Siyaset‘Lafla cumhuriyet istismarı yapmadık’

‘Lafla cumhuriyet istismarı yapmadık’

11.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Atatürk’ü anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimize en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır. Ama biz cumhuriyet kavramının lafla istismarını yapmadık, sadece icraatımızla hakkını vermeye çalıştık” dedi

‘Lafla cumhuriyet istismarı yapmadık’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eskiler ‘bal, bal diyerek ağız tatlanmaz’ derlerdi. Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz, sürekli cumhuriyet denilerek cumhuriyet güçlendirilemez” dedi. “Cumhuriyetimize en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık sadece icraatımızla hakkını vermeye çalıştık” diyen Erdoğan, Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır” sözüne atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Ülkemize yönelik terör tehditlerini doğrudan kaynağında kurutmak için kimsenin beklemediği harekatlar gerçekleştirdik ve başarıya ulaştırdık. Güvenli hale getirdiğimiz bölgelere Suriyelilerin geri dönüşlerini sağlayacak zemini oluşturduk. İşte sathı müdafaa böyle yapılır.”

Haberin Devamı

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen Atatürk’ü Anma Töreni’ne katıldı. Erdoğan, şu mesajları verdi:

ATATÜRK MASKESİ TAKARAK: Türk tarihini binlerce yıllık devamlılığı içinde kavramak yerine hala bir asra sıkıştırmaya çalışan ideolojik bir zihniyetle karşı karşıyayız. Üstelik bunların arasında siyasetçilerin de bulunuyor olması gerçekten üzüntü vericidir. Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihimizi yok saymaya kalkanlar bize göre kendi geçmişlerinden utananlardır. Gazi Mustafa Kemal’in hizmetlerini anlatmak için ondan önceki tarihimize kin kusanlar da aynı şekilde Atatürk maskesi takarak bu millete olan husumetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Ne Atatürk’ü ne de cumhuriyeti bu istismarcı zihniyetin insafına terk etmedik, etmeyeceğiz.

Haberin Devamı

EN BÜYÜK KATKI: Her fani gibi Atatürk’ün yaptığı işlerin de eksikleri fazlaları olabilir, bunlar işin ehli kişiler tarafından konuşulabilir, tartışabilir. Ama bu durum tarihi bir şahsiyet olarak kendisinin milletimizin gönlündeki yerine asla halel getirmez. Milli mücadelenin başlangıcının 100’üncü, Gazi’nin ebediyete irtihalinin 81. yıldönümünde hala bu konuları konuşmamız üzüntü vericidir. Atatürk’e ve cumhuriyetimize yapılacak en büyük katkı ülkemizin içinden geçtiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimizi de özellikle de 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Eskiler bal, bal diyerek ağız tatlanmaz derlerdi. Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz, sürekli cumhuriyet denilerek cumhuriyet güçlendirilemez.

ATATÜRK TİCARETİ: Cumhuriyetimize en büyük katkıyı şahsımın başında bulunduğu hükümetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık sadece icraatımızla hakkını vermeye çalıştık. Türkiye’yi cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların üç, beş, on katı hizmetlere kavuşturarak bilfiil bunun uygulamışını ortaya koyduk. Hayatları boyunca Türkiye için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan cumhuriyet ve Atatürk sözü koskoca bir yalandan ibarettir. Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve cumhuriyet ticaretidir. Bu kavramlar önde perde gibi kullanılarak, arkada ülkemizin yıllarca demokratik ve ekonomik olarak nasıl sömürüldüğünü en iyi milletimiz biliyor. Bize olan düşmanlığın en önemli sebeplerinden biri işte bu kirli ticareti ifşa etmiş ve önüne geçmiş olmamızdır. Buna rağmen hala aynı kafayla kendi tarihine kültürüne medeniyetine küfretmeyi maharet sananların ortada dolanıyor olması henüz işimizin bitmediğini gösteriyor.

Haberin Devamı

‘Sathı müdafaa böyle yapılır’

Ülkemize yönelik terör tehditlerini doğrudan kaynağında kurutmak için kimsenin beklemediği harekatlar gerçekleştirdik ve başarıya ulaştırdık. Suriyelileri kendi topraklarına döndürmek için planlarımızı yaptık projelerimizi hazırladık ya uluslararası donörler toplantısı yapacağız ya da modern projelerle biz bunun da adımını atacağız. İşte sathı müdafaa böyle yapılır. Bulduğu her fırsatta ülkesini dışarıda şikayet eden, kendi tarihine husumet besleyen hastalıklı bir anlayışla böylesi çetin bir mücadele yürütülemez. Öyle ki bu zihniyet sahiplerinin özellikle mücadelemize destek vermesinden vazgeçtik. Sadece gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz noktasına geldik.

Haberin Devamı

‘Osmanlı mirası üzerinde yükseldik’

Cumhuriyetimizi, Osmanlı’dan kurtarabildiğimiz miras üzerinde kurduk. O olmasa, kök olmazsa, ağaç olur mu? Olmaz. Onun üzerinde yükseldik. Bu mirasa sadece topraklarımız değil, kurumlarımız da, geleneklerimiz de dahildir. Gazi Mustafa Kemal, Samsun’a, bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara’daki Meclis’i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyetin inşası da Osmanlı’dan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu hakikatler, apaçık ortadayken sürekli olarak Osmanlı’ya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir. Son günlerde birileri ağızlarına sakız ettiler. Neymiş efendim Osmanlı’da okuma yazma oranı çok düşükmüş, silah sanayii yokmuş, halklara zulmedilmiş. Hepsi de yalandır, iftiradır. Her ülke ve toplum gibi elbette Osmanlı’nın da eksikleri vardır... Bir de buna Cumhuriyet’le birlikte gerçekleştirilen Harf Devrimi ile adeta her şeyin sıfırlandığını eklediğimizde elbette ülkemiz okuma yazma oranın çok düşük olduğu bir dönem yaşadı. Bunu Osmanlı’ya yüklemek tam anlamıyla bir bühtandır. Nitekim zaman içerisinde Türkiye yüzde yüzlük bir okur yazar seviyesine ulaşmıştır. Osmanlı’nın silah sanayisi olmadığı da koskoca bir yalandır. Bunların, ne tarihle alakası var ne geçmişini araştırmakla alakası var. 600 yıllık hükümranlığı döneminde neredeyse savaşsız tek bir haftası olmayan Osmanlı’nın silah sanayisinin olmadığını iddia etmek kadar saçma bir iddia olmaz. Burada asırlarca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere silah ihracatı yapan bir ülkeden söz ediyoruz.