin aldı. Resmi bir ziyaret için pazartesi gününden beri Viyana da bulunan Yunanistan Cumhurbaşkanı Kostantinos Stefanopulos'un ise işgal sırasında binada olmadığı bildirildi.
Viyana polisi, bina çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri aldı ve çevredeki binalarin çatılarına keskin nişancılar yerleştirdi.
Bu arada Kenya Büyükelçiliği de bir grup PKK militanı tarafından işgal edildi. Büyükelçiliğe girdikten sonra pencerelere PKK bayrakları ve Apo'nun posterlerini asan militanlar elçilik kapısına da lastik ve benzin bidonları yerleştirdiler.
Belçika
ÖCALAN'ın Kenya'da yakalandığına ilişkin haberlerin yayılmasıyla birlikte PKK yandaşlarının eyleme geçtiği ilk Avrupa başkentlerinden biri Brüksel oldu. TSi 07.30'da Yunanistan'ın Brüksel Büyükelçiliği'ne gelen Kürt gostericiler binayı işgal etti.
Yaklaşık 50 kişi oldukları bildirilen göstericiler elçilik binasını işgal ederken onlarca gösterici de elçilik binası önünde gösteri yaptı. Güvenlik birimleri olağanüstü önlemler alırken bina içindeki eylemciler bir operasyon yapılması halinde kendilerini ve binayı yakacakları tehdidinde bulundu. Brüksel polisi göstericilerin sayısının artmasını engellemek için büykelçilik binasına giden tüm yolları kesip önlemlerini artırırken bina önndeki eylemcileri uzaklaştırmak için güç kullandı ve göstericilerin üzerine basınçlı su sıktı.
Bu arada Belçika'da bulunan Türk temsilcilikleri önünde de son derece sıkı güvenlik önlemleri alındı. Belçika İçişleri Bakanlığı'nın temsilciliklere özel güvenlik birimleri yerleştirdiği ve Türk diplomatlardan da dikkatli olmalarını istediği oğrenildi.
PKK yandaslarının gösterilerine hedef olan başka bir Avrupa şehri de Cenevre oldu. Bir aracın Cenevre'de bulunan Birlesmis Milletler binasına girişini fırsat bilen PKK yandasları binaya girerek camları kırdı. Bina içerisindeki bir konferans salonunu işgal eden eylemciler nedeniyle yüzlerce BM görevlisinin uzun bir süre binaya girmesine izin verilmediği belirtiliyor.
Isviçre'nin başkenti Bern'de de yüz kadar PKK yandaşının Yunanistan Büyükelçiliği binasına girerek Öcalan'ın serbest bırakılmaması halinde kendilerini yakacaklarını söyledikleri belirtiliyor. PKK yandaşları ayrıca Yunanistan'ın Zürih Başkonsolosluğunu işgal ederek iki kişiyi rehin aldılar.
Hollanda
Hollanda'da PKK yandaşlarının bu sabaha doğru Yunanistan'ın Lahey büyükelçilik konutunda başlattıkları eylemde, polis 50 kadar göstericiyi gözaltına aldı.
Büyükelçilik konutunu işgal eden PKK taraftarları, Yunanistan büyükelçisi Petros Angelakis'in eşi Sonia Angelakis ve 8 yaşındaki oğlu ile bir Filipinli kadını rehin aldı. PKK'nın Hollanda sözcüsü 'Agit', "Öcalan serbest bırakılmazsa rehineleri salıvermeyiz" şeklinde bir açıklama yaptı.
Türk Büyükelçiliği'ne giriş ve çıkışları da yasaklayan polis, bu binaya yürümek isteyen göstericilere müdahale etti ve 50'sini gözaltına aldı. Hükümet yetkilileri ise bir kriz masası oluşturarak eylemlerin sona erdirilmesine ilişkin seçenekleri değerlendirdi.
Londra'da PKK protestoları
PKK liderinin Yunan makamları tarafından teslim edildiği yolundaki haberler diğer Avrupa başkentlerinde olduğu gibi Londra'daki PKK yandaşlarını da harekete geçirdi. Yunanistan'ın Londra büyükelçiliğini işgal eden göstericiler kendilerini yakma ve elçiliği havaya uçurma tehdidinde bulundular.
