15.05.2012 - 11:12 | Son Güncellenme:
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, bu işin uzmanlarını Yasama Enstitüsü’nde yetiştirmeyi amaçladıklarını, TBMM’deki mevcut uzmanlara da hizmet içi eğitim verileceğini, onların arasından kendini çok iyi yetiştirenlerin tecrübelerinden de enstitüde yararlanmayı düşündüklerini belirtti.
Prof. Dr. Rıza Ayhan, AA muhabirine, üniversiteleri bünyesinde Yasama Enstitüsü kurulmasına ilişkin TBMM ile yaptıkları işbirliği protokolüne dair bilgi verdi.
Enstitünün kurulabilmesi için YÖK’e başvuruda bulunduklarını belirten Ayhan, bu konuda henüz bir kararın çıkmadığını söyledi.
Milletvekillerine, TBMM personeline, milletvekili danışmanlarına ve yardımcı personele Yasama Enstitüsü’nde eğitim vermeyi amaçladıklarını anlatan Ayhan, buradaki eğitimin yüksek lisans ve doktora olmak üzere lisansüstü eğitimi içerdiğini ifade etti.
Konuya ilişkin TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile kanun yapmanın belirli bir süreci olduğu, bu sürecin Türkiye’de de uygulanması gerektiği ve bunun bir uzmanlık alanı gerektirdiği hususları konusunda sohbet ettiklerini söyleyen Ayhan, şöyle devam etti: ”Gelişmiş, hukuk devleti anlayışını kabul etmiş demokrasilerde şu şekilde olur; mesela milletvekili gelir ’Ben filanca konuda kanun teklifi hazırlamak istiyorum’. Oradaki uzmanlar, milletvekilini dinlerler, ’biz bunu bir kaleme alalım’ derler. Uzmanlar bir kanun metni hazırlar, milletvekili bunu okur ve ’Bu benim istediğim şekilde olmamış, şöyle şöyle de düşünmüştüm’ der. Uzmanlar ona göre tekrar düzeltirler ve tekrar milletvekiline sunarlar ve milletvekili ’Hayır ısrarla ben şunu istiyorum’ der. Bunun üzerine uzmanlar da ’Onu yapamazsınız. Çünkü onu yaptığınız zaman sair mevzuatı değiştirmiş olursunuz. O mevzuatın değişikliğinin sonuçlarını da nazara almadan böyle bir değişiklik teklif edemezsiniz’ diye söylerler. Böylece mevzuat bütünlüğü, hukuk anlayışı bozulmamış olur.” Kanun dilinin son derece önemli olduğuna işaret eden Ayhan, kullanılacak ifadelerin de çok önemli olduğunu söyledi. Bunun üniversitede belirli bir teori olarak okutulduğunu belirten Ayhan, ”Meram anlatma teorisi olarak okuturuz. Siz düşünürsünüz ama meramınızı doğru anlatabiliyor musunuz, kaleme alabiliyor musunuz, onu tayin edebilmek, kelimeleri isabetli bir şekilde seçip, seçemediğinizi tespit etmeniz mümkün değildir. Devletin teşkilatını bozmayacak şekilde ifade edebildiniz mi, o da son derece önemlidir. Bu sebeple yasama uzmanlarının, kanun, tüzük ve yönetmelik yapacakların bu işte uzmanlaşması, Türk diline ve hukukuna hakim olması şarttır” diye konuştu.
-”Yeni, ehil, yasama uzmanları, mevzuat yapma uzmanları yetiştirmeyi planlıyoruz”-
Bu işin uzmanlarını Yasama Enstitüsü’ndü yetiştirmeyi amaçladıklarını belirten Ayhan, mevcut uzmanlara da hizmet içi eğitim verileceğini, sertifika programları düzenleneceğini söyledi.
