21.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Toplantının ardından yayımlanan dört maddelik MGK bildirisinde, Yeni Zelanda’daki terör saldırısı şiddetle kınandı. Açıklamada, İslam düşmanlığına göz yumulmasının, benzer saldırılara zemin hazırlayacağına vurgu yapıldı. MGK’da, Türkiye’nin güney sınırlarında bir terör koridoruna asla izin verilmeyeceğine dikkat çekildi. MGK olağan mart ayı toplantısı dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı. Bu yılın ikinci MGK toplantısına; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, MİT Başkanı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Ahmet Kendir, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı. Seçim öncesi yapılan MGK, 4 buçuk saat sürdü. Toplantının ardından yayımlanan dört maddelik bildiride şu ifadeler yer aldı:
TERÖRLE MÜCADELE SÜRECEK
- Ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmeler bütün yönleriyle ele alınarak, millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamızı tehdit eden FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, yurt içinde ve yurt dışında terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadele hakkında Kurul’a bilgi sunulmuştur. Türkiye’nin; bütün terör örgütleriyle mücadelesini, geçmişte olduğu gibi aynı azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceği vurgulanmıştır.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
- 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin, yurt bütününde huzur ve güven içinde gerçekleştirilmesi için yetkili kurumlarca alınan tedbirler gözden geçirilmiştir.
TERÖR KORİDORUNA İZİN YOK
- Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde tüm terör örgütlerinden temizlenmesi, ülkeye huzur ve barış ortamı getirilmesi için Türkiye’nin gösterdiği gayretlerine kararlılıkla devam edeceği; güney sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna asla izin vermeyeceği kuvvetle vurgulanmıştır. Suriye halkına hitap edecek bir anayasanın hazırlanarak hür ve demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesi yönündeki beklenti ve katkılarımız dile getirilmiş, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgenin terör örgütlerinin değil, iki ülke halkının güvenliğini temin edecek bir uygulama olması hâlinde kabul edilebileceği; Menbiç ve Fırat`ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmeden bölgede istikrarın sağlanmasının ve göç hareketliliğinin durdurulmasının mümkün olmayacağı ifade edilmiştir.
SALDIRIYA KINAMA
- Yeni Zelanda’da masum insanların yalnızca inançlarından dolayı hunharca katledildiği terör saldırısı şiddetle kınanmıştır. Yaşanan hadise tüm yönleriyle istişare edilmiş, Türk düşmanlığını da ihtiva ettiği anlaşılan İslam karşıtı ırkçı zihniyeti besleyen iklimin, bireysel ve organize unsurlarının deşifre edilerek kararlılıkla üzerine gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Giderek şiddet ve teröre dönüşen İslam ve Müslüman düşmanlığına çeşitli gerekçelerle göz yumulmasının, benzer saldırılara zemin hazırlayacağı uyarısında bulunulmuştur.
Nefret söylemi hatırlatması
Bildirinin altında, geçmiş yıllardaki MGK bildirilerinde yer alan “İslam karşıtı ırkçılık faaliyetleri” açıklamalarına da atıfta bulunuldu. 26 Mayıs 2016 tarihli MGK bildirisinde, “Son yıllarda, Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünya barışı için tehdit oluşturan İslam karşıtı nefret söylemleri ile fiili saldırılara varan ırkçı davranışlar konusunda Kurul’a bilgi verilmiş; siyaset, hukuk, medya ve sivil toplum kuruluşları alanlarında alınabilecek tedbirler müzakere edilmiştir” ifadeleri kullanılmıştı. 29 mart 2017 tarihli MGK bildirisinde ise, “Son günlerde, Türk siyasetçi ve devlet adamlarına karşı bazı Avrupa ülkelerinde muhatap hükûmetlerce sergilenen uluslararası hukuk kurallarına ve diplomatik teamüllere aykırı tutum ve davranışlar ile bu kapsamdaki İslam karşıtı ırkçılık faaliyetleri değerlendirilmiştir” ifadesi yer almıştı.