21.07.2018 - 16:57 | Son Güncellenme:
DHA
Erzurum Üniversitesi Mezunları Milli Türk Talebeleri Birliği (MTTB) Camiası Derneğinin 18inci Vefa Buluşması, Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezinde yapıldı. Buluşmaya eski Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, TBMM 26ncı dönem Başkanı İsmail Kahraman, Samsun Valisi Osman Kaymak, Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Celalettin Güvenç, Ak Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarınını timsilcileri ve Erzurum Üniversitesi mezunları katıldı.
'BAŞINIZI AÇMAZSANIZ OKULA GİDEMEZSİNİZ'
Programda konuşan Recep Akdağ, başörtüsü ile ilgili 1983 yılında yaşadığı bir olayı anlattı. Akdağ, "Okulumuza gittiğimizde namaz kıldığımız küçücük bir mescidin kapısına çaprazlama tahtanın çakılmasını da gördük. Bir başörtülü kardeşimize yapılan rencide edici bir davranıştan ötürü 'Ne yapıyorsunuz, buna hakkınız yok' diyen bir kardeşimizin hapse konulduğuna da şahit olduk. 1983 yılında bir kız kardeşimiz başı örtülü okula devam ediyor. O tarihlerde ağır bir biçimde başörtüsüne karşı mücadele başlattılar. Başlarınızı açmazsanız, okula devam edemezsiniz dediler. O da 5inci sınıfta okulunu bıraktı ve köyüne döndü. Babası Orta Anadolu’da bir köyde yaşayan bir kardeşimizdi. Aradan 1 hafta, belki 15 gün geçmişti, kız kardeşimiz tekrar geldi ama bu sefer başı açıktı. Dudağı patlamıştı, gözü mordu. Ağır bir biçimde darp edildiği, birisinden dayak yediği belliydi. Biz oradaki erkekler olarak kendisine soramadık. Kız arkadaşlarımıza sordurduk. Sordular ve getirip bize cevabını verdiler. Evine gittiğinde babası çok fena halde dövmüştü ve başka bir muamele de yapmıştı ama onu burada anlatamam. Sana şöyle şöyle yaparım, eğer gidip okumazsan demiş. O Anadolu’nun tertemiz Müslüman çocuğu zorla başı açtırılmış olarak gelip okudu. Aradan 40 seneye yakın bu olay geçti ve beni duygulandıran olay, o kardeşimiz bizim 25-30 kişilik staj gördüğümüz sınıflarımız vardı, hastanede staja gelir, derse girer, dersten çıkar. Dersten çıktıktan sonra koridorun en uzak köşesine gider, sırtını bize döner, yüzünü duvara dönerek derse girene kadar orada beklerdi. Hep beraber bunları yaşadık" dedi.
DARBE GECESİNİ ANLATTI
Ardından kürsüye çıkan TBMM 26ncı dönem Başkanı İsmail Kahraman, 15 Temmuz darbe girişiminde Meclis'te yaşadıklarını anlattı. Bu sırada salonda bulunan bazı vatandaşlar gözyaşlarına hakim olamadı. Kahraman, "TBMM’deyken bir saldırıya uğradık. Biz darbe beklemiyorduk. Bir tane hain çıktı, darbe yapmaya kalktı. O tabiki bir piyon. Yoksa 160 ülkede okul açacak, sigorta şirketleri, okulları, televizyonu, üniversitesi olacak. Bu bir kişi değil. Bu toprağın insanı değil, bu inancın insanı değil, bir zalim. 'Özür dileyemem, tövbe edemem ama bir itirafta bulunuyorum' diyebilir. 'Ben kullanıldım' diyebilir. Bunları demiyor da halen bir inanç içerisinde oluyor. Kaç kişi o yüzden perişan. Bu leke temizlenecek ama biraz zamanımızı alacak" dedi.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesini anlatan Karaman, şöyle konuştu:
"Ben darbe olduğunu görünce Cumhurbaşkanımızı aradım, ulaşamadım, Başbakanımızı aradım, ulaşamadım. Benim genel sekreterim, koruma müdürüm, özel kalem müdürüm bana '1 numaraya bir şey olursa size sıra gelecek, sizi kimsenin bulamayacağı bir yere saklayalım' dediler. Bunu iyi niyetle söylediler. Kaptanlar gemiyi terk etmezler. Kim terk eder, fareler. Ben fare değilim. Aldım abdestimi doğru Meclis'e gittim. Sabaha kadar Meclis'i açık tutacağım. Grup başkanvekillerini çağırdım ve 'Yarın saat 14.00'te Meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyorum' diye mesaj attım. O gün 3 parti meclisteydi. Bunlar Ak Parti, CHP ve MHP'ydi. CHP’den 16 kişi, MHP’den 10 kişi vardı toplam 150 kişi Meclis'teydim. Tabi bunların içerisinde de 16 tane Ak Partili kadın milletvekillerimiz vardı. Sema Kırcı, Balıkesir milletvekiliydi. O da Meclis'e geldiydi. 'Hoş geldin' dedim. 19 yaşında oğlu var, hukuka kayıt olmuş. Oğluna 'Al abdesti 2'şer rekat sefer namazı kılıyoruz ve Meclis'e şehit olmaya gidiyoruz' dedi. Şimdi ben Sema Hanım'ı gördüğümde Nene Hatun diye sesleniyorum" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Kahraman ve Akdağ’a hediyeler verildi.