Mevcut uzmanların arasında kendini çok iyi yetiştirenlerin tecrübelerinden de enstitüde yararlanmayı düşündüklerini ifade eden Ayhan, ”Böylece Türkiye bir kanun yapma usulünü öğrensin. Meclis’ten kanunlar istediğiniz gibi geçmezse, kanunu teklif edenler veya tasarıyı hazırlayanlar meramlarını tam manasıyla ifade edemezse zincirin halkaları gibi aşağıya doğru sirayet ediyor. O da uygulamacı arkadaşlarımıza çok büyük sıkıntılar yaratıyor” dedi.
Sadece TBMM’deki yasama uzmanlarına değil, diğer kurumlardaki personele de yönetmelik, yönerge hazırlama konularında hizmet içi eğitim verileceğini, kanun yapmayı bir disiplin altına almayı planladıklarını belirtti.
YÖK’ün başvurularına olumlu cevap vermesi halinde Yasama Enstitüsü’nün Hukuk Fakültesi bünyesinde gelecek akademik yıldan itibaren eğitime başlayacağını ifade eden Ayhan, enstitüde üniversitedeki öğretim elemanlarının bilgi birikimiyle, Meclis’teki uzmanların tecrübelerinin bir araya getirileceğini kaydetti.
Ayhan, ”Yeni ehil, yasama uzmanları, mevzuat yapma uzmanları yetiştirmeyi planlıyoruz” dedi.
Enstitüde birçok dersin olacağını, bu konudaki çalışmaların sürdüğünü aktaran Ayhan, mevcut bir yasanın tahlilinin yapılabileceğini, yasa yapma tekniklerinini, Batı’daki tekniklerin anlatılabileceğini ve ayrıca Türkçe dersinin de olacağını, programların TBMM ile ortak yürütüleceğini söyledi.
-”Türkiye için bir ilk”- Bu programa başvuracakların yabancı dilinin olmasının zorunlu olacağını belirten Ayhan, kontenjanın TBMM’nin talebine göre değerlendirileceğini belirtti.
Ayhan, ”Bu çalıştıkça gelişecek bir program. Onun için 50, 100 yıllık geçmişi olan diğer branşlar gibi nitelendirilmemeli. İhtiyacımıza göre programımızı geliştireceğiz” dedi.
Bu enstitünün Türkiye için bir ilk olacağını, ancak dünyada bunun örneklerinin bulunduğunu belirten Ayhan, ”Talepte bulunurlarsa milletvekillerine de eğitim programları hazırlamayı düşünüyoruz. Onun haricinde okumayı seven milletvekillerimiz olursa, kanuni şartları yerine getirmek şartıyla yüksek lisans da yapabilecekler” diye konuştu.
TBMM’de kanun yapma tekniğini bilen, uzun senelerden beri kanun yapma konusunda çalışmış milletvekillerinin bulunduğunu belirten Ayhan, ”Bu işi ’en iyi biz biliyoruz’ demiyoruz. Onların tecrübesinden, bilgisinden istifade edeceğiz. Dünyada bu işin uygulaması nedir, biz de dünya uygulamasını Türkiye’ye öğretmeye çalışacağız” dedi.
Yasama Enstitüsü’ne herkesin başvurabileceğini, kamuya açık olduğunun altını çizen Ayhan, ancak sertifika programlarında kurumun talebini dikkate alacaklarını söyledi.
Derslere TBMM’deki uzmanların davet de edilebileceğini belirten Ayhan, uzmanlardan kanun yaparken karşılaştıkları güçlükleri anlatmalarının istenebileceğini, böylece aktif, katılımlı, öğrenci merkezli eğitimlerin planlandığını anlattı.
Ayhan, ”Sonuçları bir-iki senede alınmaz ama uzman sayısı, eğitim ve sertifika programları arttıkça daha düzenli ve birbiriyle çelişmeyen kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler çıkartabilme imkanına kavuşacağız. İnşallah YÖK’ten bu izin çıkar” dedi.