09.11.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Aslıhan Altay Karataş / ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl’de şehit yakınına küfür eden İYİ Partili Lütfü Türkkan’a sert tepki göstererek “Bu şahsın milletvekilliğinin sonlandırılması dahil, en ağır bedelleri ödemesi için hukuki tüm imkanları kullanacağız” dedi. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
40 BİN SAĞLIK PERSONELİ: Vaka, hastaneye yatış, yoğun bakım ve vefat sayıları kontrol edilebilecek seviyededir. İnşallah bunları daha da aşağı çekeceğiz. Okullar açık mı kalacak, kapanacak mı tartışması da artık sona ermelidir. Okullardaki yüz yüze eğitim-öğretim kesinlikle devam edecektir. Sağlık Bakanlığımıza 40 bin yeni sağlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaşmak istiyorum.
TEZKERE TEPKİSİ: Ülkenin ikinci büyük partisi unvanını taşıyan bir siyasi teşekkülün, milli güvenliğimize ve milli çıkarlarımıza yönelik ciddi tehdit haline dönüşen tutarsızlıklarından derin endişe duyuyoruz. TSK’nın Suriye ve Irak’taki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekatlarına imkan veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresi konusunda yaşanan tartışmalar bu endişelerimizi daha da artırmıştır. Geçmişte defalarca ‘evet’ dedikleri bir tezkere metnine bu defa yabancı asker gibi cehaletin ötesinde ve vatana ihanet ithamı gibi zırvalık derecesine varan gerekçelerle saldıranların bir yerlerden işaret aldıkları anlaşılmaktadır.
TERÖRE CAN SİMİDİ ATMAK DEMEK: Halbuki tezkereye karşı çıkmak TSK’nın ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesindeki unsurlarına can simidi atmak demektir. Türkiye’nin güney sınırlarından kuşatılması projesinin yanında yer almak demektir. Daha önemlisi bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. Çünkü ilk günden beri Mecliste tezkerelere en şiddetli karşı çıkan, terör örgütünün şamar oğlanlığından öte bir yere taşımayan bu kesimdir. Türkiye’nin en eski ve hali hazırda ikinci büyük partisinin işte bu örgüt kuklası yapı tarafından yönetildiğini, yönlendirildiğini görmekten Türk siyaseti adına gerçekten üzüntü duyuyoruz. Mecliste tezkereye hayır demekle kalmayıp, egemenlik haklarımıza saygı göstermeyen büyükelçilere verilen tepkiye destek olmayan, daha vahimi Kanal İstanbul projesini yabancı büyükelçilere şikayet edecek kadar şuur kaybı yaşayan bu zihniyete milletimiz ülkenin kaderini asla emanet etmez.
SKANDALLA KARŞI KARŞIYAYIZ: Bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl’de şehit yakınına yapılan edepsizliği de aynı alçak zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabul ediyorum. Neresinden tutsanız rezillik, neresinden tutsanız terbiyesizlik, neresinden tutsanız saygısızlık, alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. Kardeşinin gencecik bedeni PKK terör örgütü tarafından paramparça edilen bir şehit yakının feryadını, onun namusuna, bacısına en ağır hakaretleri, küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak her şeyi bir kenara bıraktık, insanlığa sığmaz. Şehitlik makamının değerini kavrayamamış olmanın ötesinde, insanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin milletvekili sıfatında o kutlu çatının altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur.
SİYASETÇİ MÜSVEDDESİ: Partinin grup başkanvekilliğinden veya genel başkan yardımcılığından ayrılması bu iş için bir çıkış yolu değildir. Artık sözde milletvekili olan bu kişinin parlamento çatısı altında yerinin olmaması lazım.
Kaldı ki başında bir bayan genel başkanın olduğu bu partide, bir şehidimizin bacısına küfredilmesi karşısında genel başkan bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir. Duruşun bu olması gerekir. Başkan yardımcılığından ihraç etmişler. Kimi aldatıyorsunuz, kimi kandırıyorsunuz ya! Al birini vur öbürüne. Geçmişi benzer pek çok edepsizliklerle dolu bu siyasetçi müsveddesini ısrarla el üstünde tutanların sorumluluğu buradaki görüntünün failinden daha az değildir. Bizim inancımızda ve kültürümüzde her birimizin annesi, bacısı, eşi, kız evladı, herhangi bir birey olmanın ötesinde değere ve dokunulmazlığa sahiptir. İYİ Parti’nin başındaki hanımefendi şehitlik makamına, şehit yakınına, milli ve manevi değerlerimize kıymet vermiyorsa, hiç değilse kendi cinsiyetinden birisine yönelik bu ağır hakarete tepki göstermelidir.
