07.05.2013 - 15:40 | Son Güncellenme:
DHA
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinde Başbakan Erdoğan’ın konuşmadığınu savunarak; "Masanın öbür tarafındaki konuşuyor. Sen niye konuşmuyorsun? Açıkca söylüyorum, sen esirsin. Onun için konuşmuyorsun, çünkü ne söyleyeceğini bilmiyorsun" dedi.
Partisinin grup toplantısında milletvekillerine ve partililere seslenen Kılıçdaroğlu, Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutlayarak, kutlamaların Taksim Meydanı’nda yapıldığını hatırlattı. İstanbul Valisi Hüseyin Avnu Mutlu’yu eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Galatasaray’ı ve taraftarını yürekten kutluyorum. Şampiyonluğu kutlamak için güle oynaya Taksim’e çıktılar. Hiçbir şey olmadı. Ve AKP’nin valisi yeniden konuştu; ’Oraya az sayıda Galatasaraylı gitti, ve kısa zaman kaldı. Çok sayıda taraftar uzun süre kalsaydı belki onlar da çukura düşerdi’ dedi. Sayın Vali kusura bakma ama, o çukurdaki sensin. Devletin valisi olmak ayrı, iktidarın valisi olmak ayrı. Devletin valisi yasaları uygular, iktidarın valisi yasaları iter, talimatları Başbakan’dan alır. Onun için konuştukça battı, battıkça da konuştu."
İflas eden Şeker Piliç işçilerinin de aralarında olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bandırma’dan gelen Şeker Piliç çalışanları var. Toplam 20 bin aileye gelir sağlıyor. Ve bu kurum iflas etti. Yazık günah değil mi? Şeker Piliç’in Ocak 2012 tarihi itibariyle devletten alacağı 21 milyon 911 bin lira, alamadığı için battı. Yani batıran bu devlet, batıran AKP hükümeti, batıran Recep Tayyip Erdoğan" dedi.
’ASKERLİK SÜRESİNİ KISALTMAK BİZİM PROJEMİZ’
Askerlik süresini kısaltmanın kendi projeleri olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti;
"Askerlik süresi kısalacak dediğim de Erdoğan ’Peki askere kim gidecek?’ demişti. Anladık senin çocukların gitmiyor ama bu ülkenin bağımsızlığı için hepimiz askeriz zaten. Şimdi bizim geldiğimiz yere geldiler. Bir şeyi kamuoyuna açıklıyorsak oturup tartışmışız, hesaplamışız demektir."
’ALLAH’IN YARDIMI DEDİĞİ, İSRAİL JETLERİ’
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Suriye’de yaşananlardan Başbakan Erdoğan’ın sorumlu olduğunu öne sürerek şöyle konuştu:
"Neden Türkiye bu halde? Akçakale’ye bakın, bir polisimiz şehit edildi. Hesabını soran var mı? Hayır. Açıklayamazlar ki zaten. ’Kimyasal silah kullanıldı’ diyorlar. Açıklama geldi, ’kimyasal silahı muhaliflerin kullandığına’ dair. Öyle bir noktaya geldik ki ’Allah’ın yardımıyla Esad gidecek’ diyor. Onun söylediği tarihte İsrail jetleri Suriye’yi bombalıyor. Allah’ın yardımı dediği, İsrail jetleri orada Müslümanları bombalıyor. Sende hiç vicdan yok mu? O insanları açık açık bombalayanlara karşı ne demek istiyorsun? İsrail jetleri Suriye’deki Müslümanları bombalıyor, Recep Tayyip Erdoğan da bunu Allah’ın takdiri olarak millete sunuyor. Gazze’ye gideceğim diyordu. Talimat geldi ’önce ABD’ye gel’ dediler. Gazze’ye donanmayla yardım gemisi de gönderecekti. Erdoğan yürekliysen, sözünün arkasındaysan, bin bakalım donanmaya, git bakalım Gazze’ye. Nasıl gidiyorsun Gazze’ye?"
’İŞÇİYİ SATAN ADAMA SENDİKACI DEMEM’
Yeni Anayasa konusundaki gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bize çok eleştiri geldi ’Neden siz AKP’yle masaya oturdunuz?’ diye. Bizim sözümüz vardı, birinci sözümüz çağdaş bir anayasa. İkinci sözümüz de AKP’nin maskesi indirmekti. Oturduk masaya, AKP’nin maskesini indirdik. Buradan bütün aydınlara sesleniyorum: Anayasa konusunda en son eleştireceğiniz parti CHP’dir. Demokrasiden ve özgürlükten bahseden bir parti var; CHP. Biz ’toplantı ve gösteri hakkını hiç bir kurumdan izin almadan kullansınlar’ diyoruz. AKP ’hayır’ diyor. Hak-İş’i gördünüz değil mi Taksim Meydanı’nda. Tam bir sarı sendika. Çıkmışlar oraya, polislerin kontrolünde halay çekiyorlar. Size sendikacı denmez. İşçiyi satan adama ben sendikacı demem. İnsan biraz utanır. Sen 1 Mayıs’ın ne olduğunu bilmezsin. O meydanda can verenleri bilmezsin sen. Siyasi partilerin özgürlüğüyle ilgili şöyle bir öneri getirmişiz; ’Siyasi partiler, temsilde cinsiyet eşitliğini teşvik için gerekli tedbirleri alır.’ Yani kadınlar daha fazla siyasete girsin. Öneren CHP, karşı çıkan AKP. Sevsinler sizin adaletinizi. Bütün kadınlara sesleniyorum. Sizi siyasetten bile alıkoyan, eşitliğinize göz koyan, sizi ikinci sınıf yurttaş yapan AKP’ye ders vermek artık sizin görevinizdir. Aynı şekilde, toplu görüşmelerde grev hakkını öneren parti CHP, karşı çıkan parti AKP."
’GERÇEKLERİ AKP’NİN KANDİL SÖZCÜSÜNDEN ÖĞRENİYORUZ’
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın süreç ile ilgili konuşmadığını da öne sürerek şöyle dedi;
"Pazarlık masasına oturan sensin. Masanın öbür tarafındaki konuşuyor. Sen niye konuşmuyorsun? Nereden öğreniyoruz gerçekleri, pazarlıkları? AKP’nin Kandil sözcüsünden öğreniyoruz. Bülent Arınç hükümetin sözcüsü ama, bunların bir yurt dışı sözcüsü var, Kandil’de. Şimdi soruyorum; Recep Tayyip Erdoğan, Murat Karayılan’ın söyledikleri doğru mu, değil mi? ’Ben dayattım, o da silahların gölgesinde kabul etti’ diyor. Daha ne desin. Bir ülkenin Başbakanı terör örgütünün tutsağı konumuna düşemez. Açıkca söylüyorum, sen esirsin. Onun için konuşmuyorsun, çünkü ne söyleyeceğini bilmiyorsun. 76 milyon yurttaş gerçekleri Kandil’den öğreniyor. Bu utancın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan. 17 yaşındaki çocuğa gücün yeter, asarsın kesersin. Terör örgütüne gelince sesin çıkmaz, konuşmazsın. Biz böyle adama Başbakan demeyiz. Sen bu ülkeyi Ortadoğu’da batağa sürekledin, dünyaya rezil ettin. Polis devleti kuruyorsun. Ama senin gücün hiçbir CHP’liye yetmez. Topunla gel, tüfeğinle gel. Gelmezsen namertsin."