27.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Taraflar yeni planda "parça devlet" yerine "iki kurucu parça devlet" olarak adlandırıldı. Türk tarafına yüzde 29.2 toprak veriliyor. Karpaz Türk tarafında kalıyor. Adada bulundurulacak asker sayısı 3 binden 6 bine çıkarılacak. Türk tarafına dönmek isteyen Rumların dönüşü 4 yıl yerine 6 yıl sonra başlayacak. Dönmelerine izin verilen Rumların oranı Türk tarafının nüfusunun yüzde 28inden yüzde 21ine indirildi. Kuzeye gelecek Rumlar, Türk tarafındaki seçimlerde oy kullanmayacak. 30 ayın 10unda ülkeyi Türk lider yönetecek. BM Genel Sekreteri Kofi Annanın yeni planının kabulüne yönelik açıklamalarını sürdüren AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, "Garantörlüğümüzün gereği olarak Kıbrıs yükünü omuzunda taşıyanlar olarak Kıbrısla ilgili söz söylemeye hakkımız var. Sözlerimizin orada da dinlemesi lazım" dedi. KKTCnin uluslararası alanda kendini kabul ettiremediğini vurgulayan Erdoğan, "Hiç yatırım yok. Varsa yoksa portakal bahçeleri" diye konuştu. CNN - Türkte yayınlanan Manşet programında Annanın adada taraflara sunduğu yeni planın ayrıntılarını açıklayan Erdoğan, "Bu plan ikincisinden daha iyidir" dedi. Erdoğan planda KKTC lehine yapılan değişiklikleri ise şöyle sıraladı: Ver kurtul mantığında olmadıklarını ifade eden Erdoğan, dünya gerçeklerinin gözardı edilemeyeceğini vurgulayarak kendisinin ve AKPnin görüşlerinin KKTC yönetimince dikkate alınmasını istedi. Sorunun çözülememesi nedeniyle KKTCde ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydeden Erdoğan, "Bir futbol maçı yapamıyoruz, yabancı turist getiremiyoruz, yatırım yapan yok" diye konuştu. KKTC lideri Rauf Denktaşın mart ayının ilk haftasında referandum yapmayı planladığını da açıklayan Erdoğan, "Soruş şekline göre bu referandumun sonucu değişir. Objektif olması gerekir. Referandum için referandum yapmak gereksiz" ifadesini kullandı. Adaları niye verdik? Müzakerelerde karşılıklı tavizler verilmesinin doğal olduğunu savunan Erdoğan, "Dünyanın hiçbir yerinde bir tarafın tüm istekleri olur diye bir şey yok. Egede burnumuzun dibindeki adaları biz anlaşmalarla vermedik mi? Bu tür anlaşmalar eninde sonunda iki tarafa bir bedel ödetiyor. Biz diyoruz ki temel çerçeve olarak, bir olayı çözmek için yaklaşalım masaya" dedi.