KADIN STK’LAR SESSİZ: Buradan kadın STK’lara sesleniyorum. İlla sizin örgütünüze ait bir bayana küfredilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayağa kalkacaksınız? Bir şehidimizin bacısına küfredildiği zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz? Ana muhalefetin başı, bu nedir bu? Şehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Hani sen kadın haklarını savunuyordun? Her kim bu ülkede İstanbul Sözleşmesi diye başlayan bir cümle kurarsa, ona en başta ve en çok kendi haklarını sapkın ideolojik ajandaları uğruna istismar ettiği için kadınlarımız tepki göstermelidir.
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ: Bingöl’deki edepsizliğin sonuna kadar takipçisi olacak, bu şahsın milletvekilliğinin sonlandırılması dahil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacağız. Lafa gelince milliyetçiliği kimseye bırakmayanların, hatta kurdukları ittifaka Millet adını verenlerin, aslında millete nasıl baktıkları bu tür örneklerle açıkça ortaya çıkmaktadır. PKK terör örgütünün nasıl sınırlarımız içinde bitirme noktasına getirdiysek, nasıl sınırlarımız dışında peşini bırakmıyorsak, örgütün siyasi uzantıları ve onlarla aynı çuvala girenleri de milletimize ifşa etmeyi sürdüreceğiz.
Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ni açıkladı
Erdoğan, konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin takdim edileceği isimleri de duyurdu. Buna göre bilim kültür alanında Teoman Duralı, müzik alanında İdil Biret, görsel sanatlar alanında Alev Ebuzziya, sinema alanında Cüneyt Arkın, edebiyat alanında Gürbüz Azak, kaligrafi alanında Etem Çalışkan, sahaflık alanında İbrahim Manav, vefa ödülü alanında ise Kemal Tahir Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ne layık görüldü.
‘Elektrikte TRT payı kalkıyor’
Erdoğan, şunları ifade etti: “Ülkemizin bu yıl yaklaşık yüzde 8 artış gösteren elektrik talebini yaptığımız yatırımlar ve aldığımız tedbirlerle herhangi bir sıkıntıya meydan vermeden karşıladık. Avrupa’da doğalgaz fiyatları 115 dolar seviyesinden 1100, hatta günlük piyasada 1500 dolar seviyesine kadar çıktı. Buna karşılık biz ülkemizdeki vatandaşlarımızın konutlarda tükettiği doğalgazı halen yaklaşık 150 dolardan veriyoruz. Rakamlar çok açık, net ortada. Alış fiyatına göre baktığımızda doğalgazı hane halkına yüzde 76 indirimle vererek 50 milyar liralık bir sübvansiyon yaptığımızı söyleyebiliriz. Petrol fiyatları 42 dolar seviyesinden 80 dolara, kömür fiyatları 50 dolardan 270 dolara kadar yükseldi. Eşel mobil sistemiyle alacağımız vergiden 60 milyar lirayı bulan fedakarlık yaparak akaryakıt fiyatlarını dengede tutmanın gayreti içinde olduk. Bu yıl elektriği maliyetinin neredeyse yarısı düzeyinde bir faturayla vererek 17 milyar liralık bir sübvansiyon yaptık. Böylece sadece 2021 yılı için vatandaşlarımızın cebinden toplamda 127 milyar liralık ilave meblağın çıkmasını önledik. Bir başka ifadeyle her vatandaşımıza yıllık 1500 liranın üzerinde bir enerji desteği vermiş olduk. Önümüzdeki dönemde elektrik faturalarındaki TRT payı ile enerji fonu kesintilerini de kaldırma kararı aldık.”
TRT Payı, elektrik tüketim bedelinin yüzde 2’si, Enerji Fonu ise elektrik tüketim bedelinin yüzde 0.7’si olarak belirleniyor.