Türkiye saatiyle sabah 05.00 sularında Londra'daki Yunanistan Büyükelçiliği'ne gelen 40 - 50 kişilik PKK'lı grup buradaki görevlileri etkisiz hale getirerek binaya girmeyi ve barikat kurmayı başardı. Binanın içindeki gaz tesisatını açarak yangın çıkarma, kendilerini yakma tehdidinde bulunan eylemciler, kapıları barikat kurup kapatarak eyleme başladılar. İlerleyen saatlerde örgüt yandaşlarından oluşan 100 - 150 kadar kişi elçilik binası önüne gelerek destek eyleminde bulundular.
Londra polisi, itfaiye ve ambulanslarla birlikte olay yerinde olağanüstü güvenlik önlemleri aldı. Sabah Türkiye saatiyle 06.00 sularında bir grup göstericinin daha binaya girmeye ya da girme girişimini polis önlerken kısa süreli bir çatışma yaşandı, burada bir kişi gözaltına alındı. Daha sonra göstericilerin polisin sayısı giderek artarken slogan ve Öcalan pankartlarıyla gösteri yapan PKK'lılar çok sayıda basın mensubunun da ilgisini topladılar. Türkiye saatiyle 12.00 sıralarında gazeteci topluluğunun içindeki bazı Türk gazetecileri sloganla hedef alan PKK'lılar, Öcalan'ın yakalandığı ve Türkiye'ye getirildiği haberi üzerine gerilimi daha da artırdılar. Bir göstericinin Türk basın mensuplarından birini hedef alan sözlü saldırısı üzerine polis bu göstericiye müdahale etti, ardından 100 kadar göstericiyle bir o kadar polis arasında çatışma çıktı. Göstericilerden bir tanesinin kendini yakmaya çalışması etrafı alevler içinde bırakırken polis beraberinde getirdiği söndürücülerle derhal müdahale etti ve göstericileri kontrol altına alarak beşini tutukladı.
Yunanistan Büyükelçiliği yetkilileri, Scotland Yard görevlileriyle işbirliği yaparak işgalci örgüt mensuplarıyla saatler süren bir pazarlığa giriştiler.
Öte yandan Londra'nın Türkiye Büyükelçiliği'nin önünde de olası saldırılara karşı kurulan polis barikatlarıyla önlemler alındı.
Rusya
MOSKOVA'daki Yunan Büyükelçiği'ne gelen onlarca PKK yanlısı, liderlerinin tutuklanmasını protesto etti. Rus İçişleri Bakanlığı en az 40 PKK'lının büyükelçilik bahçesine izinsiz olarak girdiğini ve 'Yunanlılar teröristtir' diye slogan attığını kaydetti. Büyükelçiliği kordon altına alan Rus polis, protestocuları uzaklaştırdı. Polislere ek olarak elçiliğe gelen Rus yetkililer, göstericilerle konuşarak dağılamaları için iknaya çalıştı. Protestocular bir süre sonra olaysız dağıldı.
Fransa
PKK yandaşları, Fransa'daki Yunanistan temsilcilikleri, Paris büyükelçiliği, Marsilya ve Strasbourg konsolosluklarını bastı. Paris'teki büyükelçilik, Fransız güvenlik güçleri tarafından, baskının gerçekleştirildiği dün sabah,
yarım saat içinde boşaltılır ve emniyete alınırken, Marsilya ve Strasbourg Yunanistan konsolosluklarındaki işgaller halen devam ediyor. Dün öğleye doğru, bir gurup PKK'lının da Paris'teki Kenya büyükelçiliğine saldırdığı haber alındı. Ancak Fransa'daki PKK protestoları, diğer Avrupa ülkelerine oranla daha sönük geçiyor. Çünkü Fransa, beş yıl önce çıkardığı iki hükümet kararnamesiyle PKK'yı yasa dışı terör örgütü ilan etmiş ve her türlü dernekleşmeyi yasaklamıştı.
