21.01.2016 - 14:37 | Son Güncellenme:
Öcalan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, hem HDP Milletvekili hem de Öcalan'ın ailesinin bir ferdi olarak, İmralı'da tutuklu bulunanların aileleriyle basının karşısında olduğunu söyledi.
Basın toplantısına, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan da katıldı.
Abdullah Öcalan'ı, "Kürt halk önderi" diye nitelendiren Dilek Öcalan, Öcalan üzerinde tecritin son bulması, Çözüm Süreci müzakerelerine kalındığı yerden devam edilmesi için çağrıda bulunmak istediğini belirtti.
Dilek Öcalan, Öcalan'ın tutuklandığı günden bu yana İmralı'da ağır tecrit koşullarında tutulduğunu, bu koşulların her geçen gün keyfi şekilde derinleştiğini ileri sürdü.
Öcalan'ın 27 Temmuz 2011'den bu yana avukatlarıyla, 6 Ekim 2014'ten itibaren ailesiyle, 5 Nisan 2015'ten itibaren İmralı heyetiyle görüşmesinin engellendiğini ileri süren Öcalan, 26 Aralık 2015'te yanında bulunun iki tutuklunun Silivri Cezaevine nakledildiğini ifade etti.
Bu durumun, Öcalan'dan haber almayı bekleyen milyonlarca insanı endişeye sevk ettiğini belirten Öcalan, hükümetin, diyalog masasını devirdiğini, tecriti ağırlaştırdığını, ülkeyi kaosa sürüklediğini, bundan tek çıkış yolunun masaya dönmek, nitelikli müzakereleri başlatmak olduğunu öne sürdü.
Öcalan, barış için bir çözüm üretebilmek adına, bütün kesimlerin bu süreçte elini taşın altına koymasını isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çatışmasızlık ortamını yeniden inşa etmek, kalıcı barışı sağlayabilmek için sürecin baş müzakerecisi olan Öcalan üzerindeki tecritin bir an önce kaldırılması, özgürlüğünün acil olarak gündemimize gelmesi gerekir. Ailesi olarak Öcalan'ın sağlığı ve güvenlik durumlarıyla ilgili hiçbir bilgiye sahip değiliz. Yasalarla verilen haklardan keyfi şekilde men edilmiş durumda olmasını ailesi olarak kabul etmiyoruz. Ailelere ve kamuoyuna bu keyfi tutumların açıklanması ve bir an önce Öcalan'ın özgürlüğüne yönelik ciddi adımların atılmasını talep ediyoruz."
Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan da 15 aydan beri Abdullah Öcalan ile görüşemediklerini belirterek, yasal haklarını kimden isteyeceklerini sordu.
Öcalan, "Hukuk, yasal haklar bütün mahkumlar için geçerliyse Öcalan ve İmralı'dakiler için de geçerli olmalıdır. Öcalan buranın vatandaşıysa ben de vatandaşıysam yasal hakkım neden verilmiyor?" dedi.
Bir soru üzerine Dilek Öcalan, Abdullah Öcalan ile görüşmek için girişimlerde bulunduklarını, ancak yanıt alamadıklarını öne sürdü.