15.09.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet - Bu görüşü seslendiren ve destekleyenlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerini dinamitlemek isteyen, kurucu emanetleri kundaklamak için gün sayan hastalıklı ve hasarlı zihniyetler olduğunu belirten Bahçeli, “Bilinmelidir ki ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in laiklik sütununu kırdırırız” dedi.
Bahçeli, bazı kişilerin namazının kılınmayacağı tartışması için de “Camilerimizin, mescitlerimizin ve cemevlerimizin sahte anlaşmazlıkların ve sanal ihtilafların merkez üssü haline getirilmesi ağır bir vebaldir. Elbette böylesi bir tablonun sonu uçurum, sonucu felakettir” ifadelerini kullandı.
‘Sığ ve kısır tartışma’
Bahçeli, laikliğin anayasadan çıkarılması ve bazı kişilerin cenaze namazlarının kılınmamasına ilişkin tartışmalara yönelik yazılı açıklama yaptı. MHP lideri, Türkiye’nin on yıllar boyunca sığ ve kısır tartışmalarla meşgul edilerek, gücü ve enerjisini içe dönük konu başlıklarında harcadığını kaydetti. Milli ve manevi değerler eksenine tutunan sert kutuplaşmaların zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşarak milli birlik ve dayanışma ruhuna zarar verdiğine dikkati çeken Bahçeli, “İnanç, mezhep, etnik aidiyet, dil ve köken gerilimlerini taammüden kamçılayan, nihayetinde insanlarımızın gönül ve muhabbet bağlarını koparmak için gerginlikleri körükleyen fırsat düşkünleri işin özünde ateşle oynamışlardır. Bir yanda laikliği siyasi hesapları için acımasızca istismar edenlerle, diğer yanda barış ve kardeşlik dinimizin evrensel mesajlarını çarpıtanlar, görüntüde ayrı, gerçekte aynı kirli maksada kilitlenmiş bağnaz kafalardır” değerlendirmesinde bulundu.
‘Karanlık tünelden çıkmalı’
Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Yargıtay Binası’nın açılışında ettiği duayla başlayan tartışmaya değinerek, “Bugünkü nazik ve hassas dönemde, Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve laikliği eş zamanlı olarak sıcak tartışmaların içine sürüklemek Türkiye’nin aleyhine kulis yapan, yıkım senaryosu hazırlayan zalim mihrakların eline koz vermektir. Türkiye karanlık bu tünelden süratle çıkmalıdır” dedi.
MHP lideri, laikliğin Anayasa’dan çıkarılması önerisine ilişkin de şunları kaydetti: “Laiklik dinsizlik değildir. Kavramsal çatısı dinle çatışmalı da görülmemelidir. Türkiye laik, sosyal ve hukuk devletidir. Millet, Müslümandır. Herkesin dini inanç ve vicdan hürriyetine hürmet duymak asıldır. Bilinmelidir ki, ne dinimize laf söyletiriz, ne de Cumhuriyet’in laiklik sütununu kırdırırız. Kötü niyet sahipleri sabırları sınayıp sınır ihlali yaparak milletimizin sinir uçlarıyla oynamaya kalkışmamalıdır. Hiç kimse üstüne vazife olmayan konularda fetva makamı gibi hareket etmeye heveslenmemeli, 2023 vizyonumuzun hızını yapay gündemlerle kesmeyi de aklından geçirmemelidir.”
‘Sonucu felakettir’
Camilerin, mescitlerin ve cemevlerinin “sahte anlaşmazlıkların ve sanal ihtilafların merkez üssü haline getirilmesinin ağır bir vebal olduğunu” kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
“Onun ölüsü camiye girmemeli, bunun cenaze namazı kılınmamalı çağrıları Allah’ın rahmet ve merhametiyle ters düşmektir. Elbette böylesi bir tablonun sonu uçurum, sonucu felakettir. Din değiştirmedikten ve bazı haller zuhur etmedikten sonra bir Müslüman’ın ölüsüne veya dirisine nasıl yaklaşılacağı, nasıl davranılacağı bellidir. Sevmediğimiz birisinin camiye sokulmasına, cenaze namazının kılınmasına itiraz etmek demek Türk ve İslam düşmanlarının oyununa gelmek demektir.”
Bahçeli, son dönemde medyada baş gösteren kaygı verici kamplaşmanın devamı ve genişlemesi halinde milli ve manevi hayatın bir plan dahilinde yürütülen tahrik ve taciz kampanyalarının girdabına kapılmasının bedelinin vahim olacağını kaydetti.