Fransa'da Türkiye'ye yönelik bir tehlike, bugün Osmanlı İmparatorluğunun 700 yıldönümü için ünlü mağazalar zinciri Galeries Lafayette'te açılacak olan büyük sergi dolayısıyla meydana gelebilir. 1300 metrekareye yayılan bu görkemli sergiye yüzlerce davetli bekleniyor. Ancak son gelişmeler dolayısile açılış, çok sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilecek.
İskandinavya'da Kürt protestoları
ÖPKK militanları Kopenhag'daki Yunanistan Büyükelçiliği'nde de gösteri yaptı. Kopenhag polisinin yaptığı açıklamaya göre, 48 kişilik bir grup elçilik önünde ellerinde benzin ve yanıcı bombalar ile gösteri yaptıkları sırada 24 yaşında, Alman vatandaşı ve bu ülkede ikamet ettiği saptanan bir Kürt kadın kendini ateşe verdi. Ağır yanıkları olan gösterici tedaviye alındı. Polis tüm göstericileri gözaltina aldı. Öte yandan İsveç başkenti Stockholm'daki Yunanistan Büyükelçiliği de 30 kadar PKK taraftarlarınca işgal edildi. Eylemciler kendilerini toplu halde yakacakları tehdidinde bulundu.
Ermenistan
PKK taraftarları, Ermenistan'ın başkenti Erivan'daki Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliğini işgal etti. Interfax'ın haberine göre, yaklaşık 30 PKK'lı, temsilcilik binasına girerek, içerideki BM yetkililerini rehin aldı. Bina dışında da PKK'lılar toplandı. Örgüt taraftarları, Yunanistan'ın Erivan Büyükelçiliği'ne de girmeye çalıştılar, ancak polis tarafından engellendiler.
Ecevit'ten tarihi açıklama
"BU sabaha karşı saat 03.00'den itibaren bölücü terör örgütünün başı Türkiye'dedir. Dünyanın neresinde olursa olsun devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözü yerine getirildi, şehit analarına verilen söz yerine getirildi. Bütün dünyadan dışlanan Abdullah Öcalan sonunda kendisini Türkiye'nin kucağında buldu. Yaptıklarının ve yaptırdıklarının hesabını artık bağımsız Türk adaletine verecektir. Bölücü terörle Türkiye'de bir yere varılamayacağını, devletimizle başedilemeyeceğini artık herkes anlamalıdır.
Bölücü örgütün elebaşı Apo'nun tuzağına, onun adamlarının tuzağına, bunlara destek verenlerin tuzağına düşmüş olan gençlere seslenmek istiyorum. Dağlarda, mağaralarda hem kendini ateşe atan hem de analara, babalara ve tüm milletimize derin acılar çektiren gençlere çağrıda bulunmak istiyorum: Sizler yıllardan beri cinayetlere alet edilirken, dağlarda, mağaralarda sürüm sürüm süründürülürken, lider sandığınız kimse, elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan konaklarda refah içinde yaşıyordu. Kimi işbirlikçileri de bazı Avrupa ülkelerinde refah içinde yaşıyorlardı.
Onların tuzağına düşen gençlere sesleniyorum: Artık çıkmaz yolun sonuna geldiniz. Kendinizi devletin adaletine teslim edin. O zaman kuşkusuz milletimiz de bugün Meclis gündemindeki Pişmanlık Yasası'ndan yararlandırılmanızı sağlayacaktır.
Gelin artık, analarınıza babalarınıza kavuşun. Gücünüzü masum insanların canına kıymak için değil, devletle elele halkımızı kalkındırmak için kullanın. Sizleri ateşe atanlara, sizleri intihara, açlık grevlerine, kışkırtmaya kalkışanlara artık yeter deyin."
Poliste Öcalan alarmı
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi üzerine PKK yanlılarının Avrupa ülkelerinde eylem başlatması emniyet güçlerini harekete geçirdi. Poliste izinler kaldırıldı olağanüstü duruma geçildi.
Abdullah Öcalan'ın yakalanması üzerine PKK yanlılarının olası eylemlerine ve saldırılarına karşı güvenlik güçleri alarma geçirildi. Ankara'da önemli kamu binalarıyla büyükelçilikler, uluslararası kuruluşların temsilcilikleri ve aralarında HADEP'in de bulunduğu parti genel merkezlerinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı.
Başbakan Bülent Ecevit'in Öcalan'ın Türkiye'de olduğunu açıkladığı saatlerde polis telsizinden Ankara'da PKK'nın hedefi olabilecek bütün merkezlerde yoğun güvenlik önlemleri alındığı duyuruldu.
Avrupa ülkelerinde PKK'lıların Yunanistan'ın elçiliklerinde eylem başlatması üzerine sabah saatlerinde Türkiye'de ilk olarak Yunanistan Büyükelçiliği'nde güvenlik önlemleri alındı. Apo'nun Türkiye'de olduğunun resmen açıklanması üzerine de güvenlik önlemleri eylemlerin hedefi olabilecek olası merkezlere de yayıldı.
Öcalan'ın yakalanmasında aktif rol oynayan ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği'nin yanısıra, Birleşmiş Milletler temsilciliğinin de aralarında bulunduğu uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde de güvenlik önlemleri artırıldı. Güvenlik güçlerinin alarma geçirilmesi üzerine izinler kaldırılırken stratejik merkezlerdeki güvenlik görevlilerinin sayıları artırıldı.
Operasyonu 10 kişi biliyordu (ANKARA - MİLLİYET)
TERÖR örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişi, devletin tepesinde 10 kişi dışında hiçbir makam ve kimseye sızdırılmadı.
Başbakan Bülent Ecevit, dün sabah saat 09.00 sıralarında Oran Sitesi'ndeki özel konutundan Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti. Ecevit, burada Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı ve Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'la bir toplantı yaptı.
Öcalan'ın Türkiye getiriliş süreci konusunda bu toplantıya katılanlar dışında bilgi sahibi olanların Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Korkmaz Haktanır'ın bilgi sahibi olduğu kaydedildi.
Yolculuğun başlangıç noktası itibarıyla bilgi sahibi olduğu kaydedilen Türkiye'nin Nairobi Büyükelçisi Osman Mengü Büyükdavras'ın Türkiye rotasından haberdarn olmayabileceği kaydedildi.
Dağdakilere af gündemde (ANKARA - MİLLİYET)
PKK liderinin yakalanmasının ardından 1993'te Bingöl katliamı nedeniyle rafa kaldırılan "kısmi affın" gündeme gelebileceği bildirildi.
Milliyet'e bilgi veren güvenilir kaynaklar, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), Mayıs 1993 olağan toplantısında, dağa çıkan PKK'lıları teslim olmaya yöneltecek yasal düzenlemeleri hükümete tavsiye ettiğine dikkat çekti. MGK toplantısının ardından aynı akşam Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, "PKK'lılar için kısmi af" yorumlarına neden olan yasal düzenleme tasarısını kabul etti. Bakanlar Kurulu'nda kabul edilen tasarı, toplantı sırasında PKK'nın Elazığ - Bingöl karayolunda yol keserek 33 askeri şehit ettiği haberinin gelmesi üzerine, kamuoyuna hiç açıklanmadan rafa kaldırıldı.
Aynı düzenlemenin tekrar gündeme gelebileceğine dikkat çeken kaynaklar, bir "pişmanlık yasası" için de TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılabileceğine işaret ettiler.
Alınan bilgilere göre tekrar gündeme getirilmesi planlanan 1993'teki af düzenlemesi şu hükümleri taşıyor:
* Terör örgütüne katılıp da herhangi bir eyleme katılmayanlar hakkında, adalete teslim olmaları durumunda cezai kovuşturma yapılmayacak. Bu hükmün, devlette eylem yaptığı kaydı bulunmayan PKK'lıların, tespit edilmeyen bazı suçlar işlemiş olsalar bile, örgütün dağ kadrolarının çökertilmesi amacıyla affedilmeleri anlamına geldiğine dikkat çekildi.
* PKK'lılara öngörülen düzenlemeye koşut olarak terörle mücadele sırasında görevlerini kötüye kullanarak, hak ihlali gerekçesiyle açılan takibata uğrayan güvenlik görevlileri hakkında açılan davalar da düşecek.